Markar ESAYAN
Hissettiğimizi söyleyebilirim; ama tam olarak ne kadar farkındayız o konuda emin değilim. Lakin dünyamız çok önemli bir değişimin hemen başında/içinde yer alıyor. İmparatorluklar, monarklar, ulus devletler çevriminden sonra, küreselleşme ile birlikte yeni siyasal düzenin ne olacağına dair sıkıntılı bir geçiş dönemi yaşıyor.
Aslında adı konmamış bir dünya savaşı bu. Biz parçalı tezahürlerini görüyoruz. Dolayısıyla parçaları birleştirip konum belirlemek için tarihe bakmak ve hislere de güvenmek gerekiyor.
Yaklaşık altı bin yıllık uygarlık tarihinde, 20 uygarlık türü yaşanmış. 19 tanesi “yok olmuş”, aslında diğerine dönüşmüş. Şu anda 20. uygarlığın içindeyiz; yani Batı uygarlığı. Bu Batı içinde bizler de varız. Dün Doğu içinde Batı'nın olduğu gibi...
İmparatorluklar döneminin sonu Birinci Dünya Savaşı ve 19. uygarlığa dair en büyük temsilci ise, Osmanlı İmparatorluğu idi. Batı uygarlığı yükselir ama henüz Doğu ile mücadele ederken, aşağı yukarı beş yüz yıl Osmanlı'yı alt etmek için çalıştı. Son sahnede Sevres'e kadar içinde Sykes-Picot'nun da olduğu toplam beş gizli anlaşma yapıldı.
Toynbee'nin dediği gibi, 1500. yıldan sonra kendisini “olduğu gibi” Batı dışında günümüze getirebilen bir uygarlık olamadı. Batı tüm kurumları ile Doğu'nun ve onun lideri olan Osmanlı'nın içine yerleşti. Osmanlı rejimini bizzat İttihatçı ve Kemalistlere dönüştürttüler. Hilafetin, saltanatın, alfabenin, hukuk sisteminin ve tüm hafızanın kazınması işini, bunun çok hayırlı olduğuna inandırdıkları “yerli devrimcilere” yaptırdılar.
“Sorun nerede?” diye sorabilirsiniz. Bir uygarlık yaşamayı hak etmiyorsa, 18 tanesinin başına gelen gerçekleşir, yıkılır ve sırası gelen dünyayı taşımaya başlar. Yok olan/dönüşen/satır altına gömülen insan uygarlığı değil, uygarlığın bir türüdür sadece denebilir.
Peki, ya 20'ncisi de yok olmanın/dönüşmenin/değişmenin arefesindeyse?
Bu uygarlıkların hepsi de temel iki nedenden yıkılmış. Sınıf ve savaş… Yani bir uygarlığın ayakta kalması için orta sınıfların kendini güvende hissetmesi ve barışın tesis edilmesi gerekiyor. Refahın ve adaletin sistemi yıkamayacak kadar geniş kitlelere eşit dağıtılması, o uygarlığın ömrünün süresini verir.
İşte Batı uygarlığı bu kritik konuda artık üzerine düşeni yapamıyor.
Batı'ya bakarak, orada orta sınıfın rahatının yerinde olduğunu ve savaşın da olmadığını söyleyebilirsiniz. Doğru, baktığımızda savaş Ortadoğu'da ve geniş halk kitlelerinin Doğu'daki durumu ortada.
Oysa ben iddia ediyorum ki, Suriye ve Irak'ta yaşanan ABD ve Avrupa'nın bir içsavaşıdır ve tabii ki DAEŞ bir Batılı semptomdur.
DAEŞ'in kuruluşu hakkındaki teoriler bir yana, katılımcılarının çoğunun Batı'nın ötekileri olması, yüzlerce yıllık kolonyal yağmanın bir içsavaşı tetiklediğini gösteriyor. Bu içsavaş şimdilik köleliğin/sömürünün başladığı yere ihraç edilmiş gözükse de, yüzbinlerce mültecinin Batı sınırlarına yığılması, sorunun asıl kaynağına dönüşünün sembolik bir ifadesi.
Mültecilerin neden Suud'a veya İran'a değil de, Avrupa'ya yığıldıkları, sıradan bir soru değil. Çünkü sadece zenginlik değil, mültecilerin çalınmış zenginlikleri ve sarpa saran hikayesinin öznesi orada.
Binlerce yıldır, son olarak Batılı kurucu babalar, kölelerin işgücü ve yağma yoluyla elde edilen artık sermaye ile bu uygarlığı beslediler, büyüttüler. Brüksel'deki Grand Palace'ın taş parkelerinin altında plantasyonlarda öldürülmüş altı milyon Kongo'lunun kemikleri ve iniltileri var. Ahlaki düşkünlük arttıkça, estetiğe abanılmış.
Tüm uygarlıkları yıkan ana iki neden savaş ve sınıf demiştik. Premodern, yani Allah merkezli dünyada buna “ilk günah” diyordu Batılı ilahiyatçılar. Doğu'da ise İslam'ın adaleti esas alan ve ırkçılığı yasaklayan enerjisi vardı. İlk günah, insan doğasının kötü yanları olarak, Batı uygarlığı içinde artık ırkçılık, sınıf adaletsizlikleri ve savaş olarak yansıyordu. Bugün dünya kaynaklarının ve hakların adaletsiz dağılımı ahlaki bir çürüme halini almışken, somutun reddedilişi, Batı uygarlığını temelden sarsmaktadır.
Yani, savaş, kan ve yoksulluk Doğu'da görülürken, asıl kendini tehdit altında hisseden Batı uygarlığı imiş gibi gözüküyor. Çünkü hiçbir uygarlık anlamı, adaleti ve toplumu hedeflemeden ayakta kalamaz.
Günün sonunda şüphesiz, ne Batı, Batı'da Hıristiyanlığı tamamen yok edebilmişti, ne de Doğu'da Osmanlı tamamen ortadan kaldırılmıştı.
21. yüzyılda, dünyanın nasıl ve kimlerce yönetileceğinin tesbitinde dinler ön planda olacak. Allah inancının ve dinlerin bilim, teknolojik ilerleme ve bürokrasinin sayesinde ortadan kalkacağı teorisi çöktü.
Ama bu dindarlar için bir müjde değil. Ulus devletlerin dinler ve mezheplerle ittifaklaşma denemeleri, bunun karşı tarafında küresel sermayenin bir dünya devleti, ekonomisi ve dini kurmaya dönük çabalarında özne olmak yine büyük çaba ve acıları gerektirecek.
Türkiye de bu çekişmenin tam merkezinde olacak. Şu anki sert mücadele bunun bir işareti.
Nasıl olabileceği konusuna yarın devam edelim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019