Yıldıray OĞUR
Önceki hafta BDP Genel Merkezi’nden gözlerden kaçan bir açıklama düştü gazete fakslarına. Açıklamada Akşam gazetesinde çıkan bir röportaj yalanlanıyor, “BDP lideri Demirtaş’ın Hikmet Çetin’le İstanbul’da TBMM misafirhanesinde tamamen tesadüf sonucu karşılaştığı, herhangi özel bir ziyaret ya da özel görüşme olmadığı” söyleniyordu.
Açıklamaya neden olan röportajdaki bilgi, Taraf’ın mesleğe çocuk denecek yaşta 90’ların Diyarbakır’ında başlamış Politika Şefi Veysi Polat sabahleyin gazete okurken fark edip Twitter’ına yazmasa kimsenin dikkatini çekmezdi herhalde.
Akşam’da yalanlanan Şenay Yıldız’ın Hikmet Çetin röportajındaki o cümle şöyleydi: “Her ne kadar kendisini aktif siyasetin içinde görmüyorsak da, TBMM'nin İstanbul'daki konukevinde cumartesi günü yaptığımız söyleşinin ardından Çetin'in ziyaretçisi BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'tı”
Akşam muhabirine “sizden sonra Demirtaş gelecek” dediğine göre Hikmet Çetin’in bu “tesadüf”ten haberi varmış anlaşılan.
Veysi, Twitter’ına o gün şöyle yazmış:“Hikmet Çetin'den medet uman Selahattin Demirtaş, Leyla Zana'ya AKP'li diyor, onun gibi düşünüyorsun diye suçluyor... Selahattin Demirtaş'a, 1992'de Apê Musa'nın Özgür Gündem'de kaleme aldığı "Qewmê Kew" yazısını okumasını tavsiye ederim...”
Musa Anter’in yazısının başlığının Türkçesinin “Keklik soyu” olduğunu söyleyeyim sadece. 90’larda sokak ortasında Kürt avına çıkmış devletin zirvelerinde dolaşmış bir isim olan Çetin’in cephesinde değişen bir şey olmadığını görmek için, Demirtaş’la olan bu gizemli görüşmesinden birkaç hafta önce Mehmet Ağar’ı Yenipazar Cezaevi’nde ziyaret ettiğini hatırlatalım.
Peki, nedir Demirtaş’ı Hikmet Çetin’e yakın ama Erdoğan’a uzak eden şey?
Kürtlük olmasa gerek. Kürt sorununa çözüm hiç olmasa gerek.
İşte bu sorunun cevabı Kürt meselesinin çözümünde önümüzdeki en büyük engellerden birine tekabül ediyor.
PKK, 1970’lerde Türkiye’de devrim yapmak isteyen Türk devrimci örgütleriyle aynı motivasyon ve gerekçelerle Kürdistan’da devrim yapmak için yola çıktı. Örgütün amentü kitabının adı o yüzden Kürdistan’da Zorun Rolü. Yine bu yüzden 1984’e kadar kendisine düşman olarak Kürdistan’da devrimin önünde engel olan ağaları, şeyhleri, diğer siyasi hareketleri yani “karşı devrimci Kürtleri” gördü, “işgalci TC devletini” değil.
Resmi dili Türkçe olan örgüt, uzun süre Kürt toplumundaki geriliklerden, işgalci devletten daha çok nefret etti, onlarla mücadele etti, gelenekle arasına mesafe koydu, dini yok saydı, aşiretlere savaş açtı, “gerici bir Nakşi aşiret reisi” olarak gördükleri Barzani’yle savaştı, Kürtçe meselesini tali buldu, alternatif bir günlük hayat inşa etmeye çalıştı.
Yani PKK, Kürdistan’da devrimi, Kürt meselesinden daha çok önemsedi.
Bu ideolojik körlük, son olarak Öcalan’ı bile dinlemedi. Oslo görüşmeleri, İmralı temasları ve Öcalan’ın “Biz anlaştık” açıklamasından sonra yeniden o arkaik Devrimci Halk Savaşı pozisyonuna geçildi.
Karayılan’ın Silvan özeleştirisine rağmen, örgüt içinde devrimci kanadın teorisyeni Duran Kalkan, önceki günkü röportajında bu işin ancak savaşla çözüleceğini, savaş kararını da iki yıl önce aldıklarını anlatıyordu. İki yıl önce yani örgüt devletle Kürt sorununa çözüm için masadayken, Öcalan İmralı’da devletle anlaşmaya çalışırken.
Bugün Kürt sorununda çözümün önündeki en büyük engellerden biri işte bu: PKK’nın Kürtleşememesi.
PKK’nın en azından bir kanadı hala 70’lı yılların devrimci dünyası içinde yaşıyor. Onların gündemi Kürt sorununa çözüm değil, devrim. O yüzden öncelikli hedefleri çözüm değil örgütsel kazanım.
İşte tam da bu yüzden PKK, dört-beş kasabada kendisine verilen alan hâkimiyeti uğruna Kürtleri vatandaş bile saymayan Esed’le aynı cephede yer alabiliyor. Yakalanan her örgüt üyesinin idam edildiği İran’da silah bırakabiliyor. Kürt sorununa çözüm için devletle masaya oturduğu, parlamentosunda grubu olan Türkiye’ye karşı ise devrimci halk savaşı ilan ediyor.
Onları bu körlükten uyandıracak dostları da yok. Yenilmeyi bile beceremeyen Türk devrimciler, kendi başlarına beceremedikleri devrimi PKK’ya ve onun harekete geçirdiği kalabalıklara yaptırmak için neredeyse Kürt hareketinin kapısında yatıp kalkmakta.
Karayılan “Barış olacak diye beklerken Silvan oldu” derken, “Silvan’dan önce Oslo görüşmeleri bitmişti” masalıyla savaşı meşrulaştırmak Ertuğrul Kürkçü’ye, Özgür Gündem’deki köşelerinden Kürtleri AKP’ye karşı gaza getirmekle meşgul eski loser devrimcilere düşüyor. Kürt sorununu AKP’nin değil ancak onların portakal çiçeğinde vitamin bile olmayan devrimci iktidarlarının çözeceğini düşünüyorlar herhalde.
Kürt açılımını Türk sorunu çıkar diye yerden yere vururken sırf hükümetle hesabı yüzünden soluğu BDP otobüslerinin üzerinde alan beyaz Türk yazar ise neredeyse Leyla Zana değil benim esas Kürt diye yazılar yazıyor. Yarın PKK silah bıraktığını açıklasa, PKK’yı bile davaya ihanetle suçlayabilir bu beyaz Türk solcular.
PKK içinde Öcalan gibi daha pragmatikler, Karayılan gibi eski bir kaçakçı olarak zihni daha az teori ile kirlenmiş olanlar, Mehdi Zana’nın eşi olarak kendisini siyasetin içinde bulan Zana gibi daha az solcu daha fazla Kürt olanlar o yüzden çözüm ihtimallerinin peşinden gidiyor, silahlı mücadelenin miadını tamamladığını görüyor, Kürtlerin kazanımlarını artırmak için siyaset üretiyor.
Ama her türlü görüşmeyi devrim yolunda örgütsel kazanımları artırmak için taktikler olarak gören örgütün esas ana gövdesini oluşturan devimci kadrolar ve onların eğer Kürt sorunu olmasa çok rahat CHP’de de siyaset yapabilecek sosyal demokrat laik siyasi uzantıları AKP-cemaatten, ordudan-CHP’den daha çok nefret ediyor. AKP ile Kürt kazanımları için yan yana durmaktansa, Hikmet Çetin’le yan yana durmayı tercih ediyor.
Kürtleşemeyen PKK, neredeyse adı Kürt dünyasında bayrak olmuş Leyla Zana’yı bile hain, işbirlikçi ilan etti edecek. Bir gün PKK daha da ileri gidip, “Şu Kürtler olmasa Kürt sorununu ne güzel çözerdik” bile diyebilir.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.08.2025
9.08.2025
4.08.2025
2.08.2025
28.07.2025
26.07.2025
23.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
13.07.2025