Şahin ALPAY
Bazıları (çoğunlukla “akil adamlar”) şunu savunuyor: Erdoğan yönetimi, ülkenin temel sorunu olan Kürt sorununu çözecek, ülkeye barış getirecek. Bunun için şu veya bu yanlışını görmezden gelmeli, destek olmalıyız. Başka bazılarının da, “Erdoğan hele darbeci paralelleri devletten temizlesin, yeniden terk ettiği demokratikleşme reformlarına sarılacak…” dediğini biliyoruz.
Erdoğan yönetiminin Kürt sorununu çözeceğine inanmak, ham hayal. Yurttaşların temel hak ve özgürlükleri güven altına alınmadan Türkiye hiçbir temel siyasi sorununu çözemez. Bunların başlıcalarından biri olan Kürt sorununun halli için Kürtlerin ortak, meşru taleplerinin karşılanması gerekir. Bunun için yeni bir anayasayla Türkiye bir yurttaşlar devleti olarak yeniden tanımlanmalı, Kürtlerin dil ve kültür hakları tam olarak tanındığı gibi Kürt çoğunluklu bölgede yerinden yönetim tesis edilmelidir.
Erdoğan yönetimi ilk iki iktidar döneminde, zaman zaman ters yönde adımlar attıysa da, özgürlükçü ve çoğulcu demokrasiyi yerleştirme yolunda ilerleyeceği; bunun sonucunda PKK’ya da meşru zeminde siyaset yolunun açılacağı, şiddetin son bulacağı umudunu uyandırdı. Ne yazık ki umutlar boşa çıktı. Yönetim tam tersine, giderek daha otoriterleşme, keyfileşme, yozlaşma ve kibirlenme yolunu tuttu. İç barışı temin arayışı, Kürtlerin sadakatlerinin kazanılmasına yönelik köklü reformlara değil, PKK’nın İmralı’da hapis lideri Abdullah Öcalan ile yapılan pazarlıklara bağlandı…
Bu pazarlıklarda tarafların birbirlerine zerre kadar güvenmedikleri iyice ortaya çıktı. Görünen o ki Erdoğan yönetimi en azından önümüzdeki genel seçimlere kadar bir oyalama taktiği uygularken, PKK da bundan güçlerini tahkim etmek, bölgede İslam Devleti’nin yol açtığı kargaşa ortamından uluslararası alanda meşruiyet kazanmak için yararlanmak çabasında.
İktidarını sürdürmek için muhaliflere düşmanlık körükleyen; yeniden siyasi rol üstlenmesi için askere çanak tutan; gözlerini önümüzdeki genel seçimde Türk milliyetçisi oylara diken bu iktidardan, Kürt sorununu çözmesi beklenemez. Ne yazık ki, otoritesi de giderek sarsılmakta. Öyle ki KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık, Kürt çoğunluklu bölgede kamu düzenini sağlamak için devletin kendilerinden yardım talep ettiğini söylüyor.
Gelinen nokta maalesef şu: Yönetimin “çözüm süreci” dediği şey, can çekişmekte. Karşılıklı güvensizlik o ölçüde ki, Erdoğan görüşme yürüttüğü PKK için “Bizim için IŞİD neyse PKK da odur…” diyor. Bayık ise Erdoğan yönetimini Suriye’deki Nusra Cephesi’yle gizli bağlantılara sahip olmakla itham ediyor ve cihatçıları Afrin’i tehdit etmek için cesaretlendirdiğini söylüyor. “Kobani düşer veya Nusra Cephesi Afrin’e saldırırsa Türkiye’yle barış sürecine devam etmek artık mümkün olmayacak…” diye konuşuyor. (Independent, 12.11.2014)
HDP Van milletvekili Aysel Tuğluk, “Çözüm süreci aslında bitirilmiş diyebiliriz... Sanki hükümet bitirmiş ama bunun ilanını bizim yapmamızı istiyor. Çünkü çözüm sürecini bitirmenin bir maliyeti var. Bu maliyeti üstlenmek istemiyor ve bu faturayı da bize çıkartmak istiyor…” dedi. (VOA, 12.11.2014)
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “çözüm süreci”nin devamı için koyduğu şartlar şunlar: “Bir taraftan çözüm süreci sürerken bir taraftan da silahları bırakmamak olmaz. Mayıs 2013’te ülkeyi terk etmesi gerekenler, artık terk etmeye başlamalılar, silahları bırakmaya başlamalılar.” Bu şartlar hiç gerçekçi görünmüyor.
Derken dün HDP’nin İmralı heyeti, bir basın toplantısıyla şu açıklamayı yaptı: “Dün itibarıyla sürecin kaldığı yerden devam etmesi konusunda karşılıklı bir irade ortaya çıktığını da belirtmek isteriz…” Anlaşılan Öcalan “süreç”te ısrarlı.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları






























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020