Serdar ESEN
Türkiye'de gelmiş geçmiş tüm hükümetler kalkınma adı altında ekonomik büyümeyi tek amaç olarak kabul eden, toplumun ve doğanın yararını göz ardı eden politikalar yürüttüler. Ancak AKP iktidarı bu alanda, gördüklerimizin en saldırganı ve yıkıcısı.
Türkiye nükleer enerji felaketine çekiliyor, yeni kömürlü termik santrallere izin verilerek iklim değişikliği ve çevre kirliliği artırılıyor, binlerce HES projesi ile suları, yaşamını o suya bağımlı olarak sürdüren insanların ve diğer canlıların elinden alarak kural tanımayan kar arsızı şirketlere tahsis ediliyor.
Bursa’ya baktığımızda çevrenin, doğa talanının kentimizde de büyük bir hızla sürdüğünü görüyoruz. Önce kestanelikler, şeftalilikler imara açıldı, ardından Uludağ’da yapılaşma yarışı başlatıldı. Uludağ, teleferik ve otel projeleri nedeniyle talan edilmekte, ağaçlar kesilmekte, endemik bitki ve hayvan türleri yok olmakla karşı karşıya kalmaktadır.
20-30 yıl öncesine kadar suyu içilebilen Nilüfer Çayı yıllardır sanayi atıkları nedeniyle simsiyah akmakta, kokusuyla da çevrede yaşayanları rahatsız etmektedir. Islah çalışmaları yapıldığı söylenmekle birlikte henüz olumlu bir sonuç alınmamıştır.
Keles Kozağacı’nda yapılmak istenen termik santral projesini bölge halkı kararlı mücadeleleri ile 2013 yılında durdurmuş ve ÇED raporunu engellemişlerdi. Ancak 26 Mart 2015 tarihinde proje için ÇED süreci yeniden başlatıldı. Kiraz ağaçları ile ünlü Kozağacı vadisinde tehlike sürüyor.
İznik Gölü, başta Cargill olmak üzere sanayi kuruluşlarının atıkları ile kirlenirken, Uluabat Gölü de çeşitli sanayi kuruluşları ve taş-maden ocakları ile yok olmaya doğru gitmekte. Batı Sanayi Bölgesi projesi ve İstanbul-İzmir otoyol projesi tarım alanlarını ciddi biçimde tehdit etmekte.
Su kenti diye bilinen Bursa ve Uludağ’ın suları ticarileştirilerek şişelenmekte ve halk susuz bırakılma tehlikesi ile karşı karşıya gelmektedir. Halkın suyu, patronlara peşkeş çekilmekte, halk bir yudum suya muhtaç duruma getirilmektedir.
Kestel bölgesindeki Bursa Çimento Fabrikası kapasite artışı yaparak çimento üretimini yılda 1 milyon 850 bin tondan, 4 milyon 250 bin tona çıkarmak için başvuru yaptı. Halen 447 bin 31 ton kömür kullanılırken ilave üretim hattı ile buna ek olarak 417 bin ton kömür daha yakılacak. Yani havamız, suyumuz, toprağımız daha çok kirlenecek.
Mevcutlar yetmezmiş gibi Nilüfer ilçesine bağlı İnegazi Mahallesi'nde de yeni bir çimento fabrikası kurulmak isteniyor. Tarım ve orman arazisi olan bölge “sanayi alanı”na dönüştürülerek ÇED raporu onaylandı. Ancak Bursa’daki bazı dernek ve odalar tarafından buna itiraz edilmiş, yürütmeyi durdurma davası açılmıştı. Bu davaya ilişkin bilirkişi heyeti 27 Ocak 2015 Salı günü İnegazi’ye gelerek keşif yaptı. Mahkeme kararının Nisan-Mayıs aylarında açıklanması beklenmekte.
Bursa’ya öldürücü darbe Demirtaş’ta vurulmak isteniyor. Kentin ortasına, Demirtaş’a kömürlü bir termik santral kurmak isteyen DOSAB sanayicileri salt rant uğruna, üç kuruş fazla kazanç uğruna Bursa’nın ölüm fermanını yazıyorlar. Halkın alınmadığı İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu toplantısında projeye ilişkin ÇED başvuru dosyası yeterli bulunmuş ve nihai ÇED raporu olarak kabul edilmiştir. 1 Nisan’dan itibaren on gün itiraz süresi verilmiş olup, ardından kesin karar açıklanacaktır.
Termik santrallerin yarattığı kirlilik ile hem insan ve diğer canlıların yaşamını ciddi biçimde etkilediği, hem de iklim değişikliğinin en önemli nedenlerinden biri olduğu tüm bilim çevreleri tarafından kabul edilmektedir. Bursa’da bulunan yüzden fazla oda, dernek, sendika, siyasi parti ve binlerce kişinin katılımı ile oluşan “DOSAB Termik Santralına Hayır Platformu” Bursa halkının ve doğasının çıkarı için bu santrali yaptırmamakta kararlı. 10 Nisan Cuma günü saat 10.30 da platform öncülüğünde Bursa halkı İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü'ne itiraz dilekçelerini verecekler.
Bu yıl kış aylarında Bursa’da yapılan hava ölçümlerinde hemen her gün “hassas”, “tehlikeli” gibi sonuçlar alınırken yeni çimento fabrikaları ve termik santraller yapılması Bursa için açık bir katliamdır. Bursa için tehlike çanları artık en sağır kulakların bile duyacağı şiddete ulaşmıştır. Bursa için şimdi bir şeyler yaparak bu katliamları önleyemezsek yarın çok geç olacaktır.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları








































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.02.2018
17.09.2016
13.03.2016
21.12.2015
9.02.2015
26.11.2015
11.11.2015
27.10.2015
11.10.2015
23.09.2015