Burhanettin DURAN
Bütün gözler Irak ve Suriye'deki cephelerin günlük gelişmelerine çevrilmiş durumda. El-Bab'a yürüyen ÖSO güçlerinin YPG ile çatışması, Başika kasabasının Deaş'tan temizlenmesi, Sincar ve Kerkük'te PKK varlığının "İkinci Kandil" tehdidine dönüşme ihtimali ve Kuzey Irak'ta da tampon bölge kurulması gibi konulara odaklanmış haldeyiz. Güncelin sıcak karmaşasında aktörlerin yürümeye çalıştığı uzun yolun sonunda kritik bir soru duruyor: Ortadoğu'nun geleceği nasıl şekillenecek?
Dışarıdan empoze edilen ulus- devlet sisteminin çöktüğü gün gibi ortada. Sınırların yeniden çizileceği konuşulan bölge iki iç savaşın, vekalet kapışmasının, aşırı dinci ya da seküler- etnik terörün ve mezhepçiliğin fırtınasıyla boğuşuyor.
Başarısız merkezi hükümetlerin dışlayıcılığı yerel aktörlerin hırsına karışıyor. Bölgesel güçlerin yıkıcı rekabeti büyük güçlerin insani maliyeti yüksek mühendislik projeleri ile at başı yarışıyor.
Batı himayesindeki seküler- otoriter rejimlerin krizi Arap isyanlarını doğurmuştu.
Bu isyanlardan "Müslüman demokrasilerin" çıkmasına müsaade edilmemesi üzerine çatışmacı ortama savrulduk. Müslüman Kardeşler ve benzeri grupların statükocu monarşiler eliyle tasfiyesi Ortadoğu'da mezhepçi ve aşırı aktörlerin önünü açtı.
Bugün aşırıcı Sünni grupların terörist ilan edilerek dünün teröristi aşırı Şiici milislerle tasfiye edilmeye çalışıldığı bir noktadayız.
Irak ve Suriye'nin (hatta Libya ve Yemen'in) bir "devlet" olarak ayakta kalmasından ümitler kesilirken şimdilik istikrar içinde olan Körfez ülkelerinin siyasi bir depremle alt üst olmayacağını kimse söyleyemez.
Bugünün "şeytanı" Deaş'tan ya da El-Kaide'den kurtulmak yarına bir düzen getirmeyecek. Küresel güçler ABD ve Rusya'nın politikaları da Müslümanların "medeniyet içi" çatışmalarını besleyen bir minvalde yürüyor. Bölgesel türbülansın anaforundaki aktörlerin kimi "beka" sorunu kimi de "bağımsızlık" hayali üzerinden ayakta kalmanın mücadelesini veriyor.
İran ve PKK gibi tarihi fırsatın eşiğinde olduğunu düşünen muhteris aktörler de mevcut. Yüzbinlerin hayatını, milyonların evlerini kaybettiği Ortadoğu'nun bugünü alevler içinde. Düzen, barış, entegrasyon gibi kelimeler hayli uzakta. Yine de asıl soru yarının nasıl olacağında düğümleniyor.
Deaş'ın vahşi teröründen ve mezhepçi (Şiici- radikal selefi) kapışmanın maliyetinden yola çıkan kimi analistlere göre bölgenin geleceği seküler rejimlerde. Müslümanların arasındaki mevcut çatışmayı Avrupa'nın 30 yıl savaşı gibi resmeden bu görüş sekülerizmin galip çıkacağı kanaatinde. Yani "İslamcıların iflası sekülerizmin yeni zaferini" getirecek diye düşünülüyor.
Bu görüşün iki versiyonu var. İlki, bölge halklarının demokrasi taleplerinin hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini savunanlar. "Ortadoğu'da demokrasi yeşermez" fikriyatının özcü bağlıları yaşanan vahşete bakıp karamsarlık satıyorlar. Böylesi oryantalist öngörüler bölgeyi otoriterliğe mahkûm ettiği için tartışmaya gerek görmüyorum.
İkinci versiyon ise olumlu bir geleceği ısrarla sekülerizm üzerinden kuran demokrasi yanlıları. Bu görüşe göre "eninde sonunda halkların talebi galip gelecek" ve "seküler demokrasi bölgede kurulacak." Ben de demokrasinin eninde sonunda bölgede hâkim olacağını düşünenlerdenim.
Ancak bu abartılı "sekülerizm" vurgusunu sorunlu buluyorum.
Seküler ideolojilerin ya da siyasetlerin şiddet üretmediğini söyleyemeyiz. Ne Batı'da ne de bugünün Ortadoğu'sunda. Avrupa'nın 30 yıl savaşları seküler düzenleri getirdi ancak seküler referanslı vahşetleri, dünya savaşlarını engelleyemedi. Ortadoğu'nun mevcut kaosunda seküler- otoriter rejimlerin suçu ortadayken İslam- siyaset ilişkisinin karmaşıklığını basit bir sekülerizm tartışmasına indirgemek sorunları çözmeyecek.
Bakmayın Deaş karşısında güzelleme yapılmasına, PKK terörü seküler şiddeti kutsamanın maliyetini gösteren en iyi örnek belki de. Kanaatime göre bölge yakın gelecekte çatışmanın düzensizliğini derinden yaşamaya devam edecek. Ancak uzun vadede gelecek İslami talepleri, farklılıkları tanıyan bir demokrasiden geçiyor.
Mezhepçi çatışmanın dersini almış ama Müslümanların değerleriyle harmanlanmış bir demokrasi tecrübesi ile.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları





































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.02.2022
19.05.2021
15.05.2021
30.04.2021
24.04.2021
17.04.2021
6.01.2020
3.01.2020
13.10.2020