Halil BERKTAY
[30-31 Ocak 2017] Bana kalırsa bütün dinlerin aslî işlevi, bazı şeyleri doğru, haklı ve sevap, başka bazı şeyleri ise yanlış, haksız ve günah olarak tanımlamak suretiyle insanları bağlayıcı bir ahlâka raptetmektir. Sırf bu mudur din, bundan ibaret midir? Ahlâka indirgenebilir mi? Herhalde hayır. Bilinçli bir ahlâk ihtiyacı ve arayışından mı doğmuştur inanç dünyalarımız? Yani bazı düşünürler oturup bu kuralları topluma nasıl dayatabilirim diye kafa yormuşlar da o yüzden mi totemizm, şamanizm, antropomorfik politeizm, Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslâmiyet, ya da cedlere tapma, aile kültleri, Budizm, Jainizm veya Konfüçyusçuluk vücut bulmuştur? Kuşkusuz hayır. Ama bir kere ortaya çıktıktan sonra, hele Doğu Akdeniz’in üç büyük tektanrıcı inanış sisteminin, öncelikle toplumları bir arada tutmaya ve yaşatmaya yaradığı rahatlıkla söylenebilir.
“İnsan yalnız ekmekle yaşamaz” (Man shall not live by bread alone). Matta İncili 4:4’e göre İsa, “Tanrının oğluysan, haydi, şu taşları ekmeğe dönüştür de görelim” diyen şeytana, “İnsan yalnız ekmekle yaşamaz, Tanrının ağzından çıkan her sözle yaşar” diye karşılık vermiştir. Burada ekmek maddiyattır, “çıkar”lardır. “Tanrının ağzından çıkan söz” ise kültür, ahlâk, idealler, bağlayıcı davranış kuralları demektir.
Kısacası, onsuz yapamıyacağımız “değer”leri simgeler.
Geçtiğimiz günlerde, hayatımda ilk defa Güney Afrika’ya gidip döndüm. El Sharq [Şark] Forum diye bir uluslararası STK var. İlginç ve önemli konulara ışık tutmak amacıyla, özlü tartışma platformları organize ediyor. Afro-Middle East Centre (AMEC; Afrika - Ortadoğu Merkezi) ise benzer bir Güney Afrika STK’sı. Bir araya gelip, Turkey & South Africa: Regional Powers with Global Responsibilities (Türkiye ve Güney Afrika: Küresel Sorumluluklar Taşıyan Bölgesel Güçler) başlığı altında, bir günlük bir konferans düzenlemişler. Birkaç hafta önce yazdılar ve aradılar; her iki ülkenin siyaset sahnesini domine eden partilerin, yani ANC ve AKP’nin konuşulacağı; bu hakimiyetin ve yarattığı sorunların karşılaştırmalı olarak inceleneceği (resmi adıyla Dominant Parties at Play konulu) ilk panelde, işin Türkiye (AKP) ucu hakkında kısa bir bildiri sunarak tartışmayı açmaya dâvet ettiler.
Saniyesinde kabul ettim desem, çok mu ayıp olur? Herkesin gidip görmeyi hayal ettiği ülkeler vardır bu hayatta. Tuhaf şey; hiç üzerinde düşünmemiştim ama ilk mektubu okuduğum anda, benim listemin en tepesinde, hayır, Rusya’nın (ve özellikle St Petersburg’un) değil, Latin Amerika’nın da değil, İskandinavya’nın da değil, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın da değil, herhalde hep Güney Afrika’nın yer aldığını (ama muhtemelen olamaz sandığım için bu hayali bastırıp içime attığımı), duyduğum sevinçten hareketle ve doğrusu hayretle fark ettim. THY’nin günde bir Cape Town, bir de Johannesburg gidiş-dönüş seferi varmış (açmadıkları güzergâh mı kaldı?). Toplantı Pretoria’da olduğundan, 25 Ocak Çarşamba sabaha karşı Johannesburg’a uçtum; 26’sı konferansla geçti; Cuma-Cumartesi gezebildiğim kadar gezdim; o gece binip Pazar sabah İstanbul’a döndüm.
Genel izlenimlerimi, konferansa ilişkin düşüncelerimi, (başkanlık sistemi olabilir, ama kişi kültüne hayır diye özetleyebileceğim) kendi tebliğimi ve iki kritik soruya verdiğim cevapları, bir de Apartheid Müzesi hakkındaki gözlemlerimi ayrıca yazacağım. Şimdilik sadece şu kadarını söylemek istiyorum: Toplantının açılış oturumu, Güney Afrika’dan Libya büyükelçisi Muhammed Dangor’un ve Türkiye’den TBMM Dış İlişkiler Komisyonu başkanı (Dr) Taha Özhan’ın kapsamlı ve gerçekten değerli sunuşlarına hasredilmişti. İkisinin de gündeme getirdiği ortak bir tema vardı: “değerler” (values) ve “çıkarlar” (interests) sorunsalı. Bunlar nasıl ilişkilendirilecek, nasıl dengelenecek? Bu soru sorulduğu anda, arkası çorap söküğü gibi geliyor. Günümüz dünyasında hemen her şey çıkarlara indirgenir oldu. Değerler ise genellikle unutulmaya yüz tuttu. Politikada ve hele dış politikada, her şey mutlak ahlâk kuralları ve/ya ahlâkî reaksiyonlara göre düzenlenemez kuşkusuz. (Ben aynı şeyi “yanında ‘sağlam’ durulacak ‘temiz’ müttefik kalmadı” diye ifade etmeye çalışıyorum.) Bununla beraber, değerleri toptan silip atmak da yanlış. İster içerde, ister uluslararası alanda, bireyleri, partileri ve/ya devletleri “çıkar”ların güya “bilimselliği” ile temellendirilmek istenen “ahlâküstü”cü bir nihilizme (ve tabii oradan, çok daha tanıdık gelen bir ahlâksızlığa) götürüyor.
Son haftalarda Serbestiyet’te yayınlanan pek çok yazı bu noktaya bağlanabilir. Tabii bu, kendi sübjektif yorumum; ama bana öyle geliyor ki birçoğumuz siyasette ve medyadaki kuralsızlık, frensizlik ve sınır tanımazlık tırmanışından çok şikâyetçiyiz. Kimi bunu “dâvâ siyaseti”ne bağlıyoruz, kimi “amaç uğruna her şey mübahtır” Makyavelizmine, kimi “millî ve yerli”liğin aşırılaşmasına, kimi bir “lider kültü” veya “kişi kültü”nün yükselişine, kimi uzun süre iktidar olmanın çürütücü ve yozlaştırıcı etkilerine. Bunlar birbirini dışlayan açıklamalar değil zaten; tersine, hepsi örtüşüyor ve birbirini tamamlıyor. Aynı gerçekliğin değişik görüntülerini meydana getiriyor. Öyle veya böyle, şahsen benim -- İsmail Kılıçarslan’dan hareketle -- “en öz hakiki reisçi(lik)” diye tarif edebileceğim özel bir çevre veya cereyan, yüzer gezer oportünizmi ve ürkütücü iktidar hırsı içinde, alabildiğine çirkinleşen bir saldırganlık sergilemekte. Söyledikleri herhangi bir şeyin, ortaya attıkları herhangi bir iddianın normal insanlık ölçüleri içinde doğru ve haklı olmasına zerrece önem vermiyorlar. Bu, kazara yanlış yapmak, gerçekleri kazara çiğnemek, kazara haksız ve adaletsiz duruma düşmek değil. Bütün bunları bile isteye yapmak. Kasten yalan söylemek, kasten iftira etmek, kasten çamur atmak, hakkaniyetin üzerinde kasten tepinmek. İster İttihatçı-Atatürkçü, ister ulusalcı, ister solcu-komünist geçmişlerinden, sadece amoral bir faydacılık türetiyorlar.
Pretoria konferansının açış konuşmalarında dile getirilen (kalanında da yer yer yankılanmaya devam eden) “değerler” ve “çıkarlar” ayırımı ile (mealen) “tamam, anladık, çıkarlar önemli, ama değerleri de unutmayalım” vurgusu (bazen imâsı), bu çerçevede çok önemli. Çünkü başka birileri (gene mealen) “değerler de neymiş; varsa yoksa çıkarlar” havasında. İç politika gibi dış politikaya da aynı sığlıkla yaklaşıyorlar. Bu da onları, ortalıktaki en görünür örnek diye söylüyorum, meselâ şu son günlerin Donald Trump fenomeni konusunda çok büyük tuzaklara sürüklüyor.
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024