Halil BERKTAY
[4-5 Ocak 2020] Araya Kasım Süleymani olayı girdi. 3 Ocak yazımda dile getirdiğim fikirlerden devam ediyorum. Daha dört beş gün boyunca, şu “aşırı uçlar, aldatılanlar, yalan haberler ve dış güçler” sorunsalı etrafında dönen bir dizi örnek sunacağım.
Bildiğiniz gibi Güneydoğu Asya’da, Hindiçini yarımadasının sol kenarında Myanmar diye bir ülke var. Eski adı Burma veya Birmanya. 19. yüzyılda İngiliz kolonisi oldu. 1948’de bağımsızlığına kavuştu. Sonra, Üçüncü Dünya açısından çok tipik bir gelişmeler zinciri yaşandı. Yeni bağımsızlığına kavuşan pek çok Asya ve Afrika ülkesinde olduğu gibi, 1962’de ordu iktidara el koydu. Ülke yirmi küsur yıl başını Burma Sosyalist Program Partisi’nin çektiği bir askerî diktatörlükle yönetildi. Bu “sosyalist” sözcüğüne dikkat. Zamanın devletçi, otoriter kalkınmacı akımlarının alâmet-i farikasıydı. Türkiye’de de 27 Mayısçıların bir bölümü, sonra Doğan Avcıoğlu ve Yön-Devrim çizgisi bu eğilimdeydi, ama tutmadı. Buna karşılık Ortadoğu’da Nasırcılık, Baasçılık ve türevleri Sovyetler Birliği’nin himayesine girmişti. Uzak Doğu’da Myanmar ise derhal Çin’in bölgesel nüfuz alanına eklendi. Ortak rasyonel, anti-emperyalizm alanının genişlemesi oldu.
1988’de patlak veren büyük kitle hareketleri rejimi sarstı. 1990 seçimlerini o dönemin giderek ikonikleşen demokrasi savaşçısı Aung San Suu Kyi liderliğindeki Ulusal Demokrasi Birliği (UDB) kazandı. Ancak hükümeti kurmasına izin verilmediği gibi, kısa sürede yasaklandı ve yeraltına itildi. Generaller çözümü kukla bir sivilleşmede aradı. Bu süreci idare etmek için bir Devlet Barış ve Kalkınma Konseyi kuruldu. 2003’te yedi aşamalı bir yol haritası sunuldu. Bu çerçevede, 2010 seçimleri yapıldı. UDB’nin boykot ettiği seçimleri, askerlerin partisinin (Türkiye’nin 1983 seçimlerini kazanmaya eli mahkûm olduğunu fazla erken ilân eden Turgut Sunalp’in ve MDP’sinin [Milliyetçi Demokrasi Partisi’nin] Myanmar versiyonunun) her iki mecliste neredeyse yüzde 80 çoğunlukla kazandığı ilân edildi. Pek kimse yutmadı. ABD başkanı Barack Obama, seçimleri “çalınmış” ilân etti. Buna karşılık Çin beklenebilecek bütün refleksleri gösterdi; sonuçları benimsedi ve dış güçlerin Myanmar’ın içişlerine karışma çabasını kınadı. (Sırf bu aşamada, Amerika’nın “emperyalist,” Çin’in “sosyalist,” Myanmar’ın ise “yerli ve millî” olmuş olması, kimi haklı kimi haksız saymamızı gerektirirdi?)
Geçelim. Bizde 1946 seçimleri gibi Myanmar’da da 2010 seçimleri, ülkenin demokrasiye yürüyüşünü ilk ağızda durduramadı. 2011’de ordu Aung San Suu Kyi ile doğrudan pazarlığa girdi ve ilk taleplerinin bir kısmını karşıladı. İşçi sendikaları yasallaştı, siyasî tutukluların onda biri serbest bırakıldı. Karşılığında UDB 2012 ara seçimlerine katılacağını açıkladı -- ve 45 milletvekilliğinin 43’ünü aldı. Bu süreçte Suu Kyi, mutlaka generallerin onayıyla, Başkan Obama ile uzun bir telefon görüşmesi de yaptı ve Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın ülkeyi resmen ziyaret etmesi kararlaştırıldı. Myanmar üzerindeki tecridin kırılması demek olan bu gelişmeyi Çin “ihtiyatla” karşıladı. (Doğru muydu? ABD 1946-50’de Türkiye’de olduğu gibi 2010’larda da Myanmar’daki demokratikleşme sürecine destek vermese miydi? Emperyalistlik taslamamak adına, Çin tarzı bir aldırmazlığı -- yani aslında diktatörlüğe destek tavrını -- benimsemesi daha mı iyiydi?)
Devam edelim. 2015 seçimleri sürecinde UDP, parlamenter demokrasinin olağan tuzakları karşısında ilk popülist tehlike sinyallerini vermeye başladı. Büyük çoğunluğu Budist olan bir ülkede, aşırı milliyetçi Ma Ba Tha örgütünün son derece dar ve katı zihniyet sahibi Budist rahiplerine tâviz vererek, aday listelerinde Müslümanlara yer vermekten kaçındı. (İdeolojik yapısı kabaca MHP’ye karşılık gelen bu grubun, Irkı ve Dini Koruma/Yaşatma Derneği, Örgütü veya Komitesi olarak tercüme edilebilen tam adı, yüzde yüz millî ve yerli karakterine tanıklık etmekte.) Sonraki gelişmeler düşünüldüğünde, bu endişe ve çekingenliğin özellikle Suu Kyi açısından çok ciddî sonuçları olduğu anlaşılıyor. UDB 2015’te müthiş bir zafer kazandı gerçi. Başkanlık Temsil Koleji’nde, 2010’un güya galibi Birlik Dayanışma ve Kalkınma Partisi ile onun tarafından atanmış vekillerin oluşturduğu asker-yanlısı bloku altedebilmek için, meclisin her iki kamarasında yüzde 67’lik bir “süper-çoğunluk” sağlamaları gerekiyordu (Türkiye’de, 2007’nin “nitelikli çoğunluk” dalaveresini hatırladınız mı?). O sınırı çok aşıp Temsilciler Meclisi’nde 255, Milliyetler Meclisi’nde 135 koltuk kazanarak BDKP’yi yaya bıraktılar ve parlamentonun tamamında yüzde 86’ya ulaştılar. Bu sayede hem cumhurbaşkanını, hem cumhurbaşkanı yardımcısını seçme hakkını elde ettiler. Aung San Suu Kyi, gerek müteveffa kocasının, gerekse çocuklarının yabancı bir ülkenin (İngiltere’nin) vatandaşı olmaları (ve Myanmar vatandaşlıklarının, cunta tarafından iptal edilmesi) yüzünden cumhurbaşkanı seçilemedi. Bunun yerine, kendisi için Devlet Danışmanlığı diye yepyeni bir makam icat edildi. Bu suretle hükümete fiilen ve doğrudan başkanlık etmesi mümkün kılındı.
Ama ordu kendi başına buyrukluğunu korudu ve Suu Kyi, hem Budist milliyetçiliğiyle, hem de silâhlı kuvvetlerle uzlaşmak durumunda kaldı -- ve bu, bir bakıma onun yükselişinin doruğu ama aynı zamanda inişinin başlangıcı oldu. Myanmar’ın etnik-dinî karmaşıklığı ile askerin fütursuzluğunun bileşimi, milliyetçilik karşısında Aung San Suu Kyi’nin köşeye sıkışmasına yol açtı. Bu tür “millî mesele” krizleri çoğu zaman “memleketin asıl sahipleri”nin lehine, iktidara daha zayıfça tutunan sivillerin aleyhine olur. Çünkü popülist dalgayı göğüsleyemez, ses çıkaramazlar. Myanmar’da da aynen bu yaşandı. 2017’de ordu “aşırılık tehlikesi” gerekçesiyle, yıllardır zaten “Bengali” saydığı ve vatandaşlık tanımadığı, Rahinke eyaletindeki zavallı devletsiz Rohingya Müslümanlarına karşı harekete geçti. (Sakın bana kimse ırkçılığın sadece Batı’ya ve beyaz adama özgü olduğunu söylemesin.) Düpedüz bir soykırım gerçekleştirildi. Binlerce Rohingya öldürüldü. 744,000’i ülkeden kaçtı. Komşu Bangladeş’e sığınan mültecilerin toplam sayısı 1.1 milyonu buldu.
Hiç olmazsa gizli kalmadı, kalamadı. Uluslararası basın sayesinde bütün dünya öğrendi olup biteni. Bu sefer mağdurlar Müslüman olduğu için, Türkiye’den Batı medyasını kötüleyen, çifte standartlılıkla suçlayan, dış güçlerin parmağından şikâyet eden tek ses çıkmadı. Buna karşılık, maalesef 1991 Nobel Barış ödüllü Aung San Suu Kyi üstlendi, bütün dünyaya ve insanlık vicdanına karşı “ülkesi”ni savunma işlevini. Gambiya’nın açtığı dâvâ üzerine 2019 Aralık ortalarında Den Haag’daki (Lahey) BM Uluslararası Adalet Divanı’nın önüne çıktı ve Rohingyaların sırf Rohingya oldukları için nasıl vahşice, kadın erkek, çoluk çocuk demeksizin, bazen korkunç işkencelerle katledildiğine dair birinci elden tanıklıklara, ayrıca bu fecaati yurtdışına duyuran Myanmarlı gazetecilerin nasıl tutuklanıp ağır hapis cezalarına çarptırıldığına dair (son kısmı doğrudan kendisini ve hükümetini ilzam eden) bilgilere rağmen, (tıpkı İttihatçı-Kemalist Türk milliyetçiliğinin bunca yıldır 1915 Ermeni soykırımını kabullenememesi gibi), Aung San Suu Kyi de 2017 Rohingya trajedisi için hayır, karmaşık ve üzücü, acılı bir durumdur, ama soykırım değildir dedi.
Myanmar generalleri kuşkusuz çok memnun kaldı, kendileri öne çıkmaksızın bunu Suu Kyi’ye söyletebildiklerine. Ama uluslararası kamuoyu yemedi, kabul etmedi. Aralık sonunda konu bu sefer Birleşmiş Milletlere geldi. Önce, 14 Aralık’ta Sosyal, Kültürel ve İnsancıl konulardan sorumlu Üçüncü Komite’de ele alındı. Görüşülen karar tasarısında, Müslüman Rohingyalara ve diğer azınlıklara karşı ciddî insan hakları ihlâlleri kınanıyor; keyfî tutuklamalara, işkenceye, gözaltında ölümlere, diğer zalim, insanlık dışı veya aşağılayıcı uygulamalara son verilmesi isteniyor; Myanmar ordusu ve güvenlik güçleri her türlü şiddete derhal son verip ülkede yaşayan herkesin insan haklarını teminat altına almaya çağırılıyordu.
Tasarı Üçüncü Komite’den 140 lehte, 9 aleyhte ve 32 çekimser oyla geçti. Kimler karşı oy kullandı? İbret verici bir tablo: Myanmar’ın yanı sıra Rusya ve Belarus, sonra Çin, Laos, Vietnam, nihayet Kamboçya, Filipinler, bir de Zimbabwe. Yani Asya’nın iki yeni süper-diktatör devleti, daha küçük uydu ve müşterileri, bir de tek tük, kendileri asla benzer şekilde sorgulanmak istemeyecek hayli hukuk dışı rejimler. Ardından Genel Kurula geçildi ve hemen aynı örüntü tekrarlandı: 193 üye ülkeden 181’inin katılımıyla, 134 lehte, gene o 9 ülke aleyhte, 28 çekimser. Ha, bir de Myanmar’ın BM büyükelçisi Hau Do Suan’ın beyanı var tabii. Genel Kurul kararının Myanmar’a “siyasi baskı” amaçlı olduğundan yakındı. Rakhine eyaletindeki “karmaşık duruma” çözüm getiremeyeceğini söyledi. “Çifte-standartlılığın [ve] insan hakları ölçütlerinin seçici ve ayırımcı biçimde uygulanmasının bir diğer klasik örneği” diye niteledi.
Ne kadar evrensel bir reaksiyon! Bodrumunda veya merdiven altında gizleyecek şeyleri olan bütün rejimler, hep aynı sözlerin ardına saklanıyor.
Yazarlar
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları






















































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024