Murat BELGE
Türkiye’den Kıbrıs’a pasaport yerine nüfus kâğıdı göstererek gitme imkânı açıldığından beri suç oranları yükselmiş. İlk akla gelen çare, “gelen”in kim olduğunu daha iyi araştırmak, adres sormak, para sormak vb. Bence bunlar iyi çözüm değil; ama akla aykırı değil, uygulayanlar var...
Peki, “Kıbrıslı polis” dediğimiz adam kim? Yüzde 7’si Türkiye’den giden Türklermiş! Olabilir, bu da sorun değil. Kimden emir alıyorlar? Kıbrıslılardan gelen cevaba göre, orada mevzilenmiş Türk kolordusunun komutanından alıyorlarmış!
Yani KKTC’nin bir İçişleri Bakanı var, ama polisi o yönetmiyor! Bu konuyu kurcalayınca, Kıbrıs’ta zaten hükümetin filan bir emir vermediğini, bu gibi yetkilerin Kolordu Komutanı ya da Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs Büyükelçiliği’nin elinde olduğu söyleniyor.
Şimdi böyle bir durum, böyle bir “yapılanma”, başlı başına ciddi bir huzursuzluk, hoşnutsuzluk, şikâyet konusu olmaz mı?
Nitekim oluyor.
Konu nicedir “şişeden çıktı”. Bizim oraya yollanıp toplantı yapmamızın nedeni bu. Zaten sokakta yürürken, bir yerde otururken, bu konu bir şekilde açılıyor.
Beni hava alanına götüren şoför (iyi bir adam) Türkiye’denmiş. Yol boyunca bu konuları anlattı. O da Kıbrıslı Türklere kızıyor. “Bizim buraya gelip paraları Kıbrıs dışına çıkardığımızı söylüyorlar, şikâyet ediyorlar. Kendileri ucuza, sigortasız çalıştırmak için Rusya’dan, Kafkasya’dan gelenleri çalıştırıyorlar. Para oralara gidiyor.” Yani, “rivayet muhtelif” laf arasında, 1996-2000 arasında işlerin iyi, ekonominin parlak olduğunu söylüyor. O parlak zamanda kazandıklarıyla kendisinin Türkiye’de bir ev, bir de arsa aldığını ekliyor!
Bizim toplantı Kenan Atakol’un konuşmasıyla başlamıştı ve Kenan Atakol Türklerin bazılarının varlık biçiminin haklı şikâyetlere yol açtığını söylemişti. Konuşmalar ilerledikçe, onun verdiği örneklerin aslında sorunu açmaktan çok örtmek eğiliminde olduğunu anladım. Çünkü o suç işleyenlerden söz etmişti. Oysa suç işlemeyenlerle de sorun var. Konuştukça bunlar çıkıyor.
“Ne olursa olsun, Türkiye burada kalmalı” diyenler, “Bizim bu nüfusa ihtiyacımız var” diyerek durumu savunuyorlar. “En yoğun ‘Kıbrıslı Türk’ nüfusu nerede yaşar? Burada, Kıbrıs’ta mı? Londra’da mı” diye sorduğumda Londra’da yaşadığı cevabını aldım. Bu da– anlatılanlar çerçevesinde– şaşılacak bir durum değil.
Konuşmalar devam ediyor. Biri söz alıyor, “Gidin sanayi bölgelerine bakın,” diyor; “iş sahipleri, sermaye sahipleri oranı hep Türkiye’den gelenler lehine değişiyor.”
Yani, ortada birçok ekonomik olgu var. Belki en önemli değişim bu düzeyde yaşanıyor. 1974’ten bu yana kurulan düzen Türkiye’den adaya gelenler lehine çalışmış.
Ama, o eski yıllarda, yetmişlerde aileleri buraya gelip yerleşmiş Türkler durumu böyle görmüyor, böyle değerlendirmiyorlar. Onlar da “dışlandıklarını” anlatıyorlar. Kıbrıslı Türklerin nerede ne kötülük olsa Türkiye’yi suçlama yolunu seçtiklerini söylüyorlar.
Ekonomiden bu gibi konulara geçiyoruz. Kıbrıslılar, başka bir aşağılanma biçiminden şikâyetçi. “Bize tembel diyorlar.” Bu, hemen, Başbakan’ın “besleme” hakaretini gündeme getiriyor (zaten hep gündemde). “Besleme”den, “Siz zaten milliyetçi değilsiniz. Sizin Müslümanlığınız da Müslümanlık değil” suçlamalarına geliyoruz. Belli ki bu iki “suç atfı” Türkiye’deki iki ayrı meşrepten çıkıyor. Biri, adım başında cami yapılmasından söz ediyor. “Din İşleri Başkanı” (“müftü” demekmiş) böyle olmadığını, yapılanların da gene Türkiye’den gelenlerin isteğini karşılamak için yapıldığını söylüyor.
Yerleşmek üzere gelenler cami istiyor. Bir de eğlenmek üzere gelenler var tabii. Onlar da kumarhane, otel vb. istiyor. “Kıbrıs ekonomisi” diye bir şey varsa o da her şeyden önce bu kesime bağlı olduğu için, ada böyle asalak bir ekonomiye mahkûm.
Yani sorun çok. Ciddi bir çözüm fikri, programı, çalışması yok.
Ama daha asıl soruna gelemedim.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025