Yusuf Ziya DÖGER
Şeyh Said ve arkadaşlarının göstermelik mahkeme kararı ile idam edilişlerinin yıldönümünde oradaydım, onların yaşadıklarını onurlu insanların gündemine getirmediğim ve katillerine her an onları hatılatamadığım için yaşadığım utancı bir nebze olsun giderebilmek umuduyla.
Nerede mi? Türkiye Cumhuriyetinin gizli sicillerinden birisinin yaşandığı ve kimsenin haberdar olmadığı Sayer'deydim.
Uzun zaman sonra oraya ilk gidişim oldu. Utancımı bir parça bile olsun gizleyen/gideren birşeyler yapılmıştı. Öncelikle Sayer'de yapılanlara vesile olanları yürekten kutlamak lazım. Daha önce rasgele taşlarla etrafı belirlenmiş katliam yerinin çevresi düzgün bir duvarla örülmüş ve mezbelelik görüntüsü ortadan kaldırılmıştı.
Oturdum, örülmüş duvarın içinde yatan isimlerini unuttuğumuz ve niye öldürüldüklerini bile konuşmaktan çekindiğimiz yakılarak öldürülen 76 kadın ve çocuğun olmayan mezarlarının başında.
Acaba orada, niçin yakılarak öldürüldüklerini henüz akledebilecek zihinsel düzeyde olmayan kaç çocuk vardı. Ya bu çocuklarının geleceklerine yönelik planlar yapan kaç anne/kadın vardı. Ya gelinlik çağına gelmiş kaçgenç kız…
Kimdi burada dünyanın şahid olabileceği en vahşi öldürme şekline maruz kalıp yaşamları sona erdirilerek katledilenler. Geleceğe dair kendileri ve çocukları için ne tür umutlar besliyor ve ne tür planlar gerçekleştirmeyi umud ediyorlardı.
Nedense orada oturup birkaç kelimelik dua etmeye başlayınca, aklıma kendileriyle birinci dereceden kan bağına sahip olduklarım öncelikli olarak gelmedi. Çocukluğumdan beri ne zaman bu konu açılsa o gün köyde vurularak şehid edilen/öldürülen Mehmed Çavuş'un hanımı ile askerlerin başında bulunan yetkili kişi arasında geçtiği idia edilen (İdia diyorum, çünkü askerlerin yanında bulunan ve onlara yol gösterenler dışında kimse oradan sağ çıkmamıştı, anlatım onlara ait) o diyalog geldi.
- Ben köyde öldürdüğünüz kişinin hanımıyım. Bunlar benim ziynet eşyalarım. Kocamı öldürdünüz, biliyorum bizi de öldüreceksiniz ama bana bir iyilik yapmanızı istiyorum. Kocamın soyunun devam etmesi için en küçük çocuğumun serbest kalması için ziynetimin tümünü size veriyorum.
Askeri yetkili teklifi kabul eder, ziynetleri ve çocuğu yanına alır. Ev içindekilerle birlikte ateşe verilir. Ateş harının yükselmesiyle birlikte iki veya üç yaşlarında olduğu ileri sürülen çocuk süngülenerek ateşin içine atılır.
Ölüme meydan okuyan o duyguyu anlamak, düşünmek ve özümsemek gerektiği kanati hâsıl oluyor bende. Ölüm anında bile olsa kendisinden sonraki kendisini düşünmek ve onu varkılma mücadelesi vermek. Bugün onları unutma noktasına gelmiş isek najıkımın1 o an yaşadığı endişenin bugün gerçekleştiğini farketmekteyim.
Acaba pazarlığı kabul eden zihniyetin verdiği sözlerde ne kadar samimi olduğunu hiç düşündük mü? Verilen her sözün amaç hâsıl olunca nasıl unutulduğunu görmek için hangi göze ve zihne ihtiyaç var.
Bunu düşündükçe barış süreci denilen dönemde Lice'de sivil halka ateş açma emrinin nasıl verildiğini daha kolay anlıyor ve adına kolluk kuvvetleri denilen insanların haleti ruhiyelerinin nasıl canavlaştırıldığını…
Mehmed Çavuş yıllarca askeri birliklerde komutanlık yapmış ama Şeyh Said kıyamı patlak verince kendi halkına karşı savaşamayacağını ileri sürerek görevinden istifa edip köyüne dönmüştü. Bundan sonraki yaşamını köyünde sürdürmek niyetindeydi.
O yıl köyde kendisine ev yapmakla meşgul idi. Birgün köye kıyamın önemli komutanlarından Kolos Ağanın kardeşi Mustafa Ağa arkadaşlarıyla birlikte gelir. Ki o dönemde kıyamdaki etki ve faaliyetlerinden dolayı devlet nezdinde mahkûmdur.
Mustafa Ağa arkadaşlarıyla misafiri olduğu Mehmed Çavuş'a
- Korkarım bu kadar eziyet ve zahmet çekerek yaptığın bu güzel evde oturmak nasip sana olmayacak. Kemal bu evi yakacak, der.
- Mehmed Çavuş andolsunki eğer bunu yaparsa ben bir daha ömrümün sonuna kadar içinde oturmak için bir ev yapmayacağım ve silahımı alıp dağlara çıkacağım der.
Evet, o yıl sonbaharda kehanet gerçekleşir ve Kemalin güzide askerleri ona dağa çıkma imkânı bile tanımadan köydeki tüm evlerle birlikte onun evinide yakarlar. Keşke sadece evler olsa. Köyden yakalayabildikleri insanların tümünü de birlikte yakarak.
Mehmed Çavuş ve hanımının bu tepkileri kulaklarımıza küpe olmalı bence.
Onların bir evladı olarak yaşamam gereken utancı iliklerime kadar yaşıyorum. Çünkü onların niye yakılarak öldürüldüklerini haykıramıyor ve dünyaya onların yaşadığı vahşeti aktarmaya çalışmıyorum. Olur ya bana ilişmesinler diye suskunluğa gömüyorum kendimi.
Aldığı otuzun üzerindeki süngü darbesine rağmen direnişinden vazgeçmeyip canlı kurtulan Celil Çavuşun torunu olarak bu utancı ömür boyu taşımam gerektiği bilincine sahip olmam gerekir. Oda uzun yıllar askeri komutanlık yapmış tıpkı Mehmed Çavuş gibi kendi halkına silah doğrultamayacağını ileri sürerek istifa edip köyüne dönmüştü.
Geçimi için de ticaret yapmaya başlamıştı. Belki de dört çocuğuna bu şekilde gelecek sağlamaya karar vermişti. Ama çocukları ve hanımı onun kadar şanslı değildi. Çünkü onlar süngülenenler arasında değil yakılarak öldürülenler arasında yer alıyorlardı. .Onlar egemenlerin gözünde öyle suçluydularki ölümlerin en şiddetlisi olan yakılarak öldürülme cezasına çarptırılmışlardı henüz olup bitene anlam veremeyecek yaşta olmalarına rağmen.
Evet, o gün oradaydım onların yaşadıklarını elbette yaşamayacaktım ama belki yaşadıklarını hissedebilirim umuduyla. Guêw'den Sayerê kadar katillerinin gözetiminde yürütldükleri sarp coğrafyaya bakarak acaba köyden çıkarıldıklarında gerçekten öldürüleceklerini hissetmişler miydi?
Soruyorum…
Dünyada katilleriyle en az on saat yüz yüze kalıp bir eve doldurulduklarında ateşe verilerek yakılacaklarını akledemeyen kaç çocuk vardı.
Guêw, Sayer, Seyfan, Gırnuês ve Xellon'dan toplanan ve Sayer'de dolduruldukları evde yakılarak öldürüleceklerini akledemeyen çocuklar olduğunu ben olayın şahidi olmuş yüzlerce kişiden defalarca duydum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2018
21.02.2018
13.10.2017
24.09.2017
27.03.2017
27.02.2017
16.02.2017
31.01.2017
28.01.2017
22.01.2017