Etyen MAHÇUPYAN
Türkiye’de sosyal bilim eğitiminde ilginç bir ‘hak’ var. Örneğin ne lisans ne de lisans üstü seviyede yeterli felsefe eğitimi almamış biri felsefe dersi verebiliyor, hatta bölümün yönetiminde sorumluluk taşıyabiliyor. Bu olanağın nasıl kullanılabileceğine ve ne gibi sonuçlar yaratabileceğine ilişkin bir hikayemiz var bugün…
Yurt dışında öğretim üyeliği yapan Türk bir felsefeci, bundan birkaç yıl önce felsefe bölümü kurmak isteyen bir Anadolu üniversitesinden iş teklifi alır. Toplam dört kişi olacaklar, bölüm başkanı dışında diğer üç kişi felsefenin temel konuları, felsefe tarihi ve İslam
araştırmaları bölümlerinin başına geleceklerdir. On yılını yurt dışında geçiren ve uluslar arası akademik camiada kendisine iyi bir yer edinmiş olan felsefecimiz hayatını değiştirmeye karar verir. Başka teklifleri bir kenara koyar ve söz konusu üniversiteye gelir. İlk sürpriz doğal olarak ona teklif edilen ana bilim dalı başkanlığının esirgenmesidir. Bölüm başkanı bu işi de kendisinin yükleneceğini söyler. Öte yandan İslam düşüncesinde uzman olan kişilerden biri felsefe tarihinin başına getirilmiştir. Felsefecimiz buna çok önem vermez. Unvan ve pozisyondan ziyade işin kendisiyle ilgilidir.
***
Derken ilk kritik karar anına gelirler. Lisans bölümünün açılması için yeni öğretim görevlileri alınması gerekmektedir. İslam düşüncesi bölümünün başında olan kişi sürekli ilahiyat mezunu kişileri önerir ama bunların felsefe eğitim temelleri son derece zayıftır. Giderek bölüm başkanı ile İslam düşüncesi ana bilim dalı yöneticisi arasında sürtüşme başlar. Konuyu çözecek olan kişi dekandır ama aslında söz konusu alt yöneticiyi tavsiye eden ve hamiliğini yapan da odur… Bizim felsefeciye iş önerisi yapmış olan bölüm başkanı henüz birkaç aya kalmadan istifa eder. Yerine başka bir üniversiteden ehliyeti bilinen biri tavsiye edilir ama İslam düşüncesi ana bilim dalı başkanı bunu şiddetle reddeder…
Bu durumda yeni bölüm başkanı kim olacaktır? Tabii ki bizzat İslam düşüncesi ana bilim dalının yöneticisi. Kendisi bölüm başkanı olur olmaz, daha önce müracaatı reddedilmiş ilahiyat mezunu birini fakülteye alarak bölümde oy çoğunluğunu sağlar. Ayrıca üniversitedeki ilahiyat fakültesi hocalarının felsefe bölümünde ders vermelerini mümkün kılan yeni dersler ihsas eder. Bu arada bölümdeki kadın hocaların kılık kıyafetlerine de karışmaya, üzerlerinde baskı kurmaya başlamıştır.
Ardından bir başka safhaya geçilir. Yeni bölüm başkanı önemli siyasi şahsiyetlerle görüşmek üzere sık sık Ankara’ya gitmeye başlar. Bu arada kendisinin işe alınma koşullarının farklı olduğu, işin gerektirdiği bilimsel koşullar açısından ana bilim dalı başkanlığı yapamayacağı ortaya çıkar. Konu dekana, sonrasında rektöre gider… Ama her ikisi de ‘bu kadar duyarlı olunmaması’ tavsiyesinde bulunurlar. Burası Türkiye’dir, bizde bilim böyle ‘yürümektedir’…
***
Artık felsefe bölümünün tüm kararları, her ikisi de İslam düşüncesi uzmanı olan iki kişi tarafından alınmaktadır. Son ‘darbe’ bu noktada gelir: Öğrenci alma kuralı değişir ve tamamlayıcı dersleri verilemiyor olmasına rağmen, felsefe okumamış kişiler de felsefe bölümü lisans üstü bölümüne alınmaya başlar. Amaç ilahiyat mezunlarına kapıların açılmasıdır. Ne var ki bu talebelerin bilgi yetersizliği çok açıktır… O zaman yeni bölüm başkanı salt ilahiyat mezunlarına ‘felsefe’ diploması vermek üzere bir İslam düşüncesi ‘müfredatı’ üretir…
Ekleyelim ki söz konusu üniversitede başörtüsü konusunda herhangi bir ayrımcılık hiç olmamıştır ve felsefe lisansını bitiren birçok tesettürlü öğrenci sorun yaşamadan öğrenimini sürdürmektedir…
Felsefecimiz o an istifa etmeye karar verir. Şimdilerde bir kıyı kasabasında ‘felsefeyi öldürmenin milli ve yerli usulleri’ üzerine bir monografi yazmakla meşgul…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023