Sezin ÖNEY
Elbette ki, hayır. Türkiye, popülist bir partinin egemenliği altında. Popülist siyaset anlayışının da temel öğesi de, “bizler” ve “onlar” ayrımına dayalı söylem. “Bizler”, popülist söyleme göre, “halkı” temsil ediyor. “Onlar” ise, “düşmanlar”. Aslında, var olmayan bir düşman kitlesinden bahsediyoruz. “Dış mihraklar”, ülke içindeki “iç düşmanlar”, bu düşmanların giriştikleri komplolar, popülist hareketin, bir “halk” tahayyülü yaratabilmek için gerek duyduğu kurgulardan başka bir şey değil. Bu kurguların, gerçekle en ufak bir ilintisi olması dahi gerekmiyor. “Almanya’nın Üçüncü Havalimanı ve Üçüncü Köprü’yü kıskandığı için Gezi olaylarını gerçekleştirmesi”, gerçeklerle en ufak bir ilintisi olmayan komplo teorilerine örnek.
Veya bir “gerçeğin” alınıp popülist hareketin işine yarayacak şekilde iyice çarpıtılıp, yine var olmayan bir komplo algısı yaratılması da mümkün. Bu tarz, “gerçek çarpıtmalarına”, Türkiye’nin İsrail ile ilişkileri konusu ideal bir örnek. İsrail ile olan sürtüşme ve sonrasında bugün de uzlaşma, tamamen Türkiye’deki liderliğin kişisel ihtiyaçlarına göre şekillenmiş bir süreç. Ne zaman ki, İsrail’e karşı husumetin son kullanma tarihi doldu; o zaman da kocaman bir “U” dönüşü yapıldı.
Gezi olayları ve 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmaları, Türkiye’nin yakın siyasi tarihinde, kamuoyu algısında değişime yol açan iki keskin viraj oldu. O dönemlerde, “İsrail’in Gazze’ye zulmü-İsrail’in ahlaksızlığı” ve “Mısır’da Müslüman Kardeşler’e Sisi darbesi-Rabia mezalimi” konuları iyi satıyordu. Bu konular, siyasette araçsallaştırılarak, Türkiye içinde Gezi’de protestoculara yapılan mezalim veya yolsuzlukların yarattığı ahlaksızlık sarmalı maskelenebiliyordu. Dış dünyada mazlumun yanında yer alan, ülke içerisinde hiç zulüm/ahlaksızlığa neden olabilir miydi?
Her “Rabia”, “her Gazze’deki Müslüman Filistinli kardeşlerimiz” nidası yankılandığında seçim meydanlarında, seçmenlerin kendi gözleri önünde cereyan eden gerçekleri görebilme kapasiteleri düştü. Bu anlamda, Mısır ve İsrail politikaları, seçmen tabanlarının gözlerine çekilen mil görevi gördüler.
Tıpkı, Rusya ile uçak düşürme krizinde olduğu gibi, İsrail-Mısır gibi ülkelerle yaşanan siyasi krizlerin vebalini yüklenen kim oldu peki? Tabii ki, sıradan vatandaşlar. Bu ülkelerde, yıllarca çalışa didine bir iş kuranlar, ticaret yapanlar, akrabalık-aile bağları dolayısıyla ilişkisi olanlar eziyet çekti sadece.
Ankara’nın sırtında, çizilen dış ilişkiler rotası ve yapılan dış politika hataları dolayısıyla bir yumurta küfesi var mı? Yok. İç politikaya, seçmen tabanına ak veya kara politika pazarlanabiliyorsa mesele de yok.
Medya üzerinde neredeyse yekpare bir egemenlik de var mı? Var. O zaman, zaten Rusya, Türkiye’nin ayağının altını öpmüş de olabilir. O zaman, zaten Gazze’deki mazlum Filistinliler, Ankara sayesinde tüm ablukanın kaldırılması vesilesiyle refah ve barışa da kavuşmuş olabilirler. O zaman, zaten Türk’ün gücünü, İsrail ve Rusya üzerinden tüm dünyaya göstermiş de olabiliriz. Olmayan Filistin devletini Türkiye kurmuş olabilir. İsrail, Müslümanlığı seçmiş olabilir. Rusya, İslamiyet’in temsilcisi Ankara önünde secde etmiş olabilir.
Nasılsa, bol keseden atacak kontrol altında bir medya ve kendi ikbalinden başka hiçbir ideolojik-ilkesel bağı olmayan bir popülist hâkimiyet var.
Şimdiki önemli soru, yeni “dış düşmanın” kim olacağı.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2025
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024