Alper GÖRMÜŞ
Hepimiz gündelik hayatlarımızdan biliriz: Bizi aşırı ölçüde öfkelendiren sorunlara, bizim de kabul ettiğimiz meşruiyet dairesinin içinden bir çözüm üretemediğimizde benliğimizi ağır bir çaresizlik duygusu sarar.
Kazancının bir bölümüne tehditle el koyan mafyatik bir örgüte karşı defalarca baş vurduğu yasal girişimlerden hiçbir sonuç alamamış bir işadamını düşünün... O artık öfkesinin üstüne çaresizlik de binmiş bir kişidir ve önünde iki yol vardır: Ya yasal yolları daha etkili sonuç alacak biçimde yeniden zorlamak ya da haraççılarının baskısından yasal çerçevenin dışında çözümlerle kurtulmaya çalışmak (Mesela para karşılığında bir başka mafya grubunu devreye sokmak).
Çeşitli siyasi akımlardan muhaliflerin yazdıklarını okudukça, aklıma ister istemez, örnekteki işadamı gibi öfke ve çaresizliğin girdabındaki insanların muhtemel davranış biçimleri geliyor. Hatta dahası: Onların artık öfkelerini meşruiyet sınırları içinde kalarak dindiremeyeceklerine inanmaya başladıkları da geliyor aklıma. Kimse bunu bu netlikte söylemiyor tabii, fakat satır aralarından bunu sezmemek mümkün değil.
Umut-umutsuzluk gelgitini umutsuzluk kazanmış görünüyor
Beni takip eden okurlar hatırlayacaktır; “nihilizme varan bir umutsuzluk”tan kaynaklandığını düşündüğüm bu ruh hali üzerine, henüz ‘embriyo’ halindeyken, 2008-2009 civarında yazmaya başlamıştım. Bu ruh halinin ilk sürümleri, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) bir ‘konjonktür partisi’ olmadığının anlaşıldığı ve yakın gelecekte seçimlerle yenilemeye(bile)ceğinin hissedilmeye başlandığı o tarihlerde ortaya çıkmıştı. Bu hissiyat bir süre gitmeli-gelmeli bir seyir izledi; kâh umutsuzluk öne geçti kâh “bu sefer olacak” duygusu... AK Parti’nin yüzde 38’e düştüğü 2009 yerel seçimleri ve parlamentoda ilk kez çoğunluk sayısına ulaşamadığı Haziran 2015 seçimleri umudu öne çıkaran tarihlerdi. Fakat umudun zirvesi sayılabilecek Haziran 2015 seçimlerinden beş ay sonra gelen yüzde 50’lik AK Parti zaferi, bir umuda bir umutsuzluğa evrilen bu gelmeli-gitmeli süreci durdurmuş, muhaliflerin seçim umudunu söndürmüş görünüyor. 2008-2009’dan beri her seçimden sonra yeniden gözden geçirdiğim muhalif ruh haline ilişkin son değerlendirmemde, “Galiba muhalefet 14 yıldır ilk kez (en azından girilecek ilk seçimde) AK Parti’nin iktidardan uzaklaştırılamayacağını kabullenmiş görünüyor” diye yazmıştım. (“Yüzde 50’nin nihilizme varan umutsuzluğu”, Serbestiyet, 9 Mart 2016).
‘Kabul edeceksin, yenildik’
Cengiz Çandar’ın, gazeteciliği bırakma kararı almasından sonra T24’ten Hazal Özvarış’a verdiği uzun söyleşideki şu sözleri, anlatmaya çalıştığım seçimlere dair ruh halinin kristalize olmuş bir örneğini teşkil ediyor:
“1 Kasım seçim sonucuyla, seçimlere kadar içinde benim de didiştiğim alanda yenilgiye uğradık. Kabul edeceksin, yenildik. Bu olmamış gibi davranmanın bir manası yoktu. Daha önce 2011-2012, özellikle 2013-2014’ten sonra ve 2015 boyunca yazdığımız, kafamızda ürettiğimiz hemen her şey denize akan dereler gibi 2015 seçimine doğru akıyordu. Çabalarımızın, kendi açımızdan 7 Haziran’da çok sevindirici bir sonuçla noktalandığını sandık. Gelgelelim, arkasına birkaç yılı alan ve sonraki yılları belirleyecek olan süreç, 7 Haziran’da değil, 1 Kasım’da noktalandı. O noktadan itibaren son 3-4 yıldır yapmakta olduğum işleri, aynı şekilde yapmaya devam etmemin, bence, bir manası kalmamıştı; yazıların muhatabı da, zemini de yoktu.”
Akla hitap etmeye çalışan üç muhalif yazar
Toplumun yarısının, çaresinin olmadığını düşündüğü bir umutsuzluk içinde yaşamasının kimse için iyi olmadığına inanıyorum (iktidar ve destekçileri dahil); bunu, istisnasız bütün ‘nihilizm’ yazılarımda özellikle vurguladım. O nedenle, muhalif kesim içinde umutsuzluğu reddeden ve demokratik meşruiyet içinde çare önermeye, üretmeye çalışan yazarların uyarılarının önemli olduğunu düşünüyorum. Zaten bu konuya bir kez daha dönmemin nedeni, son haftalarda bu çerçevede okuduğum üç yazı: Bu yazılar sırasıyla Levent Gültekin, Nuray Mert ve Tarhan Erdem tarafından kaleme alındı.
Yazının bundan sonrasında üç yazarın yaklaşımlarını ve uyarılarını özetlemeye çalışacağım.
Çaresizlik duygusunun bir tezahürü: Mucize beklentisi
Çaresizlik hissiyatı meşruiyet dışı arayışlara, önü arkası hesaplanmamış bir sertliğe, 'feda' duygusuna yol açabileceği gibi pasifliğe de yol açabilir. Hatta bazen, tıpkı çareyi falda-sihirde arayan bireyler gibi mucizelerde arayan toplumlar da görülebilir; pasiflik bu kadar ileri boyutlarda dahi tezahür edebilir.
Levent Gültekin Türkiye’de muhalif kesimin yer yer gerçeklerden kopup “mucizelere inanma” noktasına geldiğini söylüyor:
“(...) Yazarlar, gazeteciler, aydınlar, akademisyenler, muhalefet partileri… genel olarak muhalif çevrelerde şöyle bir hava var: Bir mucize olacak, Erdoğan’ın planları sekteye uğrayacak ve Türkiye bu kötü gidişattan kurtulacak.
Erdoğan zaten vahim hatalar yapıyor. Hükümetin kifayetsizliği, kusurları ortada. Bunlar sır değil. Fakat elle tutulur bir alternatif yok. Bu da sır değil.
“Seçmen tercihlerinin değişmesini sağlayacak hiçbir şey yapmazken bu havayı yayanlar ülkeye büyük bir kötülük yapıyor.”
Gültekin, bunları ‘yayanların’ yapmadıklarını da şöyle anlatıyor:
“Cesaret gösterip risk almıyorlar. Strateji kuramıyorlar. Slogan atmaktan, kınamaktan, beylik laflarla süslenmiş yazılar üzerinden meydan okumaktan başka bir şey yapamıyorlar.”
Gültekin, muhalifliğin “üzüm yemek”ten çok “bağcıyı dövmek” olarak algılandığını, bunun da iktidara yaradığı kanısında:
“’Türkiye yıkılacak Erdoğan da altında kalacak.’ Bunu mu diyorsunuz? Bir yol bulalım da ülke daha fazla zarar görmeden bu gidişatı durduralım diye uğraşmıyor muyuz? Esas meselemiz bu değil mi? Toparlanmayacak hale geldikten sonra veyahut bizi 50 yıl geriye götürdükten sonra Erdoğan gitse ne olur, kalsa ne olur?
“(...) Gösterdikleri tepkilerin bir işe yarayıp yaramadığına, bir sonuç getirip getirmediğine pek bakmıyorlar. Strateji kurmaya, akılla mesafe kat etmeye pek alışkın değiller. Böyle bir kültürleri yok. Hatta bu dili, üslubu ayarlanmamış tepkiselliğin, karşı tarafı daha da kenetlediğini umursamıyorlar.” (“Mucize bekleyen yorgun demokratlar”, Diken.com.tr, 30 Mart).
‘Berbat iktidar, berbat muhalefet’
Nuray Mert de “Berbat iktidar, berbat muhalefet” başlıklı yazısında, iktidara yönelik sert eleştirilerinin ardından “yeter ki yıkılsın, sonra da ne olursa olsun”cu muhalefet çizgisiyle sorunlarını ortaya koyuyor:
“(...) Türkiye’nin uluslararası planda daha fazla dışlanmasının çıkış yolu olmak bir yana, mevcut iktidarı daha uç noktalara iteceğini kavramak gerek. Bugüne kadar liderleri, başkanları ‘diktatör’ ilan edilen hangi ülke selamete çıktı? Bu ülkelerin sonlarının ne olduğunu görüyoruz. Doğru, böylesi bir gidişten en çok iktidarda olanların kaygılanması gerekiyor, ama iş onunla kalmıyor, böyle durumlarda iktidar ile birlikte tüm ülke çöküyor; ‘anahtar teslim demokrasi’ diye bir şey yok.
“Hal böyle diye, ‘İyi kötü bu iktidara ses etmeyelim, beterin beteri var’ demiyorum. Tam tersine, ciddi bir demokrasi mücadelesi vermeden, sadece iktidarın zayıflamasına bel bağlayarak gidilecek yol, tehlikeli bir gidiş diyorum.” (Cumhuriyet, 4 Nisan).
Tarhan Erdem’in Perihan Mağden’e cevabı
Bu fasıldan son olarak Tarhan Erdem’in “Bu dördüncü bunalım yaşadığım; hiç şüphem yok bunu da halk kazanacak” başlıklı yazısından söz edeceğim.
Erdem, Perihan Mağden’in “demokrasi ödevi”ni “yapmayan, terlemeyen, bunalmayan, fedakârca ve cesaretle sokaklara dökülmeyen, hiçbir ders almayan” milletlerin “hak ettikleri şekilde yönetildiklerini” savunduğu yazısına cevap verirken, seçimlere ve halka güvenmek gerektiğini vurguluyordu:
“Söz konusu halk 55 milyon yetişkindir. Bunların hepsinin sokağa dökülmesi beklenemez; buna ihtiyaç da yoktur.
“(...) Sürece halkın bütününün katılması diye bir şey olamaz; siyaseti o hayatın içine girenler ve içindekiler ortaya koyar; halk bir biçimde hangi tarafı desteklediğini gösterir; sonuçta hareketi halk başlatır, sürdürür; başarı ya da başarısızlık simgesi siyaset adamı ve kurumlardır, gerçekte başarı halkındır!
“Bu süreci hayatımda üç kez yaşadım; bu dördüncüsü! Her defasında, rejim değişikliği oldu olacak diye yüreğim ağzıma geldi! Sonuçta halk kazandı; hiç şüphem yok, bu kez de halk kazanacak.” (T24, 5 Nisan).
Muhalif ruhlarını iktidara karşı duydukları öfke ile doyuran, bununla yetinen, fakat aynı nedenle halkın ‘duyabileceği’ bir ses üretemeyen çevrelerin ihtiyacı, işte böyle yazılar. Fakat sanırım böyle yazılar ‘yürek soğutmaya’ yetmiyor ve o nedenle de hak ettikleri ilgiyi göremiyorlar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025