Yalçın AKDOĞAN
Geçmiş dönemlerde dini gruplar istihbarat örgütlerinin iştigal alanında olmuştur ve sızmalarla bu grupların yönlendirilmeye çalışılması çok da sürpriz olmayan bir durumdur. Ancak bir grup kendisi istihbarat örgütü gibi faaliyette bulunmaya başlıyorsa veya büyümesini bu tür mekanizmaların varlığında görüyorsa ortada daha vahim ve yapısal bir soruna var demektir.
Güç zehirlenmesi ve gayrı meşru yöntemlere savrulmak, masum gibi görünen oluşumların çok farklı yapılara dönüşmesine sebep olabilir.
Güç kullanmayı gelişimleri için gerekli gören yapıların en önemli özelliği 'istihbarat şebekesi' gibi çalışmaya başlamasıdır. Hatırlanırsa 1990'larda varolan bir örgüt, insanları kaçırıyor, sorguluyor, fişliyor, dosyalıyor ve tam anlamıyla bir istihbarat faaliyeti yürütüyordu. Peki maneviyat iddiasındaki bir örgüt niçin istihbarat faaliyetlerine yoğunlaşır?
Dini gruplara mensup bireylerin devlet kurumlarında görev alması kesinlikle 'sızma' gibi kavramlarla değerlendirilemez ve bir sorun olarak görülemez. Ancak bu kişiler grup aidiyetiyle farklı bir mekanizma oluşturuyor ve dahildeki veya hariçteki yetkisiz kişilerin iradesiyle yönlendirilmeye başlıyorsa bu büyük bir sorundur. Karar mercii sivil ve meşru idare olmaktan çıktığı an, orada hastalıklı bir yapı oluşuyor demektir.
Kayıtdışı istihbarat, kayıtdışı operasyon, kayıtdışı yapılanma öncelikle hukuk devleti için tehdittir. Devlet kurumları tertip ve tezgah mantığıyla hareket etmezler.
Bu mekanizma, herhangi bir grubun önünü açmak için tüm alternatifleri, farklılıkları, muhalifleri tasfiye etmek gibi bir misyon görüyorsa ortada kirli bir iktidar ve makam-mevki mücadelesi var demektir.
'Amaca ulaşmak için her yol mübahtır' diye düşünenler, aracı amaç haline getiren sakat bir yaklaşım üretirler. Gayrı İslami ve gayrı insani her türlü yöntemi (tezgah, şantaj, karalama) kullanarak ulvi bir amaca ulaşma düşüncesi büyük bir yanılgıdır, örgütleri canavarlaştıran bir anlayıştır.
Korku salmak bu yapıların en temel motivasyon kaynağıdır.
Son günlerde görüldüğü gibi işadamları 'operasyonlar size de sıçrayacak' diye korkutulup müttefik yapmaya çalışılıyorsa, eleştirenler tehdit ve şantajlarla susturulmak isteniyorsa, aykırı konuşanların üzerine kasetlerle, karalama kampanyalarıyla gidiliyorsa, bu nasıl bir sevelim-sevilelim anlayışıdır?
Diyalogculukla nam bulan bir vakıf, geçmişte TÜSİAD'ın yaptığı gibi her hafta racon kesiyor, dini cemaatler veya STK'larla işbirliğine gitmek yerine yabancı ülkelerin misyon şefleriyle hükümete karşı lobicilik faaliyetlerine girişiyorsa bu nasıl bir sivilliktir, nasıl bir vatanseverliktir?
Kendisini hakikatin merkezine koyan yapılar 'Tahammülsüzlük' üzerine kurgulandıkları için diğer dini gruplar ve cemaatlere karşı samimi bir işbirliği içine giremezler. İttihad-ı İslam fikri, uhuvvet ve kardeşlik bu örgütler için hiçbir anlam ifade etmez.
İstihbaratçılık oyunlarına alışanlar ülkenin geleceğine yön verebileceği, siyasi iktidarı oyuncak gibi yönetebileceği yanılgısına kapılırlar.
Yabancı gizli servisler bu tür yapılar üzerinden manipülasyon ve yönlendirmelerde bulunmaya çalışırlar.
İstihbarat oyunlarının gideceği yer yabancı ülkelerin amaç ve hedeflerine hizmet etmektir. Küresel güçlerle iş tutmaya alışan yapılar gayrı milli ve gayrı dini tavırlar sergilemeye başlarlar.
Kendi ülkesinin istihbarat servisi, ordusu, bankası, hükümeti aleyhine faaliyetler içine girmek, onu tahrip edecek işler yapmak hiçbir makul ve meşru gerekçeyle izah edilemez. Yanlış yapan kişilerin üzerine gitmek ile kurumları çökertmeye çalışmak iki ayrı iştir. AK Parti iktidarı kendisine ve milli iradeye yönelen darbeci anlayışlarla hukuk içinde mücadele ettiği kadar, hukuk ve adalet duygusunu zedeleyen gelişmelere karşı da duyarlılığını ortaya koymuştur. Bu yüzden biz Ergenekon sürecinde ne dediysek aynen onun arkasındayız. Ancak Başbakanımız defalarca bir kısım tutuklamalardan duyduğu rahatsızlığı dile getirmiştir.
Manevi hareketlere gönül veren, büyük fedakarlıklar sergileyen insanlar mecraından sapan gidişat ve kirli oyunlar karşısında büyük ıstıraplar çekerler. Bu yapıların gönül verenlerin arzu ettiği mecraa dönmesi, temizlenmesi ve asli fonksiyonunu dönmesi ancak siyaset mühendisliğine soyunan şebekelerin temizlenmesine bağlıdır.
Aksi halde AK Parti'ye zarar vermeye yönelik tertipler Türkiye'yi çökerten bir projeye dönüşür ve herkes bunun altında kalır.
YASİN DOĞAN
http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YasinDogan/istihbarat-oyunlarinin-vardigi-nokta/45130
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019