Aydın ENGİN
“Fezleke”nin bir ve en yaygın anlamı da “Sorgu, soruşturma sonucu, özeti” demek. Polis soruşturduğu, sorguladığı kişileri savcının karşısına yollarken bir fezleke hazırlar. Savcı bu fezlekeye dayanarak karşısına getirilenleri kendisi yeniden sorgular. Fezlekede yer alan kanıtları gösterip sorular sorar. Aldığı cevaplar yeterliyse ya “koğuşturmaya gerek olmadığı”na karar verip polisin getirdiklerini serbest bırakır ya da tutuklanmaları istemiyle mahkemeye sevkeder. Yargıç ya da suçun niteliğine göre yargıçlar sanıklara haklarındaki savcının (polisin değil savcının) iddialarını okuyup savunma yapmalarını ister. Aldığı cevaplara göre ya “Tutuklanmalarına gerek olmadığı”na karar vererek sanıkları tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakır ya da yasada yazan tutuklama gerekçelerine uyarak tutuklar ve tutukevine (cezaevine değil tutukevine) yollar.
Sonra savcı iddianamesini hazırlar ve iddianamenin sanıkların yüzlerine karşı okunmasıyla yargı aşamasına geçilir. Sonuç ya beraattır, ya savcının istediği cezaların aynen ya da ağırlaştırılarak ya da hafifletilerek verilmesidir. Bu durumda mahkumlar cezalarının infazı için cezaevine (tutukevine değil cezaevine) gönderilirler.
Kitap böyle yazıyor.
Hukuk fakültelerinde bu, böyle okutuluyor.
Gel gör ki o kitabı okuyup, o kitabın okutulduğu hukuk fakültelerini bitirip, diploma alıp savcı ve yargıç iskemlesine kurulanların pek çoğu (ama pek pek pek çoğu) böyle uygulamıyor.
Son dönemde güncel olan, gazete sayfalarında sık sık yer alan hangi davayı ele alırsanız alın, hemen hepsinde polisten gelen fezlekeler –galiba okunma zahmetine bile girilmeden- şüphelileri tutuklama talebiyle mahkemeye sevk için yeterli sayılıyor. Tutuklama kararını verecek mahkemelerde yargıçlar –galiba bırakın savcılığın iddialarını, fezlekeleri bile okuma zahmetine girmeden- tutuklama kararı veriyor. Ondan sonra polis fezlekesine göre tutuklananyurttaşlar, özellikle genç yurttaşlar, hele hele öğrenciler altı aydan az olmamak üzere demir parmaklıklar ardında duruşma gününün gelip, yargıç karşısına çıkmayı bekliyorlar. O ilk duruymaların çoğunda da kimlik tesbiti, savcılık iddianamesinin okunmasından sonra, “Tutukluluk halinin devamına, tahliye taleplerinin gelecek duruşmada ele alınmasına…” denerek tutuklular yeniden ve ne kadar süreceği belli olmayan bir süre için hapishanenin yolunu tutuyorlar.
Örnek istemezsiniz umarım.
İstemeyin de..
Hangi birini sayayım ?
Karargâh davasını mı, Oda TV davasını mı, KCK davalarını mı, protesto gösterisi, yürüyüşü, basın açıklaması yapan öğrencileri mi?..
Yoksa ev ve büro baskınından tutuklama kararına kadar geçen bütün süreçlerde yasanın bağlayıcı hükümlerini hiçe sayıp “hukukun ırzı” ile oynanan son avukat tutuklularını mı?
Hani şu “Devletin kozmik sırlarını ele geçirip dış düşmanlara sattılar” diye yazan (yazabilen) polis fezlekesiyle kapıları kırılarak, duvarları oyularak, sabaha karşı gözaltına alınıp ardından tutuklanan ÇHD’li avukatlardan söz ediyorum.
Pekiiiii…
Polis fezlekeleri bu kadar belirleyici ise o zaman savcı ve yargıçlara ne gerek var acaba ?
Polis fezleke yazsın, fezlekede suçlananları da aracılara gerek kalmadan hapishaneye tıksın.
Yani bu gün fiilen olan resmen de olsun.
Ama biz de bilelim. “Polis fezlekesindeki saçmalıkları nasıl olsa savcıya anlatırız; orada olmasa tutuklanma talebi ile karşısına çıkarıldığımız yargıçlar anlar” gibi boş hayallerle kendimizi avutmayalım…
Polis sabaha karşı kapıyı çaldığında, geç açılırsa kırdığında, 12 Eylül Anayasasında bile yazan “Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir” cümlesine nanik yapıp, kalın kazaklarımızı, yün çoraplarımızı kuşanıp doğrudan hapishanenin yolunu tutalım.
Kutsal devletimizi de fezlekeydi, sorgu tutanağıydı, savcı iddianamesiydi, mahkeme kararıydı gibi bir dizi kağıt masrafından kurtaralım.
Hem böylece cari açık da azalır. Ekonomisi şaha kalkmış Türkiye’ye biz de katkıda bulunan örnek yurttaşlar oluruz…
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021