Tuncay TOP
PKK’nin ateşkes sürecini 2011 genel seçimlerine kadar uzatmış olması, siyaset dünyasını belli ölçülerde rahatlatmış görünüyor. Şimdi herkes ilgili güçlerin nasıl bir tutum geliştireceğini merak ediyor.
Acaba eylemsizliği en çok isteyen demokrasi güçleri şimdi ne yapacaklar. Altın değerindeki bu son şansı nasıl değerlendirecekler.
Çözüm gücü olan siyasi partiler bunu nasıl karşılayacak. Hepsinden önce iktidar partisi ne yapacak. Deyim yerindeyse top AKP’ye geçmiştir ve AKP bu topla dar ve çıkarcı bir yaklaşım temelinde kendi iktidarı ve Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı için mi oynayacak, yoksa ülkenin demokratik geleceği için mi?
Yine, acaba dış güçlerin tutumu ne olacak? ABD ve AB nasıl ele alacak? İsrail nasıl yaklaşacak? Suriye, İran ve Irak’ın tutumu ne olacak? Güney Kürdistan Bölge yönetimi nasıl yaklaşacak?
Şimdi bunların ve benzer soruların cevapları merak ediliyor. Genel kanaat olarak PKK’nin, eylemsizlik ve seçimler arasında bağlantı kurmuş olması olumlu karşılanıyor. Sorunların siyaset kurumları eliyle çözülmesine önem verdiğini gösteriyor.
Bu çerçevede MHP’nin de gelişen siyasetin dilini doğru okuması elzemdir. MHP bilmeli ki, bu çağda sorunlar kabadayı bir üslup ve ittihatçı milliyetçilikle çözülemez. İttihatçı dayatmaların günümüzde Cumhuriyet’i çözülme noktasında zorladığı unutulmamalıdır.
CHP’nin tutumu da benzerlik içermektedir. Genel başkanının deyimiyle ‘’korku imparatorluğu’’ haline gelen bir siyaset tarzının, demokrasi taleplerine direnmesi karşılığında parti, ‘bölünerek küçülme’ seçeneğinde durmaktadır.
Sorunlara siyasal çözüm getirmede kendini ‘’demokratik hareket ‘’ sayan güçlerin, özellikle referandum sürecinin en ateşli aksiyonerleri olan ‘’yetmez ama evet’’çilerin durumu da çok ciddi bir eleştiriye muhataptır. Onlar da, en azından şimdiye kadar ciddi bir çözüm gücü olamamıştır. Kimi zaman böyle bir istek gösterisinde bulunuyorlarsa da, bunu sistematik bir eylem dizisi haline getiremediler. Barış zemininde sonucu politika belirlediğine göre, bu güçlerin durumu da elbette kabul edilir değildir.
AKP’ye gelince, iktidar olmakla birlikte ciddi bir çözüm yaratmamaktadır. Hep çözüm beklentisi yaratan fakat hiçbir sorunu çözmeyen bir tutumun sahibidir.
PKK’nin eylemsizliğini seçime kadar uzatması bir yandan AKP’ye fırsat yaratırken diğer yandan aslında en çok da AKP’yi zorlamaktadır.
Şimdi AKP ne yapacak…Bir kere artık kimseyi suçlayamayacak ve mağduru oynayamayacaktır. Buna karşılık, Eğer demokratik-sosyalist muhalefet güçleri, seçim sürecini iyi değerlendirirse, AKP’nin türbandan Kürt sorununa kadar barış ve demokrasi isteminde gerçek yüzü, daha net ortaya çıkacaktır.
Eğer AKP mevcut çizgide kalır da kendini değiştirmezse o zaman bu topluma ve toplumun değişim taleplerine yazık edecektir. Ateşkesin uzatılmasıyla oluşan olumlu hava, başta Kürt sorunu olmak üzere temel sorunların çözümünde kullanılmayacak, sadece AKP iktidarını uzatmanın aracı yapılmaya çalışılacaktır. Bu da daha çok çözümsüzlük ve çatışma demek olacaktır.
AKP’nin bu süreci heba etmesine fırsat vermemek, barış ve kardeşliğin tesis edilmesi çabası kadar, AK Partinin de demokrasi ekseninde tutulmasını sağlar.
’’Barış hemen şimdi’’ söylemi etrafında yürütülecek muhalefet tarzı; başta ‘’yetmez ama evet’’çiler olmak üzere tüm fikir ve eylem güçlerinin, gerçek demokrasi ve özgürlükler cephesinde yer almasının ancak; AKP’yi barışa zorlayan bir anlayıştan geçtiğini bilerek ve Türkiye halklarının eşit ve özgür kardeşliğinden ödün vermeyen bir çizgide mücadele ederek mümkün olduğunu bilmeleri ve seçim sürecinin politik platformunu bu zemin üzerine oturtmaları gereklidir.
Hatta, çatışma ve ateşkes sözcüklerinin seçimlerin bitmesiyle birlikte, hayatımızdan tamamen çıkması için bir zorunluluktur da…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları



























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.12.2014
12.09.2014
2.04.2014
15.11.2013
29.07.2013
19.07.2012
8.07.2012
7.06.2012
7.02.2012
19.01.2012