Yıldıray OĞUR
Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin kudretli başsavcısı Nusret Demiral geçen hafta geçirdiği kalp krizi sonrası 92 yaşında hayatını kaybetti.
Hayatta olduğundan bile çok az insanın haberi olduğu Demiral, Türkiye’nin yakın tarihinin en önemli tanıklarındandı.
1970’lerin başından itibaren savcı olarak görev yaptığı Ankara’da
1984’te Ankara DGM Başsavcısı olmuş, Türkiye’nin en tartışmalı soruşturmalarına bakmış, bizzat kendisi tartışmalara neden olmuş, uluslararası krizler çıkarmış ama yaş haddinden emekli olduğu 1995’e kadar gelip geçen hiçbir hükümetin gücü onu görevden almaya yetmemişti.
Ölümün ardından çıkan yazılarda 43 yıllık savcılık kariyerinden örnekler hatırlatıldı.
1970’de ODTÜ Stadyumu’ndaki Devrim yazısına ve yurtlarda kalan Deniz Gezmiş’e müdahale etmek istediğinde karşısında rektör Erdal İnönü’yü bulan savcı oydu.
1971’de Gemerek’te yakalanmalarından sonra Ankara’da Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan’ın ifadesini alan savcı da oydu.
1987 yılında Türkiye’ye dönen yasadışı TKP’nin liderleri Nihat Sargın ve Haydar Kutlu’yu uçaktan iner inmez elleri kelepçeli, gözleri bağlı olarak gözaltına aldıran savcıydı.
Kutlu ve Sargın’ın 18 günlük gözaltı sırasında işkence gördüklerini söyleyerek Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’na başvurmasından sonra işkence iddiasını incelemek üzere Türkiye’ye gelen hakimlere ifade vermeyi ısrarla reddederek diplomatik bir krize neden olmuş, Türkiye onun neden olduğu itibar tahribatını, kısa bir süre sonra AİHM’e bireysel başvuru hakkını tanıyarak gidermeye çalışmıştı.
1988 yılında dönemin Başbakan Turgut Özal'a yönelik suikastın soruşturmasına da o bakmış, suikastçı Kartal Demirağ’ın karanlıkta kalan bağlantılarını ortaya çıkaramadığı gibi, dava hakkında yazan aralarında Cumhuriyet’ten Erbil Tuşalp’in de olduğu gazetecileri gözaltına aldırmış, o dönem bütün gazeteler toplu bir bildiriyle başsavcının basına yönelik nobran tavrını kınamıştı.
Yine 1988 yılında Mehmet Ali Birand’ın Öcalan’la yaptığı ve bir ilk olan röportajın yayınlanacağı gün Milliyet gazetesinin matbaasını basarak gazetenin yayınlanmasını durdurmuş, “gerekirse her gün matbaayı basıp, gazetenin basılmasını durdururum” diye tüm basını tehdit etmişti.
1994’de DEP’li milletvekillerini Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk’un direnişine rağmen Meclis’te yaka paça gözaltına aldıran, haklarında verilen hapis cezasını yeterli bulmayıp idamlarını isteyen, emekli olduktan sonra bile “idam edilmeleri gerekirdi” diyen başsavcıydı.
1993 Sivas Katliamı sonrası Aziz Nesin hakkında “Müslüman halkı tahrik ettiği, böylece olayların çıkmasının müsebbibi bulunduğu anlaşıldığından…” diye başlayan suç duyurusunda bulunmuş, Nesin için 9 yıl hapis cezası istemişti.
Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy cinayetlerini de aydınlatamayan savcıydı.
Demiral ile ilgili medyada çıkan biyografilerde bu davalar sıralandıktan sonra onun MHP’den milletvekili adayı olmasından da hareketle milliyetçi-muhafazakar bir profili çizildi.
Hatta bir röportajından hareketle Necip Fazıl’dan çok etkilendiği iddia edilip, bugünkü iktidarla da özdeşleştirmeye çalışıldı.
Halbuki ölümünün ardından çıkan biyografilerinde vurgulanmasa da Demiral aynı zamanda sıkı bir Kemalist ve laiklik savunucuydu.
Özal’ın 141, 142 ile birlikte 163. maddeyi de kaldırmasına karşı açıklamalar yapmış, 163. maddenin geri gelmesini savunmuştu.
1989’da Refahlı Şanlıurfa Belediye Başkanı İbrahim Halil Çelik’i laikliğe aykırı beyanatları yüzünden gözaltına aldırıp, 14 gün sorgulamış, serbest bırakırken de “Atatürkçülüğü kabul ediyor, ne yapalım” demişti.
1991 yılında Kocatepe Camii’indeki Said Nursi mevlidi için ilk soruşturmayı açan, bu soruşturma için Said Nursi’nin 35 kitabını okumaya başladığını açıklayan savcı da oydu.
28 Şubat’tan üç yıl önce Erbakan ve Refah Partisi’ne karşı ilk harekete geçen isimdi.
1994 yılında Meclis grubunda söylediği “Refah iktidara gelecek. Bu kanlı mı olacak kansız mı, yumuşak mı olacak, sert mi?” konuşması yüzünden Erbakan’ın dokunulmazlığının kaldırılması için Meclis’e iki kez fezleke yazmış, fezlekeleri Meclis Başkanı Cindoruk’a takılınca da Ankara DGM Başsavcısı sıfatıyla Turkish Daily News gazetesine Refah Partisi aleyhine büyük tartışmalara neden olan bir röportaj vermişti:
“Eğer bu adamlar seçim kazanırsa, seçim sandıklarını son görüşümüz olacak. Tahayyül edebiliyor musunuz? Fanatik kökten dinciler demokratik seçimlerle gelecekleri iktidarı gerektiğinde bırakacalar mı? Köktenci hareket Atatürk ilkelerini tehdit ediyor, özellikle de laikliği. Bu ciddi bir problem. Bölücü propagandaya dur derken, fanatik aşırı sağ ve köktencilerin yıkıcı propagandasına dur demiyoruz. İkisine de dur demeliyiz. Bunlar devletin kendisine karşı bir tehdittir.”
1995 yılında Başsavcılıktan emekli olurken altı sayfalık bir veda broşürü hazırlatıp meslektaşlarına, siyasetçilere, gazetecilere göndermişti.
Broşürün ortasına Sevr Haritası’nı koymuş ve altına da şöyle yazmıştı:
“Yukarıdaki haritaya iyi bak ve bu haritayı değiştiren Atatürk’e ondan sonra düşman ol”
Broşürün sonunda da halefine tavsiyeler vardı:
“Vatanının ve milletinin bölünmez bütünlüğüne kasteden, her türlü düşmana ve her türlü ihanete karşı, Türk halkının daima uyanık, tedbirli, temkinli, bunlarla mücadelelerde de yürekli ve kararlı olmasını öneriyorum.”
Broşürün kapağına koyduğu kendisine ait şu ‘vecize’ ise dünya görüşünü veciz bir biçimde anlatıyordu:
“Bizler, gözünde vatanını, gönlünde Atatürk ilke ve inkılaplarını tutabilen, vicdanında dinini saklayabilen, milliyetçilik ve laiklik düşüncesi içinde görevini yapanlardanız.”
Demiral, taşralı klasik bir milliyetçi mukaddesatçı, anti-komünist sağcı değildi.
“Şirketi Hayriye” Bebek iskele memurluğunda çalışan babası sebebiyle çocukluğu Bebek’te geçmişti.
İstanbul Erkek Lisesi mezunuydu. Ardından İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirmişti. Okul arkadaşları arasında Abdi İpekçi ve Nezih Demirkent de vardı.
Ölümünün ardından hatırlatılan 50’li yıllarda üniversite öğrencisiyken Necip Fazıl’la tanışma hikayesini kendisi anlatmıştı:
“İkinci sınıftaydık. Eminönü’nden vilayete doğru çıkarken köşede o zaman Vakit gazetesi vardı. Necip Fazıl, onun iki bitişiğinde bir yerde, ikinci katta. Arkadaşlarımız oraya gidiyordu. Onların içinde Kubilay İmer diye benim sınıf arkadaşım vardı. Rahmetli oldu. Epeyce talebe Necip Fazıl’a gidip geliyordu. Necip Fazıl aklı başında, kafası çalışan, kendini bilen bir kişiydi. Bendeki intiba oydu. Ama dine aşırı bir bağlılığı vardı, Atatürk’e karşı sempatisinin biraz az olduğunu gördüm. Ama Atatürk sevgisinden yoksundu diyemem. Bir süre oturduk. Arkadaşlarımız tanıştırdılar. Nerede doğduğumu sordu. Tanışmamız öyle oldu. Ondan sonra şiirlerini, kitaplarını, hepsini okudum.”
50’li yılların başındaki Necip Fazıl, birkaç yıl önce “komünist, vatan haini” diyerek Tan gazetesini hedef gösteren yazılar yazan devletçi, anti-komünist milliyetçi bir sağcıydı.
1945’de Tan gazetesini basanlar da bu propagandanın etkisinde kalan CHP’li gençlerdi.
ODTÜ’de zehirlenen köpeği Goldie’nin ardından şiir yazan, emekli olduktan sonra 1995’de Ankara’dan milletvekili adayı olduğu MHP’den “Türkçe ezanı geri isteyen” açıklamaları yüzünden ihraç edilen, son yıllarında Cumhuriyet Kulüpleri adlı bir oluşum içinde Atatürk ve laiklik konferansları veren Nusret Demiral, ömrü boyunca cumhuriyetin bu ilk kuşağının mensubu olarak kaldı.
CHP tek parti iktidarında doğup, eğitim almış bu ilk neslin ideolojik formasyonuna sahipti.
Fikirleri Twitch’den yayın yapan cumhuriyetin son kuşağına mensup ihbarcı ulusalcı bir gamerdan farklı değildi.
90’lı yıllarda onun söylediklerini bugün her akşam bir televizyon programında karşımızda çıkan ulusalcı bir gazeteci, avukat veya emekli askerden duyabiliriz.
Hatta 1987’de AİHM heyetine ifade vermeyi reddetmesiyle bugünkü Türkiye’de büyük bir itibar sahibi olabilir, hatta katı laikçi sicili olmasa bakan yardımcılığına bile getirilebilirdi.
Çünkü Nusret Demiral’ın savcılık pratiği onun nobran şahsiyeti ve sağcı dünya görüşünün sonucu değildi.
Resmi ideolojinin DGM başsavcılığında cisimleşmiş haliydi.
Yaptığı hiçbir şey devletin resmi ideolojisine aykırı değildi.
Hatta bu açıdan görevini başarıyla yapan bir başsavcıydı.
Türkiye’nin resmi ideolojisinin daha ılımlı, sol yorumlarını biliyoruz, bu aralar daha liberal versiyonları da üretilmeye çalışılıyor ama Nusret Demiral’dan başka türlü bir iktidar pratiğini bilmiyoruz.
Bugün mevcut iktidara karşı meşru bir muhalefet pozisyonu olarak yükselen pop-Atatürk sevgisi de Nusret Demiralların, Yekta Güngör Özdenlerin Kemalizm ile aynı şey değil.
O yüzden Kayseri’deki bahar şenliğinde DJ’in tekno İzmir Marşı’na zıplayarak eşlik eden gençlerin “Yaşa Mustafa Kemal Paşa” diye bağırırken bu resmi ideolojiyi, böyle bir iktidarı ve Nusret Demiral gibi savcıları geri istediğini herhalde kimse iddia etmiyor.
Hatta artık Kemalizm’in bir ideolojik pozisyon, bir iktidar projesi olduğu bile iddia edilemez.
Bugün Kemalizm üzerinden siyaset yapmak isteyenler CHP’de ve İYİ Parti’de bile barınamayıp, kendi partilerini kurdular.
O yüzden bu görüntülerden Kemalizm’in geri dönüşü umuduna kapılanlar ve bunun resmi ideolojinin bir zaferi olduğunu iddia edenler yanılıyor.
Resmi ideoloji sivilleşmiyor, içi boşalıyor, buharlaşıyor.
Katı olan diğer her şey gibi…
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.12.2025
23.12.2025
17.12.2025
15.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
6.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
24.11.2025