Yıldız Ramazanoğlu
Darbenin 1. yıl anmasında Ümraniye Meydanı’nda gece 02.00 de yaptığım konuşmadan satırbaşları. Kayda geçsin istedim. Bu yıl da aynı hissiyattayım. 15 Temmuz 2017.
Başımızdan korkunç bir olay geçti. Bu ülkenin ekmeğini yemiş suyunu içmiş, milletin kıt kaynaklarından feragat ederek okutup ümit bağladığı insanlar, kadın yaşlı çocuk demeden bu büyük milletin üzerine bomba yağdırdılar. Hiç koloni olmadık deriz ama bu kez ülke gerçek bir işgalden döndü. İşgal kuvvetlerine karşı koymak için dışarı çıkan, namlulara karşı yürüyen kadınlara erkeklere ahmaklar sürüler! diyen zavallı adam, demek ki halkı sürü olarak görmelerini, kolayca vurmalarını sağlayan bir tedristen geçirmiş esir aldığı ruhları. Türk askeri ise bizi asla vurmaz! derken vurulan kadınlar, bize nasıl silah çekersiniz, bize namluları neden çeviriyorsunuz diyen yaşlılar şaşkınlık içindeydi. Fakat en doğru soruyu Çengelköy’de bir kadın sormuştu: Kimsiniz siz?
Kısa zamanda mesele aydınlandı. Ortadoğu’nun bütün halklarını çöp olarak gören emperyal zihniyet, seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı tasfiye etmeye karar vermiş, ülkesiyle halkıyla bağları kopmuş yerli kişilerle işbirliği yapmıştı. Halk direnmese, cumhurbaşkanı büyük bir dirayetle Atatürk Havalimanı’na inmeseydi, şu an ülke hala işgal kuvvetlerinin elindeydi. Binlerce insan katledilmiş ve demokrasi isteyenler hapishanelere doldurulmuş olacaktı.
Çocukluğumuzdan bu güne çok darbeler yaşadık. Birkaç subay ve general darbe yaptığını radyodan ilan eder, insanlar evlerinden çıkmaz, ülke kazanımlarını bütünüyle kaybederdi. Sonra da cuntanın izleri on yıllarca silinmezdi. 60 Darbesi misal, subay hareketiydi, en yüksek rütbeli olan albaydı ve başta bir general olmalı düşüncesiyle Cemal Gürsel’i zoraki ikna etmişlerdi. 12 Eylül desek dörtlü cunta işi götürebilmişti. Peki 15 Temmuz kalkışmasında yüzlerce general ve üst rütbeli yakın yıkın acımayın ateş edin! emrini verirken on binlerce insan neden bütün şehirlerde sokağa döküldü? Bu her şeyden önce demokrasi bilincinde katettiğimiz mesafenin göstergesi. Evlatlarımız darbe hikayeleriyle büyüdü. İçlerinde güçlü bir reddiye gelişti. Digital dünyanın sağladığı iletişim dayanışma haberdar etme imkanları elbette yabana atılmamalı. Gençler boyunduruk değil daha geniş özgürlük istiyor. Kimse yukarıdan aşağıya başöğretmenlik yapılmasını, aşağılanmayı, ikinci sınıf addedilmeyi sineye çekmiyor artık. Uluslararası deneyimlerin sağladığı bilinç de etkili. İslam dünyasında yaşananlar bilinç yükselmesi sağladı. Batılı siyasi mahfillerde Pakistan, Fas, Tunus, Cezayir, Mısır ve İran’da neden demokrasi değil de krallar, şahlar, zalimler, tiranlar ve cuntalar destekleniyor diye sorgulayan, muasırlaşmanın içeriğini tartışan yeni nesiller var.
Ümraniye şehitlerimizden birkaçına yakından bakalım. Askeri Çoban; Diyarbakır Ergani doğumlu, yedi çocuklu, seyyar satıcılık yapan bir kardeşimiz. Akşam namazını kılıp olayları duyar duymaz köprüye koşup şehit oldu. Sevgi Yeşilyurt; Samsun doğumlu, iki çocuk annesi ev hanımı. O da müdahaleyi işitir işitmez köprüye koşup şehit oldu. Onur Kılıç; şoförlük yapan, 93 doğumlu bir arkadaşımız. Ailesi ona kız istemek için Rize’ye gitmiş, hayırlı müjdeli haberi beklerken, evde televizyonun karşısına geçeceğine ülkesinin bekası için köprüye koşup şehit olanlardan.
Elbette sadece kahramanlıkları konuşarak bu fedakarlıkların hakkını teslim edemeyiz. Darbelere karşı duruşun ortak bir değer olarak görülmesi lazım. Her yurttaşın kendini eşit kurucu ve değerli hissetmesi için emek vermek zorundayız. Canını feda edenlere de, onların geleceğini çatışma ve şiddet üzerine değil, eşitlik ve hakça paylaşma üzerine inşa etmek isteyen çocuklarına da akletme ve uzlaşma borcumuz var.
Türkiye bir kez daha bağımsızlık mücadelesi verdi. Toplumda birlikten yana büyük bir arzu ve irade var. Öte yandan insanların şehri, ülkesi, mahallesi ve bütün yaşam alanlarıyla, ekonomik düzenle ilgili taleqpleri var ve yöneticileri seçimden seçime belirlemekle yetinmek istemiyor. Daha etkin, müdahil ve katılımcı olmak, yaşamın hızıyla orantılı biçimde daha sıklıkla dikkate alınmak istiyor. Bu aşamayı kaygıyla değil sevinçle karşılar gereğini yaparsak, darbe gibi kötülüklerden azami ölçüde uzaklaşabiliriz.
Yazarlar
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2020
23.12.2020
16.12.2020
9.02.2020
25.11.2020
11.11.2020
4.01.2020
28.10.2020
14.10.2020
30.09.2020