Mehmet TIRAŞ
17 Aralık 2013 tarihinden bu yana bizim başbakana bir haller oldu,rüşvet ve yolsuzluk tarifini anlayana aşk olsun,anlayan varsa öne çıksın ve bize de anlatsın.
Başbakan Erdoğan Al Jazebere ( El Cezire) televizyonuna verdiği mülakatta ,”Ben yolsuzluk dendiğinde şunu anlarım:devletin kasası soyuluyor mu soyulmuyor mu?Ayakkabı kutusu içerisinde söylenen olaylar,Halk Bankası’ndan alınan ya da soyulan para ”değildir diye yolsuzluk yorumu ve tarifi yapıyor.
Tam bir evlere şenlik bizim başbakanın yolsuzluk tanımı.!
Kayıt dışı para olup olmadığını nasıl anlayacağız, bu ayakkabı kutularından çıkan milyon dolarları bankanın değilse, kimden aldı bu paraları müdür? O zaman bu kara para aklama olmuyor mu,kayıt dışı bir kazanç değil mi?
Eğer devletin kasasından çıkan yolsuzluk değilse bu milyon dolarlar, siz niye vergi kaçırıyor diye şirketlere vergi operasyonu yapıyorsunuz?
Bir kaynağı belli olmayan para yolsuzluğa girmiyor mu(başbakana göre) olmuyor demek ki.
Adamına göre bu değişiyor demek ki,bizim başbakanın yolsuzluk anlayışı.
Böyle bir zihniyetin ülkeyi yönettiği yerde, yüzde 48 olan kayıt dışı ekonomi nasıl önlenir?
Biz sorularımızı bir tarafa bırakıp başbakanında katıldığı 2013 yılı Eylül ayında St.Petersburg’da yapılan G20 toplantısında liderlere sunulan ve sonuç bildirgesinde yer alan ‘yolsuzlukla mücadelede yoğunlaşma maddesi için hazırlanan bildiriye” göz atalım.
G20 liderlerine dağıtılan dokümanda ki yolsuzluk tanımı şöyle;”kamu gücünün özel kazanç için kötüye kullanılması.”
Kamu gücü kullanılarak özel kesimde birilerine ekonomik kazanç sağlaması için ille de devlet kasasından para çıkması gerekmiyor anlaşıldığı üzere..
Yani başbakan Erdoğan’ın tanımıyla, G20’ye katılan liderlere dağıtılan yolsuzluk bildirisinin sonuç bildirgesinin tanımının bir benzerliği var mı? Yok.
G20 için hazırlana raporda,yolsuzluk 3 ana başlık altında tanımlaması yapılıyor.
Birinci sırayı rüşvet alıyor: ”Bireyler ya da şirketler tarafından kamu görevlilerine,kendi sorumlulukları altındaki yönetsel kararları etkilemek için yapılan ödemeler,rüşvet olarak adlandırılıyor.Rüşvet hükümet düzenlemeleri ya da faaliyetleri kapsamındaki yönetsel kararlara dönük oluyor.”
Başbakanın ATV/Sabah gazetesini kurtarmak ve kendi kontrolünde tutmak için iş adamlarından 630 milyon dolarlık bir havuz oluşturması,G20 bildirisinin tam içeriğine girmiyor mu?
İkinci sırayı kamu varlıklarına dönük hırsızlık alıyor: “Kamu görevlileri tarafından zimmete geçirme ya da kamu ve özel danışıklı biçimde yapılan yolsuzluktur.Buna ilave olarak,reel ya da finansal kamu varlıklarının piyasa fiyatının altında illegal transferi,kamuya yapılacak ödemelerin ya da vergilerin kaçırılması,kamu fonlarının harcanması gereken yerlere değil de özel kullanıma aktarılması.”
Başbakanın kamu ihaleleriyle 10 iş adamından topladığı 630 milyon doların, yukarıda kamu hizmetiyle bir benzerliği var mı?
Üçüncü sırayı ‘himayeci yolsuzluk’ alıyor: “Himayecilik yani kayırma anlamına geliyor.Kayırmacılık damar damar oluyor işte akraba kayırmacılığı ve yanaşmacılık olarak adlandırılan yolsuzluk tarzlarını içeriyor.Burada özel kesimde yer alanlara siyasal ya da kamusal bir hamilik söz konusu .”
Görüldüğü gibi başbakan Erdoğan bakanlarının ve çocuklarının ve kendine yakın iş adamlarına yaptığı kıyakçılık ve istediği paralar bal gibi yolsuzluk tanımına giriyor ama Erdoğan hiç bu tanımı tanımıyor.
Havuza para atan bu iş adamları yüzer milyon dolarları neden muhalefet partilerine vermiyor da, iktidara emrin olur diyor?Ya Başbakanın çocuklarının ve yakınlarının yönetiminde bulunan TÜRGEV vakfının hesabına neden bir iş adamı 100 milyon dolar bağış yapıyor?Bu yolsuzluk ve rüşvetin de, bize göre bir mili ve manevi değeri var Erdoğan’a göre.
Başbakanın çocuklarının bu yaptıkları nüfus ticaretine girmiyor mu?
Hayır sever diye tanımladığı başbakanın 17 Aralık operasyonuyla tutuklana iş adamı Rıza Zarraf’ın bakanlara dağıttığı,rüşvetler ne oluyor?
Geçen Eylül ayında yapılan G20’leirn zirvesinde ortaya çıkan ve yayınlanan yolsuzluk bildirgesindeki tanımlamayla Başbakan Erdoğan’ın yolsuzluk tanımlaması arasında hiçbir benzerliği var mı,benzerliği olması şöyle dursun yanından bile geçmiyor.
Eğer Başbakanın yolsuzluk tanımlamasına göre ortaya çıkan milyon dolarların kamu kasasından çıkmadıysa,bu paraların kaynağını sormak gerekmiyor mu,nereden kazandın veya buldun diye?
Başbakanın yolsuzluk tanımlamasından bizim çıkarttığımız;başbakan çalsın çırpsınlar ama birazda iş yapsınlar, kendilerini de ele vermesinler,gerisini ben hallederim ve onlar için söylenen yolsuzluğu püskürtürüm demeye getiriyor..
Demiyor mu Erdoğan bu ülkede taş üstüne taş koyanın bizde değeri var ve yedirtmeyiz,bu insanlara hırsız demenin hainlik olur, diye savunmuyor mu?
Savunduğu ve kolladığı havuz parası toplayan işadamı, bu milletin a……koyacağız, hele bu işleri bir halledelim demesini Başbakan nasıl karşılıyor ,iyi tanırım dürüst bir arkadaş demesin!.
Yolsuzluğu böyle tarif eden Başbakanın da böyle de iş adamı olur.
Sahi başbakan hortumları kestik diyordu, anlaşılan hortumları yer altından kendi havuzuna akıtıyormuş,bunu da 17 Aralıkta öğrendik.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025
29.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
1.09.2025