İhsan DAĞI
İktidar ve muhalefet kendi aralarındaki kavgaya üniversiteyi ve öğrencileri alet ediyor. Bu hiç doğru değil; sonuçta olan öğrencilere olacak.
Önce muhalefetten başlayalım. Onlar Türkiye siyasetinin etkisiz elemanları. Sadece adları var. İktidar için siyaset stratejisinden, alternatif fikirlerden, etkili sosyal ağlardan yoksunlar. ‘Varlık’larını dışa vurmakla rahatlatıyorlar kendilerini ODTÜ’deki olaylara bu ‘fırsat penceresi’nden bakıyorlar. Gençlerin dinamizmini, cesaretini ve ‘direnişleri’ni arkalarına alarak birlikte ‘poz vermek’ istiyorlar.
Ancak bilmeleri gereken şu; demokrat, kapsayıcı ve yaratıcı bir muhalefet dili ve platformu geliştirmek yerine radikal öğrencilerin arkasında saf tutmak sadece muhalefeti ‘marjinalleştirmiş’ olur. Ayrıca, Başbakan’ın amacının tam da bu olduğunu söyleyelim.
Başbakan konuşarak, konuşmalarında ağır sözler söyleyerek konuyu gündemde tutuyor. Muhalefetin ‘radikal sol öğrenciler’ olduğu bir tabloda bütün ‘sağ’ taban AK Parti’ye yönelir. Başbakan bunu gayet iyi biliyor.
Türk sağında bir ‘üniversite ve gençlik fobisi’ olduğunu unutmayın. Üniversitelerde öğrenci gösterileri olarak başlayan olayların sonunda askeri bir darbeye doğru evrileceğine ilişkin bir korku var. ODTÜ’deki olay bu korkuyu yeniden canlandırıcı bir işlev görüyor.
Dahası ‘ODTÜ gündemi’ni son günlerde Başbakan’ın ‘derin devlet hâlâ tasfiye edilemedi’ ve ‘beni de dinliyorlar’ açıklamasıyla birlikte düşünmek gerek. Görünen o ki Başbakan ODTÜ olayları üzerinden ‘sağ’ın üniversite-gençlik-darbe korkularını depreştiriyor, safları sıkılaştırıyor. Muhalefet ‘gençlik ve radikalizm’e indirgenerek marjinalleştirilirken, iktidar arkasındaki geniş sağ destek pekiştiriliyor. Ancak bu siyasal hesapların sonunda Türkiye biraz daha geriliyor.
Olaylara gelince... Öğrencilere karşı ölçüsüz ve orantısız güç kullanıldığından kuşku yok. Sert ve güvenlikçi açıklamalarıyla bilinen İçişleri Bakanı bile, bir öğrencinin ağır yaralanmasıyla sonuçlanan olayın ardından yaptığı açıklamada polisi ‘gereğinden fazla güç kullanma’ konusunda uyardı.
Gösteriye katılan öğrencilerin öğrenmesi gereken en önemli husus, ‘meşru’ protestonun sınırının şiddet olduğu. Kendilerinin protesto özgürlüğü kadar başkalarının da toplantı yapma ve konuşma özgürlüğüne sahip olduklarını unutmamalılar. Başbakan’ın bütün ODTÜ öğrencilerini ve öğretim üyelerini suçlayıcı tondaki konuşmaları ise hiç şık değil.
Herkesin bilmesi gereken bir gerçek de şu; ne öğrenciler ne üniversite tek sesli, tek fikirli bir bütün. Kimse üniversite veya öğrenciler adına konuşamaz. Herkes kendini temsil eder sadece.
Hem ODTÜ hem de ODTÜ’ye karşı diğer üniversiteler bildiri yayınladı olaylar hakkında. Beyler, artık herkes bildirisinin altına sadece kendi imzasını atsın, kimse bütün üniversiteyi bağlayıcı beyanlarda bulunmasın. Öğretim üyelerinin ağzı laf yapar, elleri kalem tutar. Onlar adına konuşmayı bırakın artık. 28 Şubat’ta da çok gördük bunlardan; bir yerlerden gelen işaretle üniversite bildirileri yayınlanırdı. Şimdi de ODTÜ’yü ve gösteri yapan öğrencileri kınayan bildiriler yayınlandı diğer üniversitelerden. Bunlar bana doğrudan 28 Şubat’ta, bu defa içeriğinde ‘cumhuriyetin kazanımları, aydınlanma, gericilik’ vs. geçen bildirileri hatırlattı.
Maalesef siyasetin kavga ve çekişmeleri kampüsten içeriye sokuldu. Aman gençler dikkat! Ne arkanızda duranların ne de karşınıza dikilenlerin üzerinizden siyaset yapmalarına izin vermeyin..
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Suriye’de Türkiye’nin öncelikli hedefi ne?
13.01.2025 - Neden normalleşme?
10.05.2024 - Seçimin kazananları, kaybedenleri
11.04.2024 - AKP’nin ve Türkiye’nin Çıkış Yolu: Yeni Anayasayla Parlamenter Rejime Dönüş
8.04.2024 - Atatürk realitesi ve Atatürkçülük: Yeniden düşünmek mümkün mü?
3.01.2024 - İYİ Parti ne yapmaya çalışıyor?
25.12.2023 - Medeniyetler çatışması, Batı karşıtlığı ve İslamcılığın yeniden inşası
13.12.2023 - Erdoğan’ın AKP’ye ihtiyacı var mı?
16.10.2023 - Dört yanımız düşmanlarla çevriliyse ne yaparız?
9.10.2023 - Muhalefet nereye?
17.06.2023
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Erkan ÖZ
İÇ HİZMET ASKERİ CEZA KANUNU derhal bir karar ile Bu Kanunu ve uygulamaları İÇ HİZMET ASKERİ CEZA KANUNU VE YÖNETMELİĞİ Savaş, Seferbarlik ve Olaganüstü hallerde uyğulanmak üzere bekletilir Barış zamanı uyğulamadan çekilir.Arz ederim. Böylelikle Barışın eğemen olduğu ülkemiz için başarıyı yakalamak için daha demokratik, insan haklarına önem veren bir iç yönetmelikle huzur getirilebilir. Böylelikle savaş varmış gibi bir şeyler personel sömürüsü açısından suistimal edilmez. Barıştayız şuan,soguk s