Hüseyin ÇAKIR
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşanan sıcak günler Türkiye’yi de “vurdu”, “ateşi yükselenler” halüsinasyonlar görmeye başladı! Akıl ve mantık çelişkileriyle dolu, vesayet rejimini anımsatan senaryolar ortalığa saçıldı.
Dünya liderleri arasında bir başbakan, Batı dünyası ekonomik krizle boğuşurken, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da rejimler çatırdarken, üç seçim üst üste iktidar olan “Müslüman demokrat” bir partiyle sağlanan siyasi istikrar yolundaydı.
Askerî vesayet rejiminin iktidardan düşürülmesi, devletin yeniden yapılanması yolunda adımlar atılıyorken; Müslüman dünyaya, “İslam ve demokrasinin”, İslamcılığı savunan bir parti iktidarı ile nasıl uyumlu ve örnek bir model olacağı konuşulurken, nazar mı değdi, ne olduysa oldu.
Siyaset dili, siyaset yapma tarzı, devlet refleksleri geri döndü. Değişen durum sindirilemedi sanki. Daha ileriye adım atmak yerine, yakın ve uzak maziden ruhlar çağırılmaya başlandı. Kamuoyu araştırmaları iktidarın oyunun yüzde elli civarında olduğunu göstermesine rağmen, “iktidarı kaybetme” korkusu adeta paranoyaya dönüştü.
Buluttan nem kapar hâle gelenler, Mısır’daki darbeyi kendilerine yapılmış varsayarak, darbe senaryoları ve darbeciler aramaya başladılar.
“Hükümetin içeride ve dışarıda gerçekleştirdiği önemli atılımların, ayartıcı bir ‘euphoria’ya (‘zafer sarhoşluğu’na) yol açtığını, sadece ikballerini, geleceklerini, elde ettikleri konumlarını düşünen, ‘yalakalıkta sınır tanımayan’ bazı kişilerin hükümeti yanlış yönlendirdiklerini, hatta bir çıkmaz sokağın eşiğine sürüklediklerini gözlemliyorum.
Hükümetin, akl-ı selim sahibi, donanımlı insanların samimi bir dille yaptıkları uyarıları dikkate almaya, bütün kesimlere açılmaya, bunun için de önyargısız, ötekileştirmeden ve bütün farklılıklara saygı duyan, farklı kesimlerin kendilerini ifade etme kanallarını açık tutan kucaklayıcı bir dil ve söylem geliştirmeye ihtiyacı var.” (Yusuf Kaplan, Yeni Şafak, 13.10.2013)
HERKES DEVRİMİNİ BEKLEDİ
Arap Baharı’yla birlikte “devrim” rüyası görenlerin ruhları harekete geçti.
İktidarı kaybedenler, hiç iktidar olamamış olanlar, iktidar da olup da, nasıl yönetecekleri konusunda kararsız olanlar... kendi “devrimleri” için kavgaya tutuştular.
Bir kıvılcım gerekiyordu, “devasa yangınları, bir kibrit çöpü başlatır” sözündeki gibi, İslami devrimciler, darbeci ulusalcılar, sosyalist devrimciler, hatta “yeşil devrimciler”, “o ânı” bekliyorlardı! Sanki.
Gezi Parkı’nda ağaç kesilmesine karşı Yeşil ve Çevrecilerin oturma eylemine müdahale, çadırlara dökülen benzin ve çakılan bir kibrit “o ânı” başlatmış oldu!
İktidara, iktidarını pekiştirme, her türlü muhalefete, muhalifliğini gösterme fırsatı doğmuştu.Devletliğini unutmaya başlayan devlet, bilinen bütün yüzüyle sahnedeydi.
İktidar hırsıyla yanıp tutuşanlara sınıf ve statü atlamak için fırsat çıkmıştı. Kraldan çok kralcılar;gazeteciler, yazarlar, işadamları, akademisyenler, bürokratlar... Hayallerini gerçekleştirmek için ateşi harladılar.
Hazır kıtalar, senaryolarına göre harekete geçmişti. Korku bulutları oraya buraya üflendi,korkuluklar dile geldi. Her seçimden önce “iktidara geliyoruz” hayali gören bir korkuluk,iktidarın yıkılacağı tarihi bile açıkladı.
Siyaset, ölüm kalım savaşı, kefen giyerek cenge çıkma nidalarıyla yapılır oldu.
Ağzını her açan önüne geleni mezara gömüyor. İktidar yıkılıp, iktidarlar kuruluyor. Demokrasi, demokratik mücadele yöntemleri bir kenara atıldı.
Muhalefet iktidarı, iktidar muhalefeti tehdit ediyor.
Muhalefet tehditlere sokak eylemleriyle karşılık veriyor, iktidar, devletin/polisin gücünü sonu ölümlerle bitirilecek biçimde bastırmak için kullanıyor.
Siyasal rekabet ve mücadelenin yerini mini “iç savaş” görüntüleri aldı.
Ölüm ve cinayetle birlikte, sabıkalı devlet/polis ve iktidarla kavga, ideolojik “kan davası”na dönüştü.
G3 canlı yayıncılığı yapan TV’ler izlendiğinde, bambaşka bir Türkiye manzarası karşınıza çıkıyor, ‘ana akım medya’yı izlediğinizde başka bir Türkiye. İktidar ve yayın organları, bu yayınlardan ve atılan “geyik” tweetlerden darbe geliyor, direnişçi/eylemciler, polis saldırılarından “işte faşizm” sonucu çıkartıyor.
ORDUSUZ DARBE OLUR MU?
Ordu işin içinde olmadan nasıl darbe yapılır? Orduda darbe faaliyetleri var ise, onu ortaya çıkartmak da iktidarın görevi. Ayrıca NATO içinde, Batı dünyası ile iç içe bir ordu, kafası esince darbe yapabilir mi? Silivri’de yatan askerlerin hemen hepsi NATO karargâhından geçmiş generaller, NATO karşı çıksaydı bu generalleri cezalandırmak bu kadar kolay olur muydu?
Askerî darbe olur mu olmaz mı meselesine gelince: Ordular var olduğu sürece darbe yapmak isteyenler hep olacaktır. İspanya’da Albay Tejero gibi .
Darbeleri önleyecek ve darbeci zihniyetini marjinalleştirecek olan, özgürlük alanlarının genişletilip modern demokrasinin kurum ve kurallarının sağlıklı işler hâle getirilmesidir.
Bir an önce politikada, normalleşecek adımlar atılmalı. Bu koşullarda doğru dürüst seçim kampanyası yürütülemez.
İktidar, eleştirileri ciddiye almalı...
Öküz altında buzağı arama komploculuğundan vazgeçilmeli...
Kutuplaştırma sonucu iktidara ve devlete derin güvensizlik oluştu. Bu durumu ortadan kaldıracak olan iktidarın mevcut politikalarını değiştirmesidir.
Yeni kabine oluşumu normalleşme için fırsat olabilir.
Sonuçta, gerilim ve cepheleşmenin kazananı olmaz, kazandıklarını sananlar da kaybederler ve bedel ödemekle yüz yüze gelirler.
Twitter: @huseyincakir1
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018