Kerem ALTAN
Kusura bakmayın günüm olmadığı hâlde araya girip, çok kısa bir şeyler yazıp çıkacağım.
Ama sizleri temin ederim ki tam da günümdeyim...
Konumuz bir “Babıâli efsanesi” olan Akif Beki’nin son günlerde iyiden iyiye artan münasebetsizliği...
Diyelim ki Akif Beki duayen bir gazeteci...
Diyelim ki Akif Beki bu işi en iyi bilenlerden birisi...
Diyelim ki Akif Beki’nin hayatı gazetecilikle geçmiş...
Diyelim ki Akif Beki gazeteciliğin kitabını yazmış...
Diyelim ki güç Kemalistlerdeyken, askerin elindeyken bile doğru bildiğini söylemekten vazgeçmemiş, mücadeleyi bırakmamış, korkusuz bir Babıâli mensubu şu Akif Beki...
Peki, o zaman bu Beki şimdilerde neden mesleğini yapmıyor?
Peki, gazeteciliği bu kadar iyi bildiği hâlde neden bu işi hakkıyla yapmaktan vazgeçmiş bu Beki?
Başbakan’ın her söylediğine “peki” demekten, “emredersiniz sultanım” demekten, “eyvallah”demekten vakit mi bulamıyor herkesten iyi bildiği mesleğini yapmaya?
Yoksa Başbakan’ın avukatlığını yapmaktan mı vakit bulamıyor ustalığını konuşturmaya?
Peki, öyle olsun...
Dilediğini söyle, dilediğini yaz, dilediğine hakaret et, dilediğin kadar kendince lakaplar bul insanlara, dilediğin kadar “emret başbakanım”, “peki başbakanım” demeye devam et...
Bu dönem geçmez, bu su hiç kesilmez sanıyorsun.
Geçer.
Sizin gibiler pişmanlıkları ve utançlarıyla kalırlar.
28 Şubat döneminde yaptıklarından her fırsatta pişman olduğunu dile getiren Ergun Babahan’ın 28 Şubat Darbe Komisyonu’na verdiği ifade her şeyi anlatıyor zaten:
‘‘Halktan kopuk bir yaşam sürerdik. Barı, havuzu olan plazamızda aşırı tüketimin neden olduğu kendini beğenmiş bir gruptuk. Saat 3’te işi bitirir, 7’ye kadar tavla oynar, bir an önce eğlenceye katılırdık. Yıllarca otobüsle gidip gelmiş insanlarken, lüks evlerimiz, lüks arabalarımız oldu. Antep’e, Kayseri’ye, Denizli’ye gitmemiştik. Oralara 2002’den sonra gidip gelmeye başladım. Ben bu özeleştirileri 2002’den sonra yapmaya başladım.’’
Şimdilerde de Ergun Babahanlar gitti, Akif Bekiler, Ahmet Kekeçler, Salih Tunalar bastı ortalığı. Neden bu kadar hırçın oldukları da Babahan’ın sözlerinden anlaşılıyor.
Çünkü eğer bu kadar hırçın olmazlarsa ne hiçbir tarih bilgileri olmadığı hâlde “Derin Tarih”programları yaptırırlar adama televizyonlarda, ne de medya mahallesinin bekçiliği görevini verirler.
Siz bildiğiniz yolda devam edin.
Başbakanınız hakkında tek satır eleştiri yazamayıp, Başbakan’ı eleştirenleri eleştirin.
Biraz da siz doldurun küpünüzü.
Ama bunun gazetecilik olduğunu iddia etmeyin hiç olmazsa.
Ecdadınıza siz çok meraklısınız, ecdadınızın zamanında “dalkavukların” fiyat listesi vardı.
Parayı veren dalkavuğun ensesine basıyordu tokadı.
Siz kendi mesleğinizi yapın, enseyi Başbakan’a uzatın.
Bırakın gazeteciler de kendi mesleklerini yapsınlar, gerçekleri yazsınlar.
Dalkavukluk Tarifesi
Dalkavuğun burnuna fiske vurma (fiske başına): 20 para.
Başına kabak vurma: 30 para.
Yüzünü tokatlama (tokat başına): 30 para.
Oturduğu minderden ve setten aşağı yuvarlama: 30 para.
Merdivenden aşağı yuvarlama: 180 para. (Bir yeri incinir, kırılırsa tedavi ve cerrah parasını şakayı yapan verir.)
Çıplak başına tokat atma (tokat başına): 45 para.
Elinde beş on kıl kalmak ve dişlerini leylek gibi çatırdatmak şartıyla sakal zelzelesine: 60 para.
Sakal boyamasına: 60 para. (Sakalının yarısı veya cümlesi arpa boyunca kırkılırsa, latifeyi yapan, dalkavuğun üç aylık nafakasını verir. Bu nafaka ayda 30 kuruştan 90 kuruştur.)
Dalkavuğun kafasına iri bir yumruk indirme (yumruk başına): 40 para.
Ellerine ve ayaklarına domuz topu bağlama: 40 para.
Yüzüne mürekkep ve kömürle kara sürme: 37 para.
Kuyruğu dışarıda kalmamak üzere bir fındıksıçanını ağzının içine kapatma: 400 para.
Sakız dolabına (bostan dolabı) bağlanarak su içinde bir miktar durdurulmak şartıyla bostan kuyusunda bir devrine: 600 para. (Bu latifeye birden fazla her devir için ayrıca 100 para verilir. Dalkavuk boğulur ölürse cenaze masrafı latifeyi yapana aittir.)
Bir tarafının üzengisi (eyerin iki yanındaki demir halka) olmayarak haşarıca bir hayvana bindirilip seyrinden hoşlanılırsa: 300 para.
Bir salkım üzümün sapıyla beraber yedirilmesi: 40 para.
(Kaynak: garipamagercek.net)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.01.2015
7.01.2015
30.12.2014
24.12.2014
16.12.2014
28.11.2014
18.11.2014
11.11.2014
4.11.2014
21.10.2014