RAGIP DURAN
Statut (Statü) ne demek? Heykel ne demek?
Kelimenin etimolojik kökenine baktığımız zaman daha iyi anlıyoruz: “Heykel”, Arapça kökenli bir sözcük. Arapçaya da Akatça'dan geçmiş. Büyük anıt, devasa bina, hatta Saray anlamında. Bir büyüklük hissi yaratma isteği var bu kelimede. Büyüklük ve iktidar imajı gösteriyor bu sözcük.
Statut Quo da mevcut durum ya da eski durum anlamında latince kökenli bir ibare. Özünde, bir muhafazakârlık, mevcut durumu koruma içgüdüsü, değişikliğe karşı çıkma isteği var bu kelimenin künyesinde. Aman düzen bozulmasın!
Zaten heykeller de geçmişi yaşatmak, ayakta tutmak için dikiliyor oraya buraya. Eski durumu bugün hâlâ yaşatma çabası. Gerçi bu aralar, Batı dünyasında protestocu kitleler, bırakın geçmişi, bugünü de kabul etmedikleri için siyasi, askeri ayırımı yapmadan geçmişin olumsuz şahsiyetlerinin heykellerini bir bir deviriyor.
Statü komaya girer gibi. Çünkü şimdilerde her heykel kara kara düşünüyor: Eyvah yarın gelip beni de devirirler mi?
Batı dünyasında, geçmişin karanlık mirasını temsil eden heykeller teker teker zemini öperken, Amerikalı bir gazeteci, “Sadece ırkçı ve sömürgecilerinki değil bütün heykeller yıkılmalı” önerisinde bulundu. Bu önerme bana Fransız protest chansoncu Renaud'nun bir şarkısındaki iki dizeyi hatırlattı: “En güzeli siyah olanı olsa da/Nefret ederim bütün bayraklarından.”
Güç sahibi herkes kendi heykelini yüceltip rakibin heykelini yıkarsa bu işin içinden çıkılmaz. Bu nedenle bütün heykelleri ortadan kaldırmak iyi bir çözüm olsa gerek.
ABD'de Eyalet Meclisi, Mississipi bayrağından köleci Konfederasyon’un simgesini kaldırma kararı alınca, kimileri bozuldu. Ama bozulanlara cevap hemen geldi: “Köleci sembolü bayraktan çıkarmak, eyalet tarihini reddetmek değildir, tam aksine o tarihi kabul etmektir.”
ABD’nin Kurucu Babalarından ilk Başkan, George Washington’un da ipliği çıktı pazara. Başkan Hazretlerinin 300 kölesi olduğunu hatırladı tarihçiler, uzmanlar ve sokaklara çıkan siyah, beyaz ve kahverengi tenli yurttaşlar…
Bu gelişmelerden telaşlananlar hatta paniğe kapılanlar da var. ABD’de heykelperverler ya da heykelperestler silahlarını alıp ırkçı, köleci, sömürgeci dede ve atalarının heykellerinin etrafında nöbet tutmaya başladı. Aslında onlar kendilerini korumaya aldıklarını sanıyor. Washington’da Federal yönetim Ulusal Muhafızları seferber ederken, Paris’te Macron “Cumhuriyetçi” söylemi suistimal edip mevcut heykelleri koruma kararı aldı.
İngiltere’de de bir grup aşırı-sağcı/milliyetçi, hissetmiş olsalar gerek, Winston Churchill’in heykelini muhafaza kordonuyla çevirdi. Oysa ki, o zamana kadar hiç kimse Churchill aleyhine bir söz etmemişti.
Bu dalgadan Mustafa Kemal Atatürk’ün ABD’deki bir büstü de payını aldı. Kimse artık onlar, büstün boynuna bir pankart asmakla yetindi. Devletimizin kırmızı çizgisi olduğu için bu haber öyle çok fazla yaygınlaştırılmadı. Muhalif görünümlü bir milletvekili tepki gösterdi.
Şimdilerde Saray nezdinde muteber bir film yönetmeni var. Eskiden tanırdım, düzgün bir çocuktu. Sonradan bozuldu. Hani turşu yaparken sirke yerine yanlışlıkla kezzap koyarsan, cam kavanoz dahil her şey mahvolur ya, öyle bir durum. Bir projesinden söz etmişti: Istanbul Kartal civarında devasa Atatürk heykelleri üreten bir atölyenin içinden yakın çekimlerle başlayan bir film öyküsü. Şimdi herhalde aynı filmi Beştepe çekmek ister.
1999 yılında Amsterdam’daydım. Orada gördüm ve öğrendim: Belediye, kentin alanlarına dikilecek heykellere bir standart getirmişti: Hiçbir insan heykeli, insanın doğal büyüklüğünden daha büyük olmayacak. Doğallık bunu gerektirir değil mi? Çünkü bizim meydanlarda gördüğümüz o kocaman heykellerin kahramanları, aslında ufak tefek hatta tıknaz bazen de biçimsiz bir takım adamlar ya da kadınlardır.
Kalıcı kılmak için bir takım şahsım’ların, aslında onların fikriyatının, kallavi heykellerini dikerler. Kocaman çivilerle tarihe bir ideoloji çakarcasına. Ama işte bir süre sonra, çivi ne kadar sağlam olursa olsun, duvar ya da kaide çürükse heykel yolun kenarındaki nehirde boğulur gider. Bak şimdi uyandım, heykeller kaide üzerine oturtuluyor değil mi? El Kaide! Taliban da Buda heykellerini bombalamıştı Afganistan’da…
Çanakkale’de aslında iyi niyetli bir il kültür müdürü, bizim müdavimi olduğumuz Ece Ayhan Kültür Evi’ne kıyak olsun diye bir Ece Ayhan büstü yaptırmıştı. Ayhan abi hem yazmış hem de söylemişti vakti zamanında. Bırakın kendi büst ya da heykeline, bütün heykellere ilke olarak karşıydı. Neyse Kültür Evi almadı tabi o büstü. Bir yerlerde tozlar örümcek ağları arasında kaldı Ece Ayhan’ın büstü. Kınar Hanımın üzüncü!
Durmak ya da yürümek. İşte bütün mesele bu!
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.03.2021
11.03.2021
2.03.2021
12.02.2021
25.01.2021
18.01.2021
15.01.2021
11.01.2021
4.01.2021
31.12.2020