Ayşe Böhürler
Habertürk ekranlarında Veyis Ateş’in sunduğu, Caner Taslaman ve Ebubekir Sifil’in karşı karşıya geldiği tartışma sosyal medya yorumlarıyla dikkatimi çekti. Sevgili Mevlana İdris’in “Kapattım… This is münazara” tivitini okuyunca izlemeye başladım. Kendisine katılmadığımı söyleyerek izlenimlerimi paylaşmak isterim.
-Bence çok iyi bir tartışmaydı. Caner Taslaman somut örneklerle konuşmayı tercih etti ki; maksadın ve tartışmanın özünün anlaşılması, saptırılmaması bakımından önemliydi.
-Ebubekir Sifil ise daha genel ve soyut yaklaşımları tercih etti ki; birçok noktada doğru tespitleri olsa da yaklaşımı bende “aman ezber bozmayalım” duygusu uyandırdı. Aslında geleneksel alimlerin de yüzyıllardır uyguladığı metodu savundu! Ancak bu yaklaşım ne kadar doğru?
-İslam’da tahrifat yapılmasını engellemek için her türlü itiraz kapısını kapatmak “ataların dinini savunmak” algısını oluşturuyor. İslam’dan sonraki yüzyıllarda, doğal olarak da dönemsel tarihi süreçlerde ortaya çıkan yorumları, eklemeleri ‘dogma’ haline getirmemiz gerekir mi?
-Diğer taraftan Sifil’in tespitleri de önemli. Elbette birçok konuda olduğu gibi standartları korumak, metodları korumak ve bu alanların da bir uzmanlık gerektirdiğini bilmek gerekiyor. Ancak burada neye odaklanacağımız çok önemli.
….
Konunun anlaşılmasına katkı sağlamak amacıyla bizim kuşağımızın daha yakından tanıdığı bir isim olan Hikmet Zeyveli’den bir alıntıya yer vermek istiyorum. “İslam’ın musamaha ruhunu katı tabiatlarına feda eden ve tarihte ‘Haruri’ diye bilinen ilk hariciler “hüküm ancak Allah’ındır” sloganını alarak Müslümanlarla savaşmışlardır. Gerçekte bu Kur’an ayetlerinin bir parçasıdır. Fakat sloganlaşmış haliyle artık Kur’an’ın bütünü içerisinde ifade etmekte olduğu manasından çıkmış, karşı tarafı tekfir (kafir saymak) için formül olmuştur.” Zeyveli’nin 1986 yılında Kelime dergisinde yaptığı bu tespit bugün için de bambaşka huruç hareketlerinin sloganı olarak yeryüzünde kan dökmeye sebep oluyor.
Zeyveli’nin bu konulardaki genel yorumu ise şöyle: “Kanaatimizce problemlerin çoğu, ‘Kur’ân dışı rivayetlerle yaşatı-lan İslamın getirdiği problemlerdir. Mürteci için ileri sürülen cezaî hüküm buna örnek verilebilir. ‘Kur’ân dışı rivayetlerle yaşatılan İslâm’ ifadesiyle, Hz. Peygamber sonrası uygulama ve içtihatları -on-lardan yararlanması gerekirken- dogmalaştıran bir İslâm anlayışını kastediyoruz. Öncelikle Kur’ân-dışı rivayetler, Kur’ân’ın önüne geçirmemek, ona tahakküm ettirmemek suretiyle birçok problem bertaraf edilmiş olur. Geriye kalan problemler ise, Kur’ân’ın doğru anlaşılmasına mütevak-kıf (dayanan) problemlerdir. Kur’ân-ı Kerîm’de, kıyamete kadar değişmez ve değiştirilemez evrensel hükümler ve prensiplerin yanı sıra, ilk uygulamasının gerektirdiği özel ve tarihsel hükümler de yer almaktadır. Müslümanların, samimiyetle ve açık kalplilikle bunları tespit etmeleri, evrensel olanından asla taviz vermemeleri ve fakat yerel ve tarihsel olanlarını da çok doğru tayin ederek, onların yerine, Kur’ân’ın ruhuna ve ümmetin maslahatına en uygun olan hükümleri ikame etmeleri gerekmektedir. Böyle bir davranış, Kur’ân’ın ‘kıyamete kadar geçerli’ bir rehber olma özelliğini asla rencide etmez. Bu anlamda Kur’ân ‘bir kere ve bütün zamanlarda geçerli’ bir hi-dayettir.”
İslam coğrafyasını kadınlar üzerinden araştırmış birisi olarak sonradan oluşan ve dini hüküm haline getirilen uygulamaların zararını en fazla kadınların gördüğünü söyleyebilirim. Erkeklere burada daha korunaklı bir alan oluşturulmuş durumda. Kadın sünneti bunlardan birisi. Bunun yanı sıra her ülkede yüzlerce İslam öncesine dayanan, kültürel kökenli ama İslam gibi kabul edilen uygulama var. İslam ile eski inanış ve kültürlerin buluşmasından ortaya çıkan bu gelenekler sürdürülüyor. İslam’ın emirleri ve ruhuyla çelişirken “aman din zarar görmesin “ endişesiyle yaşatılıyor. Bu durumun verdiği zararların Kur’an dışı rivayetleri sorgulamanın getirdiği zararlardan çok daha fazla olduğuna inanıyorum. Özellikle genç nesiller arasında ateizm ve deizmin yayıldığını araştırmalar gösterirken tartışmaları örtbas etmek yerine konuşmakta fayda var.
...
Ve bir de; her bir durumu fırsat bilip “endişe, korku, gerilim” özetle hep ‘anksiyete’ halini topluma geçirmeye çalışanlar var. Bazı karakterler yapısal olarak böyle olabilir. Ama bu kişisel hallerin topluma geçirilmeye çalışılması de destek bulmamalı. Diğer taraftan sosyal medya bu hali geçirmek için çok elverişli bir zemin de sunuyor. Ya din elden gidiyor ya vatan ya aile gidiyor ya demokrasi ya da adalet … Bu vaveyla bu sürekli endişe pompalama hali ne birey ne de toplum için sağlıklı değil. Rehavete kapılmaktan söz etmiyorum elbette ama bu endişe halinin sürekliliğinin de sağlıklı sonuçlar doğurmasını mümkün görmüyorum. Tam da sakin güç olmanın vaktidir diye düşünenlerdenim. Telaşa da gerek yok, endişeye de! İnsanlık tarihi ortada! Bizim ömürlerimiz onun minik bir parçasıyken ancak nasip olanı yapabiliriz, gerisine kudretimiz yetmez!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2020
29.06.2019
13.04.2019
30.03.2019
9.02.2019
26.01.2019
19.01.2019
12.01.2019
5.02.2019
29.12.2018