Markar ESAYAN
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül üzerine kurulan hayaller son Macaristan gezisinde yaptığı açıklamalar ve İnternet Yasası'nı onaylaması ile boşa çıkmış durumda. Erdemli insanlar üzerine ilkesiz hayaller kurulmaması gerektiğini bir kez daha deneyimlemiş oluyoruz. Daha önce 'Çankaya'dan bir Brütüs çıkmaz' başlıklı bir yazı ile konuyu ve öngörülerimi yazmıştım. Güç zehirlenmesi ve büyük hayallerin cazibesine kapılan insan ve gruplar, tüm dünyayı yönetebileceklerini, etkileyebileceklerini düşünürken, başkalarının da kendi tabi oldukları dünya içinde yaşadıklarını düşünüyorlar. Ama öyle değil.
Cumhurbaşkanı Gül, 17 Aralık operasyonu sonrası oluşan tabloyu, hükümetin yaptığı yer değiştirmeler ve HSYK yasasını bakın nasıl değerlendirmiş:
'(...) devlet görevi söz konusu olduğunda devletteki hizmetleri servisleri söz konusu olduğunda sadakatlarını anayasa, yasa dışında amirleri dışında herhangi bir dayanışma ve dürtüyle hareket edilirse, herhangi bir karar olursa böyle bir şey olamaz. Hiçbir devlet de buna müsaade etmez. Bu tip şeyle hareket edilen çeşitli olaylar doğrusu olmuştur. Hukuk çerçevesinde bunların hepsi düzeltilir. Hiçbir devlette böyle bir şey olmaz. Hükümetleri rüştüne ermemiş gibi, onlara karşı 'bu doğru değil, bu doğru' şeklinde bir hükümet komiserliği gibi davranılırsa bu olmaz, kabul edilemez.'
'HSYK ile ilgili yasalar hep beraber çalışılarak yapılmıştı. Kıymeti bilinemedi, birden bire gruplaşmalar çıktı. Saklayacak halimiz yok. Demek ki toplum olarak hala o olgunluğa gelmemişiz. Çok hüzün verici... Bir şey... İyi niyetli olarak ve en gelişmiş AB hukuku çerçevesinde... Ama birden bire... Olamaz. Dediğim gibi idarede olabilir, ama adalet dağıtanlar arasında asla böyle bir şey olamaz. Güven bunalımı varsa, oldu mu olmadı mı ispatı gerekir. Keyfi olamaz... Böyle bir durum varsa da tedbiri almak gerekir. Üzülerek söylüyorum, öyle. Bakın (HSYK) toplanamıyor. Eskiden başka türlü oluyordu, şimdi başka türlü. İdari yerlerde su götürür, kimseyi suçlama içerisine girmem, nihayette böyle bir durum ortada var. Sıkıntılı bir durum var.'
Gül hem yargı ve emniyet içinde özelleşen bir grubun vesayetçi bir tutuma girdiğini tesbit ediyor, hem de bu vahim duruma devletin önlem alması gerektiğini açıkça ifade ediyor.
Hükümetin İnternet ve HYSK yasalarını kendisini korumak için hazırladığı ifade edilebilir. Ancak bu gerçeğin sadece küçük bir bölümünü tarif etmek olur. Bundan da öte, bir hükümet bu adımları seçmen iradesini korumak için atmak zorundadır. Bu bir yükümlülüktür, ihtiyari bir icraat değil.
Tabii bunları yaparken evrensel hukuk kaideleri içinde hareket etmek, acilci olmamak, daha sonra başka benzer krizlere kapı aralamamak gerekir. Bu manada Cumhurbaşkanı Gül'ün tavsiyelerinin yasa tasarılarına yansıması, muhalefetin yapmaktan imtina ettiği katkıyı sağlamakla bir sigorta görevini ima ediyor. Hükümet bu konuda doğru bir yol izliyor. HSYK konusunda da böyle bir ince ayar gerekebilir.
Keşke anamuhalefet partisi CHP ve MHP bu süreçlere ilkesel ve günlük siyasi hesapların üzerinde kalarak katılabilseydi. Vesayetçi müdahalelerin üzerine atlamak yerine, ilkesel bir tutum sergilenebilse muhalefetin geleceği için bir ümit olabilirdi. Aynı anda hem vesayetçi hamlelere karşı çıkmak, hem de hükümeti sertçe eleştirmek mümkündü. Anayasa Komisyonu'nun üzerinde çalıştığı HSYK maddesini bir anayasa değişikliği olarak Meclis'ten geçirmek, muhalefete ancak ve ancak itibar sağlardı.
Ama sanırım bu bir bardaktan vazo gibi davranmasını beklemek olur.
Düşünün ki, daha iki küsur sene önce partinizin lideri bir kaset komplosu ile düşürülmüş, partiniz dizayn edilmiş. MHP'nin de başına aynı durum gelmiş ve bu operasyonlar internet üzerinden tatbik edilmiş. Sıradan vatandaşlar ise Allah bilir ne mağduriyetler yaşıyor. Bu türden operasyonları önleme amacı taşıyan bir yasayı 'sansür' gibi yüzeysel bir kategorizasyon ile reddetmek kadar tutarsız bir tavır olabilir mi? Millet bu partilere nasıl güvensin? Kendi partinize sahip çıkamaz, kapanın elinde kalan bir mezat malına dönüşmesine gözlerinizin içi parlayarak müsaade ederken, hangi slogan, hangi söylem bu aczi kamufle edebilir?
HSYK Yasası şüphesiz akut bir önlem. Demokratik kültürümüz yeterli olsaydı, ne MİT, ne de HSYK yasa düzenlemelerine ihtiyacımız olmayacaktı. Her inanç, ideoloji, ırk, cinsiyet ve cemaatten yurttaşların tüm devlet kurumlarında görev alabilmesinin önü kısmen açıldı ve bu gerekliydi. Ancak bunu eski zihniyet hastalığı ile başka bir vesayet fırsatı olarak kullanmak, emaneti hor görmek anlamına geldi.
Başka türlüsü olabilir miydi? Hizmet Hareketi daha olgun davranabilir miydi? Bu pek mümkün değil. Bu anakronik teklif, henüz sahip olmadığımız bir demokratik kültürü ima ediyor. Belki de Yüzüklerin Efendisi filmindeki yüzüğün tılsımı gibi, gücü eline geçirenler ülke için en doğrusunu bildiğini düşünüyor. Dün de böyleydi, bugün de böyle. Ama yarın böyle olmaması için bu krizlerden ders çıkarmak şart.
Şunu da not olarak ekleyelim... 17 Aralık operasyonu muvaffak olsaydı da, bu oyun yine tutmazdı. Erdoğan hal edilebilir, ama bu düzen 'bin yıl' sürmezdi. Sadece gereksiz yere bedel ödemiş olurduk.
O nedenle, sevgili Bekir Berat Özipek'in harika tesbitiyle, Hizmet Hareketi'nin bu yönde hareket eden kesimi için bu noktada halkın tokadı ile değil de 'Erdoğan'a yenilmek' yarın onların da 'İyi ki böyle oldu' diyecekleri en münasip seçenektir.
Çünkü tek telafi yolu bu şekilde açık kalabilir.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019