Hüseyin GÜLERCE
İyi Parti’de enteresan bir inatlaşma var. Genel Başkan Meral Akşener, “gidiyorum, aday değilim” diyor. Parti yönetimi ise “gitmiyor, tek adayımız Akşener” diyor.
Yönetimin talimatlarıyla Akşener’in evinin önünde kendilerini zincirleyenleri de ilk defa görüyoruz. Tiyatro gibi. Böylesine baskılara rağmen Akşener geri adım atmıyor. Afyonkarahisar’daki çalıştay toplantısındaki aday olmama kararını dün tekrarladı ve “Değerli dava arkadaşlarım, Kurultayımızda aday olmama konusundaki kararım kesindir” açıklamasını yaptı.
Hemen ardından İyi Parti Başkanlık Divanı toplandı ve Büyük Kurultay'ın 12 Ağustos tarihinde yapılacağı hatırlatılarak; “Bir kez daha, milletin talebi olan Sayın Meral Akşener’i aday gösterme kararı oybirliği ile teyit edildi” dendi.
Milletin böyle bir talebi var mı? Bari “parti tabanının” denseydi… Bir avuç parti yöneticisinin kendini millet yerine koyması epey sırıtmıyor mu?
İyi Parti Başkanlık Divanının bu baskısını ben, siyasî nezaketten uzak bir esir alma hamlesi olarak görüyorum. Akşener’e sözünü yedirme baskısı adeta bir tehdide dönüştü. Böyle bir muamele kamuoyunda itibar görür mü? Ne sebeple olursa olsun kararının arkasında duramayan Meral Akşener’in, artık hangi lafına kim inanır?
Akşener tekrar aday olur mu? Çizdiği karaktere göre bence dönmeyecek.
Bence dönmeyecek çünkü bu İyi Parti denemesinin istikbalinin olmadığını gördü. Kendi fedakârlıklarına rağmen yakın çevresindekileri daha iyi tanıdı ve “değmez” diyecek.
Kendisini inkâr ederek dönse bile, bir süreliğine daha İyi Parti’ye nefes aldırabilir. Ancak, İyi Parti’nin dağılmasını durduramaz.
Akşener şunu da gördü: Genel Başkanlığında ısrar edenler, bunu, kendisini ülke için, siyaset için önemsediklerinden yapmıyorlar.
Parti’yi ayakta tutabilecek, hamle yaptıracak başka bir isim bulunamadığı için Akşener ismi için ısrar ediliyor.
Evet, bazı isimler telaffuz ediliyor ama hepsi MHP kökenli ve parti içinde farklı eğilimleri kucaklayacak kimseler değil. Bence Akşener isminde ısrarın en önemli sebeplerinden biri bu.
Meral Akşener, “merkez sağ” imajı, MHP’li olma imajından önde bir isim. Siyasi hayatına DYP’de başlayan Akşener, 1995 ve 1999 genel seçimlerinde Doğru Yol Partisi (DYP) milletvekili olarak meclise girdi. 1996 ve 1997 yılları arasında Necmettin Erbakan tarafından kurulan Refahyol koalisyon hükümetinde İçişleri Bakanlığı yaptı.
Daha sonraları 2007, 2011 ve Haziran 2015 seçimlerinde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) milletvekili oldu. Kasım 2015 genel seçimlerinde partisinden milletvekili adayı gösterilmedi. Bahçeli’ye bayrak açtı ve kaybetti.
Akşener’i yeniden İyi Parti’ni başında görmek isteyenlerin içinde Erdoğan karşıtı cephenin kalemlerinin, medyasının olması dikkatlerden kaçmıyor. Çünkü onlar da Akşener giderse İyi Parti’nin hızla dağılacağını düşünüyorlar. Böyle bir akıbet, AK Parti karşısında artık bir “merkez-sağ cephe” oluşturma direncinin kalmayacağı anlamına geliyor.
Aslında 15 Temmuz ihanetinin milletçe önlenmesinden beri Cumhur İttifakı dışında hiçbir siyasî oluşumun başarı şansı kalmadı. İyi Parti’deki artçı sarsıntıların artmasından sonra CHP’de yeni bir Kurultay muharebesi için kılıçların çekilmesi de bundandır…
İyi Parti macerası öyle ya da böyle bitiyor. Çekişmeler olacak ama öyle kafa göz yarma noktasına kadar gelinmeyecek.
Asıl CHP’deki kavga kötü olacak…
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
18.04.2019
11.04.2019
4.02.2019
28.03.2019
14.03.2019
9.02.2019
9.02.2019
1.02.2019