Cansu Çamlıbel
Bu satırları yazarken ABD’nin 45. Başkanı Donald Trump henüz 3 Kasım’daki seçimi kaybettiğini kabul etmiş değildi. Dün, daha önceki Cumhuriyetçi yönetimlerde kritik pozisyonlarda görev almış 100 ulusal güvenlik uzmanı kuvvetli bir yazılı açıklamayla Cumhuriyetçi Parti liderliğinden Trump’a bir an önce “barışçıl iktidar değişimi” için baskı yapmasını talep etti. Ancak Cumhuriyetçi Parti’nin ağır topları
-Senato’daki Çoğunluk Lideri Mitch McConnell başta olmak üzere– henüz gölge boksuna devam ediyor.
En son kritik eyaletlerden Georgia’da yeniden sayım sonrasında Joe Biden’ın kazandığının teyit edilmesinin ardından Seçiciler Kurulu’ndaki 306 delegenin garantilendiğini teyit eden Demokratlar ise 20 Ocak’ta Beyaz Saray’a taşınacak şekilde hazırlıklara devam ediyor. Biden yönetiminin Dışişleri Bakanı’nın tahmin ettiğimiz gibi Tony Blinken olacağı, Ulusal Güvenlik Danışmanı pozisyonuna ise Jake Sullivan’ın atanacağı kesinleşti.
Blinken’ın bakanlığı mevcut koşullar altında Ankara açısından makul sayılabilecek bir tercih diyebiliriz. 2013-2015 arası Barack Obama yönetiminde Ulusal Güvenlik Danışmanı vekilliği, 2015-2017 arasında ise Dışişleri Bakan Yardımcılığı yapan Blinken pragmatist ve dengeli bir bürokrat olarak tanınıyor. 3 Kasım seçiminden önce kendisiyle ile kapalı toplantılara katılan kaynaklarımdan aldığım bilgilere göre Blinken Türkiye ile ilişkilere nasıl baktığını şöyle özetlemiş: “ABD ile Türkiye arasındaki ilişkiler kimin iktidarda olduğundan bağımsız iki ülke toplumları arasındaki ilişkidir. Biz Türkiye ile ilişkilerin derinleştirilmesinden yanayız. Bölgenin kaderine ilişkin ortak çıkarlarımız var. Ancak bu ilişkilerin kişisel boyuttan çıkartılması önemli. Trump’ın yürüttüğü diplomasi ne Amerikan çıkarlarına ne de Türkiye’ye yaradı.”
Bu genel çerçevenin içine Tony Blinken “Erdoğan yönetimindeki Türkiye’ye ilişkin demokratik kaygılar es geçilemez. Bir NATO müttefiki olarak S-400 füze savunma sistemini alması da keza. Ancak Türkiye ile ilişkilerimizi NATO’ya zarar vermek isteyen aktörleri sevindirecek şekilde bir kenara atamayız” vurgusunu da eklemiş.
Biden yönetimi S-400’ler konusunda Erdoğan iktidarını cezalandırmakla Ankara’nın Moskova’nın yörüngesine mahkûm bırakılmaması arasında bir denge tutturmaya çalışacaktır. Başkanın masasında bekleyen yaptırım yasalarını işletmekten geri durmayacaklardır. Ancak öncesinde S-400’lerin aktivasyonundan vazgeçilmesi yönünde son bir girişim yapmaları akla yatkın bir senaryo gibi gözüküyor. Süreci yakından takip eden Amerikalı bir arkadaşımın “Türkiye S-400’leri Azerbaycan’a hediye eder. Sorun çözülür” şeklindeki esprisini de bir kenara yazdım.
Blinken tarafından dile getirilen politika istikameti aslında son üç yıldır Trump yönetiminin yetkili ağızlarından duyduğumuzdan dramatik olarak farklı değil. Dahası Blinken diplomatik teamüllere uygun davranmayı önemseyen bir bürokratik gelenekten geliyor. Partizan bir politikacı değil. Dolayısıyla Trump’ın Evanjelist Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun geçen hafta yaptığı gibi Türkiye’ye gelip Fener Rum Patriği Bartholomeos’u ziyaret edip Türk hükümetinden kimseyle görüşmeden basıp gidecek bir bakan olmayacaktır.
Biden yönetimiyle Ankara’nın uzlaşması zor görünen konuların başında Suriye Demokratik Güçleri (SDG) dosyası var. YPG’nin omurgası üzerine kurulan SDG’nin mimarisi Obama döneminde çatılmıştı. Biden-Blinken ekibinin Suriye’den ABD askerlerini tamamen çekmek gibi bir vizyonu olmadığı gibi SDG’nin kuzeydoğu Suriye’deki konumunu koruması için ellerinden geleni yapacaklar. Ancak bir yandan da İdlib’de Türkiye’ye destek vermeyi Rusya’nın dengelenmesi açısından önemli bir unsur olarak görüyorlar. Dolayısıyla Suriye’de Ankara ile yeni bir ortak zemin arayışına girmeleri de sürpriz olmaz.
Politika tercihleri bir yana Biden ekibinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki düşünceleri ise pek zor değişecektir. Halen okumakta olduğum Barack Obama’nın yeni kitabı “A Promised Land” (Vadedilmiş Toprak) bu konuda epey ipucu veriyor. 697 sayfalık kitap Obama’nın ilk başkanlık dönemiyle sınırlı. Dolayısıyla da Obama-Erdoğan ilişkisinin buz gibi soğuduğu yıllarda iki lider arasındaki gerilimi büyüten Gezi, Suriye, 15 Temmuz gibi krizler de kitapta yok. İlk yurtdışı ziyaretlerinden birini Türkiye’ye yapmış ve henüz Erdoğan’ı iyi anlaştığı beş lider arasında sayan bir Obama’dan bahsediyoruz.
Erdoğan’ı genel anlamda samimi ve kendi taleplerine karşı duyarlı bulduğunu söylerken kafasında soru işaretleri belirmesine neden olan ilk örneği kitapta şöyle anlatıyor:
“NATO Zirvesi (Mayıs 2009) sırasında Erdoğan, ekibine, saygın Danimarka Başbakanı Rasmussen'in örgütün yeni genel sekreteri olarak atanmasını engellemesi talimatını vermişti. Bu talimatı Rasmussen'in vasıfsız olduğunu düşündüğü için değil, Rasmussen hükümeti Türkiye'nin 2005’de Hazreti Muhammed’i tasvir eden karikatürleri basan bir Danimarka gazetesini sansür talebine yanıt vermediği için vermişti. Erdoğan’ı ancak Rasmussen'in bir Türk yardımcısı olacağına söz verdikten ve Amerikan kamuoyundaki Türkiye algısının Rasmussen’in atanamamasından olumsuz etkileneceğini söyleyerek ikna edebilmiştim.”
Eski ABD Başkanı, söz konusu pazarlık çerçevesinde Ankara’nın gündeme getirdiği Danimarka'da Roj TV'nin yayınının durdurulması talebinden ise bahsetmiyor.
Obama bu bölümün devamında Rasmussen pazarlığının daha sonraki sekiz yıl boyunca kendisinin Erdoğan ile ilişkisinin nasıl devam edeceği konusunda bir model oluşturduğunu belirtiyor. Zira Obama’ya göre karşılıklı çıkarlar kendisinin Erdoğan ile bir “çalışma ilişkisi” geliştirmesini zorunlu kılıyordu. Karşılıklı çıkar diye tanımladığı ise o dönem için şuydu: “Türkiye’nin AB üyeliğine desteğin yanı sıra Saddam Hüseyin’in düşüşünün ardından cesaret kazanan Kürt ayrılıkçılarla mücadelede askeri ve istihbarat yardımı konusunda ABD’ye ihtiyacı vardı. ABD’nin ise terörle mücadele ve Irak'ı istikrara kavuşturmak için Türkiye’nin işbirliğine ihtiyacı vardı.”
Tüm bunları anlatırken Obama, Erdoğan’ın demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne olan bağlılığının yalnızca kendi iktidarını koruduğu sürece devam edeceği yönünde kuvvetli bir izlenim edindiğini gizlemiyor. Özetle Obama’nın Erdoğan konusundaki düşünceleri aslında sonradan köklü bir değişim geçirmemiş. Obama çok açık ki Erdoğan ile süreci ABD çıkarlarını önceleyen bir “çalışma ilişkisi” üzerinden yönetmiş.
Biden ile birlikte yeniden yönetime giren Obama’nın dış politika kurmaylarının Erdoğan konusundaki duygu ve düşünceleri eski patronlarınkinden farklı değil. Trump döneminde işin iyice şirazesinden çıktığını, Erdoğan’ın otokrat yönetim anlayışına karşı daha net tavır konulması konusunda hemfikir olanlar çoğunlukta. Ancak bu ekibin oyunu kişisel duyguları üzerine değil gerçekçi pazarlıklar üzerine kurma alışkanlıkları var. Zaten Ankara ile Washington hattındaki ilişkinin nabzını -Türkiye açısından pek çok diğer alanda olduğu gibi- Biden yönetiminden daha ziyade Beştepe’nin içerdeki iktidar ortağıyla ilişkisinin seyri belirleyecek gibi duruyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.05.2025
28.03.2025
24.03.2025
4.02.2025
13.01.2025
16.12.2024
18.11.2024
10.09.2024
10.07.2024
26.04.2024