Mustafa Karaalioğlu
Olur olmaz pek çok şeyi “tarihi” diyerek tanımlamayı severiz ama şimdi bu sıfatı kullanmanın vaktidir. PKK’nın silah bırakmasıyla yeni bir evreye giren süreç gerçekten tarihi öneme sahiptir. Bir ülkenin, başına bela olan, insanlarının hayatına mal olan, acı veren ve enerjisini tükettiren bir problemden kurtulması son derece değerli bir kazançtır. Kürt meselesi, bir siyasi ve askeri mesele olarak neredeyse bir asrı aşan; PKK da yarım asra yaklaşan bir büyük problemdi. Bunu aşabilmek için çeşitli denemeler -açılım ve çözüm süreçleri- yaptıktan sonra en nihayet artık silahlara veda diyebilmek Türkiye gibi temel sorunlarını çözemeyen bir ülke için vites yükseltmek demektir.
Raf ömrü bitmiş, çözümü için geç bile kalınmış bir problemi nihayet geride bırakıyoruz.
Elbette, PKK meselesi çözülürken yerine iç siyasette başka problemlerin üretiliyor olmasını gözden kaçırmıyoruz; yani temel meseleler havuzumuzda su seviyesi düşmüyor. Hukukun siyasallaşması ve siyaset mühendisliği gibi mesele üretme hastalığımız her fırsatta nüksediyor ama içinde kan ve gözyaşı olan terörlü bir dönemi geride bırakmanın önemi ayrı bir frekanstır. Örgütün kendisini feshetmesinden sonra şimdi de silahların bırakılması ya da yakılması hayırlı bir gelişmedir.
Sürecin planlandığı gibi gitmesi; yani ne yapıldığının ve ne yapılacağının biliniyor olması da bir o kadar hayırlıdır. Geçmiş örneklerden ders alınmış ve muhtemel yol kazalarına karşı bağışıklık üretilmiş...
MHP Lideri Devlet Bahçeli, elbette teşekkürü hak ediyor. Meclis’te yaptığı sansasyonel çağrıdan sonra çözüm mekanizması harekete geçmiş ve tıkır tıkır işlemiştir. Dün silahlar yakılırken herhalde ülkede en mutlu kişi Bahçeli’ydi. Büyük bir inisiyatif aldı, zoru başardı ve herkesin gözü önünde neticeye ulaştı. Mükemmel bir siyasi performans… Sürecin başında kararsız ve fazla temkinli olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı motive etmesi de aynı performansın başka bir ünitesidir. Devamında Erdoğan da süreci hem korudu hem de iyi yönetti. Bununla birlikte, başta CHP Lideri Özel olmak üzere muhalefetin büyük çoğunluğu elini taşın altına koymasaydı da bu noktaya gelinemezdi. DEM’in Öcalan’la görüşme trafiğiyle başlayan mesaisinin ve kamuoyunun duygularını kavrama becerisinin olmazsa olmaz önemini de buna ekleyelim. Ve bu vesileyle Sırrı Süreyya Önder’i de rahmetle analım. Keşke bugünleri, özellikle de dünü görebilseydi…
Olayları siyaset üzerinden okuyoruz ama arkada bu süreci sessiz, derinden ve ustalıkla sevk ve idare eden bürokratik mekanizmayı, özellikle MİT’in ve Başkanı İbrahim Kalın’ın soğukkanlı ve yapıcı rolünü de kaydedelim. Geçmiş tecrübeleri iyi analiz ettiği ve zor bir problemi basit bir denkleme indirgediği anlaşılıyor.
Bundan sonra da risk olabilir mi, olabilir. Böylesi süreçler her aşamada saldırıya ve tehdide açıktır. Çözümü hiçbir şartta istemeyenler de çözümü çeşitli sebeplerle içine sindiremeyenler de olacaktır. Ancak, bu aşamadan sonra geri dönüş artık bir seçenek olmaktan çıkmıştır. İktidar kanadı için ise tümden imkansızdır, zaten anlamsızdır da.
Böylesine büyük çözümlerin iyileştirici ve cazip bir tarafı vardır. Şimdiden sonra bunu hissedeceğiz. Silahın ve şiddetin gölgesi kalkınca atmosfer daha berraklaşacak. Ülkeyi bir arada, barış içinde yaşamaktan alıkoyan korku ve endişenin yükü omuzlardan kalktıkça, geçmiş sadece acı bir hatıradan ibaret kalacak. Nasıl inkar ve asimilasyon bir yol değilse terörün ve şiddetin de bir yol olamayacağı, siyasetten gayrı istikamet bulunmadığı zihinlere kazınacak.
Evet, Türkiye birden huzura kavuşmayacak ve malum büyük meselelerimiz yine paçalarımızdan çekmeye devam edecek ama artık “Böylesine büyük bir meseleyi çözebilen bir ülke diğerlerini de çözebilir” diyebilme cesaretimiz olacak.
Yazarlar
-
Akif BEKİVer elini kayyumokrasi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSuriye’de haberler kötü 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURErbil’deki tartışma: Zor yakalanan mı zor olan mı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPiyasaları kim hazırladı? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERGeri Çağırma Hakkı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNYıkıcı korku değil kurucu cesaret 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanHukuk devletinden uzaklaşmak boşuna değildi, tam da bugünler içindi 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUMerkeziyetçilik bütün kötülüklerin anasıdır! 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAUmut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNYargı İstanbul Yönetimini Görevden Alınca CHP Direniş Kararı Aldı 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBarış Umudu 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRT20 Yılda Ne Değişti? 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilMillî mi, Evrensel mi? Muhafazakâr Savunma Sözlüğünün Anatomisi 2.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMalazgirt ruhu: Sultan Alpaslan ve Cevdet Sunay yeni Türkiye’ye el sallıyordu 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluKim demiş İslam ülkeleri bir araya gelemiyor diye 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNLevant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBir Demokrasi Kurultayı hikâyesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: İtalya-Güney Tirol Özerk Bölgesi 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞDİYANET NE ZAMAN ”KENTLİ” OLACAK? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Kusursuz fırtına’nın tam ortasında: Türkiye krizler kavşağında hangi yola sapacak? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazRüşvetçileri merak eden bir savcı var mı? 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞAnayasa Madde 66: Türk vatandaşlığı 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasLiderleri neden ‘insan üstü’ gibi görüyoruz 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAktaş serbest, Özer niye tutuklu? İşte skandalın kanıtı 3 rapor 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan çok beğenmiştir… 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKızışan Ortadoğu ve Amerikan sağında ihtilaflar 30.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİPlazma Toplumu: Bir sinyal okyanusunda yüzen balıklar gibiyiz 30.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.08.2025
16.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025
21.07.2025
17.07.2025
14.07.2025
13.07.2025
26.06.2025