Merve Şebnem Oruç
Medya, Irak işgalinin önemli cephelerinden biriydi. ABD, vatandaşlarını ve dünyayı Irak’ı özgürleştirdiğine inandırmak zorundaydı. Bu nedenle işgal destekçisi ünlüler sabahtan akşama Fox News gibi kanallarda sol alt köşede dalgalanan Amerikan bayrağı ve ‘Irak’ı Özgürleştirme Operasyonu’ başlığı altında yorum yapmakta, canlı savaş yayını kesintisiz sürmekteydi.
George W. Bush’a göre sözlerinizi “tekrar ve tekrar ve de tekrar söylemeliydiniz ki kafalara iyice yerleşsin.” Tıpkı Irak’ta olmayan kitle imha silahlarının varlığına dünyayı inandırdıkları gibi, o günlerde savaşın gidişatıyla ilgili de yüzlerce yalan söylendi. Kuşkusuz ‘iliştirilmiş gazeteciliğin’ (embedded journalism) uygulama tarihi daha eski, ama en tartışmalı kullanımı Irak Savaşı’nda oldu. 800’e yakın gazeteci ve fotoğrafçı ABD ordusuna ‘iliştirilmiş’ olarak savaş bölgesinde götürüldü, zırhlı araçlar içinden gördüklerini, tam da Bush’un istediği gibi haberleştirdi. Böylece başta Amerikan kamuoyu olmak üzere kimse ABD’nin nasıl gitgide bataklığa saplandığını göremedi. Örneğin Kasım 2004’te Amerikan askerlerini takip eden medya, Felluce’nin ele geçirip ‘isyanın’ belinin kırılacağını iddia ediyordu; fotoğraflar, videolar, röportajlar gayet ikna ediciydi. Ama bu doğru değildi. ‘İsyancılar’, aynı günlerde Musul’u ele geçirmekteydi. Irak askeri Musul’dan kaçtı, 30 polis merkezi ele geçirildi ve 40 milyon dolar değerinde silah ele geçirildi. Musul’da olanlar ABD için büyük bir bozgundu ama ‘zafer’ ve ‘başarı’ haberi vermeleri için iliştirilmiş gazeteciler bunu haberleştirmediği için ABD’nin yaşadığı hezimet hiç yaşanmamış gibiydi.
Ama savaşın propaganda ve enformasyon cephesinde ABD’nin büyük bir sorunu vardı. Batılı olmayan bir medya network’ü, Katar’ın El Cezire’si tıpkı Afganistan’da olduğu gibi korkusuzca Irak’taki korkunç aldatmacaların peşindeydi. Durum o kadar ciddiydi ki, Bush ve Tony Blair’in telefon konuşmalarına konu oluyordu. Artık ne kadarı şaka ne kadarı ciddiydi bilinmez, sonrasında ortaya çıktığı üzere, Bush 2004’te El Cezire’yi bombalamaktan söz ediyordu, Blair’se onu ‘Yapma yapma’diye sakinleştirmeye çalışıyordu. Ama zaten Amerikan savaş uçakları çoktan El Cezire’yi vurmuştu. 2003’te network’ün Bağdat ofisi, binanın her cephesi ve çatısı sapsarı ‘Basın’ işaretleriyle örülüyken vuruldu, bir gazetecisi yaşamını yitirdi. 2001’de de kanalın Kabil’deki ofisi vurulmuştu.
Donald Rumsfeld’e göre, El Cezire’nin yayıncılığı ‘kötü niyetli, yanlış ve hoşgörülemez’di. Tabii ki de hoş görülemezdi, zira kanal Orta Doğu merkezli bir network olarak Batı medyasının tekelini kırıyor, her kesimden insana söz hakkı veriyor ve Arap sokağının vazgeçilmezi haline geliyordu. ‘Terör destekçisi” ilan edilen El Cezire, ancak İngilizce kanalının Londra ofisinin kapılarını eski BBC çalışanlarına açmak zorunda kaldığında kendine yönelik acımasız kampanyaları biraz olsun bastırabildi.
Sonra Arap Baharı başladı. 1996’da yayın hayatına başladığından beri çizgisini farklı tutan El Cezire Tunus’la başlayan halk ayaklanmalarını dünyaya canlı olarak yaydı. İngilizce kanalının yayını kapsamlı, profesyonel, çok boyutlu ve etkiliyken, Arapça kanalları bundan daha fazlasını yaptı. Arap kamuoyunu biçimlendirdi. Arap dünyasında asla ağza alınamayan konuları tartışmaya açtı, tabuları yıktı. O güne kadar krallardan, diktatörlerden başka kimsenin sözünü duymamış olan insanları ifade özgürlüğü, eşitlik, adalet, demokrasi gibi kavramlarla tanıştırdı. Ancak Arap halkının kalbini kazanırken Arap yöneticilerin de baş düşmanı haline geldi. İsrail’le gizli kapaklı işleri olanlar, El Cezire’yi siyonist olmakla, terörü finanse edenler terör propagandası yapmakla, kanlı katliamlara imza atanlar kaos çıkarmakla suçladı. Yayınları engellendi, ofisleri kapatıldı, saldırıya uğradı, çalışanları tehdit edildi, kara listelere kondu, tutuklandı.
Nitekim El Cezire, dört yıl önce gerçekleşen kanlı Mısır darbesi sonrası, binlerce darbe karşıtı insanın Mısır şehir meydanlarında öldürülüşünü dünyaya gösterdiği için Mübaşir kanalını kapatmak zorunda kaldı. Mısır’daki çalışanları uydurma suçlamalarla tutuklandı. Bazısı deport edildi, bazısı hapis cezasına çarptırıldı. Dünya onlar için ayağa kalkmadı.
O yüzden bugün Körfez ve Katar krizinin göbeğinde El Cezire’nin de yer alması şaşırtıcı değil. Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır’ın Katar ablukasını sonlandırmak için öne sürdüğü 13 şartın içinde El Cezire ve bağlantılı istasyonlarının kapatılması, aynı zamanda Arabi21, Rassd, El Arabi El Cedid (The New Arab) ve Middle East Eye da dahil olmak üzere Katar’ın kurduğu ya da finansman aktardığı tüm medya kuruluşlarının kapatılması başı çekiyor. ‘Özgür Dünya’nın liderlerinden bir tanesi de çıkıp ‘Medyanın sesini kısamazsınız, gazetecileri, televizyonları susturamazsınız,”demiyor.
Neden “Katar’a olanlardan bize ne?” diyemeyeceğimizin göstergesidir El Cezire’nin başına gelenler. El Cezire Batı’nın uluslararası medya hegemonyasını kırmayı başaran tek Orta Doğu network’ü, Arap dünyasında tüm baskılara rağmen susmayan bir ses, bağımsız kalmaya çalışan bir kimlik, bir iradedir. Katar, El Cezire demektir.
Dün bu yazıyı yazdığım saatlerde Körfez ülkeleri Katar’a verdikleri ek 48 saatlik mühletin dolmasının ardından Kahire’de bir araya geldi. Katar her ne kadar “dünyanın uluslararası hukuk çerçevesinde yönetildiğine ve büyük devletlerin küçüklere zorbalık yapamayacaklarına inandıklarını” söylese de, dünyanın böyle zamanlarda nasıl kör, sağır ve sessiz kaldığına çok kez şahit olduk. Göz göre göre yapamazlar denilen o kadar çok şey yapıldı ki, Körfez’in bundan sonraki adımı Katar’ın egemenliğine kast etmek mi olur, ablukayı sıkılaştırmak mı yoksa son darbeyi ertelemeyi sonraya ertelemek mi, tahmin yürütmek zor. Ama Körfez ülkelerinin El Cezire’den eninde sonunda kurtulmayı kafalarına koyduklarına emin olabilirsiniz. Uzun süredir zehirlemeye, sakat bırakmaya çalıştıkları kanala son darbeyi indirildiklerinde, onunla beraber alternatiflerini de alaşağı ettiklerinde, bundan sonra Orta Doğu’da ne olduğu sadece onların kadrajından görülecek. Ve medya cephesinde savaş kaybedilmiş olacak. Dünya için büyük kayıp olacak, yazık olacak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018