Sezin ÖNEY
KCK operasyonlarının arkasındaki istihbarat zihniyetinin, Soğuk Savaş döneminde, her yerde düşman görmeye başlayan CIA’inkini anımsatmaya başladığını düşündüğümü yazmıştım dün.
Batı Avrupa’da (ve tabii Türkiye’de) “komünizm tehlikesi” ile mücadele etmek için, oluşturulan paramiliter Gladio (ve türevleri) yapılanmalarının mimarlarından olan James Angleton’un, 1950’den itibaren neredeyse çeyrek asır damgasını vurduğu CIA’de nasıl her yerde ve herkeste, ‘düşmanı’ gören bir algı, zihin dünyası oluşmasına neden olduğunu da...
Angleton’un neredeyse paranoyaya varan ve “düşmanla barışın imkânsızlığını” vazeden sert, kıraç yaklaşımları, ABD’nin, ağırlıklı olarak haklar, eşitlik gibi kavramlar yerine güçlünün kuralları kafasına göre belirlediği bir düzeni savunan ‘aşırı realist’ politikacıların oluşturduğuna iktidarlarını da, “düşmanın çivi gibi yere çakılacağına” inandırdı.
Angleton üzerine bir kitap yazmış olan David C. Martin’in, Best Laid Plans: The Inside Story of America’s War Against Terrorism (En İyi Oluşturulmuş Planlar: Amerika’nın Terörizme Karşı Savaşı) başlıklı çalışması da var.
CBS televizyonunun ulusal güvenlik muhabiri olan Martin, John Wallcott ile beraber yazdığı bu kitapta, ABD devletinin “terörizmle” mücadele konusunda, Soğuk Savaş mantalitesini bir türlü aşamadığını öne sürüyordu. Martin’e göre, “komünizmle savaşta” yapılan hatalar sürekli tekrar ediliyor ve “terörün” gerçekte ne olduğu, nasıl bir etki yarattığı sağlıklı olarak irdelenmiyor ve ülkeye verdiği zararın boyutlarının doğru ölçümü yapılamıyordu. Son derece rasyonel bir görüntü altında, son derece duygusal tavırlar sergileniyordu.
Martin ve Wallcott’un çözüm önerisi basitti: “Terörizmde, diplomasi ve doğru yargı süreçleri herşeye yeter, istihbarat ve güvenlik alanlarına yoğunlaşmanın anlamı yok”.
1988’de yazılan bu kitap, Irak Savaşı ve Bush (ve Obama) döneminin “İslami terörle mücadele” politikalarına da yöneltilebilecek öngörülü eleştiriler sunuyordu aslında.
Türkiye de, yönetim bakımından hâlâ Soğuk Savaş dönemi zihniyetini aşamadığını, KCK soruşturmalarında sergilenen hoyrat tavırlarla ortaya koydu. Zaten bu haşin yargı yaklaşımı, Ergenekon davalarına da müthiş zarar verecek biçimde sergilenmişti.
Son KCK tutuklamaları, yeni anayasa tartışmalarını krize sokacak elbette. BDP’nin Anayasa Çalışmaları Komisyonu üyesi Prof. Büşra Ersanlı’nın seçilmesi bir tesadüf mü? Mesele, “örgüt bağlantısıysa” gerçekten, bir Ragıp Zarakolu, Ayşe Berktay gibi barış eksenli aydınlar mı kaldı “Türkiye’nin terörden arınması için tutuklanması elzem olan”.
Kaybediyoruz, çok kötü kaybediyoruz.
2007 Muhtırası sonrası ortaya çıkan demokrasi ruhunu, çok fena, hiç acımadan harcıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde, Mısır’daki Tahrir Meydanı Başkaldırısı’nı örgütleyen gençleri konu alan bir belgeseli izlerken yüzümün kızardığını hissettim; demokrasiye olan heyecanları, naif fakat son derece güçlü insani duruşları, Türkiye’ye o kadar uzak ki...
“Model ülke” Türkiye ama belgesel BBC yapımı. Türkiye’de, ‘Arap Baharı’nda gerçekten ne olup bittiğini anlamaya çalışan uluslararası bir çalışmayı hiçbir medya kanalı gerçekleştiremez.
Hep ufak tefek heveslerle, demokrasi kırıntıları, insana odaklı bazı iyi niyetli çalışmalarla oyalanıyoruz. Neyse ki, siyasi bir ortamda doğsa da, SETA gibi, Mısır’da şube açmayı düşünen, Arap Baharı’nı akademik bir ciddiyetle çalışan, bu konuda bilgi birikimi oluşturan, bilgi akımını sağlayan düşünce kuruluşu var.
Her devletin, üzerine tehdit algısını kurguladığı bir saplantısı oluyor. Mesela ABD’de Kara Panterler takıntısı gibi. Devletin özgürlük sınırlarını zorlayan başlıca örgütlerden biri olan Kara Panterler hareketinin üyelerinden Mumia Ebu Cemal, bir polis memurunu öldürdüğü zannıyla 1982’den beri hapiste. İdama mahkûm. Hâlbuki, masum olduğunu kanıtlayabilecek ciddi deliller var.
1968’de FBI, Kara Panterler’i “ABD iç güvenliğine yönelik en büyük tehdit” olarak adlandırıyordu.
Öyle miydi gerçekten?
Türkiye’de PKK şiddetini tırmandırmanın yolu, siyasete buluşan tüm Kürtlere, “ülkenin batısındaki, nispeten ayrıcalıklı entelektüellerin bile, Kürt siyasetiyle ezkaza ‘selamlaştıkları’ şüphesi üzerine dahi tutuklanıverdiği” mesajını verip, onları sindirmek değil midir?
Kürtlerin siyaset yoluyla dile getirecekleri kimlik sorunlarının, bu devletin çatısı altında asla çözülemeyeceğini hissettirip, şiddeti birçok Kürt’ün gözünde meşrulaştırmak değil midir?
“Türk” halkını da, “nedir bu masum insanları öldüren PKK’ya düşkünlüğü Kürtlerin” diye, zaten toplumda varolagelen ayrımcılık sorunlarının batağına daha da itmek değil midir?
Benim gözümden mi kaçtı; Kürt Sorunu’nun demokratik çözümüne yönelik hiç adım atıldı mı, hadi gene iyi niyetle diyelim ki, seçimden beri?
Tüm bunların tek hizmet ettiği, Kürt Sorunu’nu patlatmak değil de nedir?
Ateşle oynanıyor ama ne yazık ki, hepimiz yanacağız...
Zaman, sonunda doğruyu gösterecek, ancak, daha bir sürü can yandıktan sonra.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024