Mümtazer TÜRKÖNE
MHP lideri, Salı grup toplantısında Çözüm Süreci’nde katettiğimiz mesafeye, bu süreci başlatmasının ve yönetmesinin sebeplerine ve önümüzdeki risklere dair kritik açıklamalarda bulundu.
Önce yönteme dair bir dikkat.
Milliyetçilikte duygusal coşku, dolayısıyla retorik önemlidir. Bahçeli’nin retoriğinin estetik-incelikli labirentlerinin yaslandığı gelenekle alâkalı güçlü bir arka planı var. Bazen asıl fikir ve mesaj bu retoriğin puslu derinliklerine takılır. Sizin bulmaca çözer gibi ikinci aşamaya geçip, asıl mesaja odaklanmanız gerekir.
Neydi asıl mesaj?
Birlik ve beraberlik vurgusu, CHP’nin lider kadrosuna memleketin gündemlerine bigâne kalmamak adına hikmetli ve ılımlı nasihatler ve asıl mesele: resmî olarak “Terörsüz Türkiye” adı verilen Çözüm Süreci konusunda “zaman faktörü”ne bağlı endişeler ve uyarılar. Bahçeli ezcümle “elimizi çabuk tutalım” diyor. Peki bu sözü kime, hangi sıfatla söylüyor?
Aksakal mı, Bilge Adam mı?
Erdoğan Bahçeli’ye “aksakal” sıfatını yakıştırdı. MHP’li Ülkücüler ona “bilge adam” diyor.
Her ikisi de tarihî bir geleneği referans alıyor. Türkmenistan’da bizdeki parlamentoyu bir miktar andıran meclisin adı “Aksakallılar Meclisi” (Aksakal yerine “ihtiyar” tabiri kullanılıyor). Türk Dünyası için oluşturulmuş bir Aksakallılar Konseyi halihazırda görev başında.
“Aksakal”ın bir iktidar ve yaptırım gücü yok; daha çok bir danışman gibi devlet iktidarı ile halk, daha çok da gelenek arasında köprüyü kuruyor. Saygın bir konumda olmasının, iktidar rekabetinin dışındaki sağlam pozisyonu ile yakın alâkası var.
“Bilge adam” öyle değil, bu tabirle MHP liderinin, politika yapıcı sıfatıyla bilgi, sağduyu ve tecrübesine atıfta bulunuluyor.
Kısaca Bahçeli, bir Aksakal değil, strateji belirleyen, bunun taktik adımlarını planlayan ve sonunda kararlılıkla bu yolda yürüyen bir siyasî lider. O kadar hastalığına, sıkıntısına rağmen Çözüm Süreci’ni Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına tek başına sırtına alıp o götürdü. “Kurucu önderlik” gibi cesur ve sarsıcı çıkışları ile Kürt siyasetini yapıcı tavır almaya o zorluyor, terörden bizar olanların endişelerini o izale ediyor; en önemlisi de zihni fazlasıyla iç politikaya ve iktidar rekabetine kilitlenmiş Hükümeti de adım atmaya o zorluyor.
Salı günü Grup toplantısında yaptığı konuşmayı bu çerçevenin içine yerleştirirseniz, verdiği bilgileri ve gösterdiği istikameti daha kolay yorumlarsınız.
Çözümün gerekçesi:
Bahçeli, Çözüm Süreci’nin Türkiye’nin önüne çıkan riskleri ve tehditleri bertaraf etmek ve fırsatları kazanca çevirmek için başladığını söylüyor. Arka planda dünya konjonktürüne, bölgesel dengelere ve coğrafyanın zaruretlerine dayanan kuvvetli bir muhakemenin yer aldığı anlaşılıyor. En önemli vurgusu ise zamanlama.
“Terörsüz Türkiye hedefi doğru zamanda atılan doğru adımdır” cümlesi ile “yaşanan coğrafyanın devlet yönetimine yüklediği sorumluluğa ‘jeopolitik’ denilmektedir” tanımlamasını birlikte dikkate alırsanız, devlet adamı sıfatıyla kafasındaki jeopolitik çözüm: “Bölgesel istikrarsızlığın tehditlerine karşı iç bünyede tesis edilen emniyet kuşağı” formülüdür.
Formül:
Duygularla gerçekleri, ikincisi lehine sentezleyen, coğrafyanın zorladığı kaderi bir fırsata çeviren, jeopolitik zaruretleri, zamanın icaplarını hesap eden bir yol haritası olarak özetlediği Çözüm Süreci, resmî adıyla Terörsüz Türkiye hedefi.
Sonuç, Bahçeli’nin bilindik retoriğini aşan keskinliktedir: “Aksi halde doğacak sonuçların bedeli vahim ötesidir.”
Hükümet ne diyor? Hiçbir şey demiyor ve yapmıyor.
Erdoğan’ın ağzından süreci olumlayan iyimser sözlerinin, fiilî hiçbir karşılığı yok. Bir hükümet tasarrufu olarak ilerleme diyeceğimiz yegâne yenilik, Öcalan’ın şartlarının, bilhassa iletişim imkânları bakımından iyileştirilmesi. O da olmasa, Kürt siyaseti isyan bayrağını açar, Süreç bütünüyle dururdu, çünkü “fesih” ve “silah bırakma” gibi gelişmeler Öcalan’ın önünde açılan alanın eseri.
Bahçeli, Grup Konuşmasında DEM partinin “sorumlu ve sonuç odaklı temaslarını” özenle “kayda değer” bulduğunu belirtirken, Hükümet kanadında takdire ve tebrike şayan hiçbir gelişmeden bahsetmiyor.
Bahçeli’nin gayretleri ile katar yola çıktı, fazladan yolda karşımıza çıkacak engellerin önemli kısmı (bilhassa kamuoyu tepkileri) temizlendi, ama kervan hala istikrarlı ve sonuç alıcı bir yolculuğa çıkmış değil.
Tekrarlayalım:
İnfaz yasası, söz verilmesine rağmen kadük kaldı.
Kayyım sorunu hâlâ çözülmedi.
Kürt-Türk kader birliğini taşıyacak bir anayasal şemsiye ve temel haklar düzeni adına kıpırdanma yok.
DEM ile yaptığı seçim işbirliği için terör suçuyla yargılanan belediye başkanları hala cezaevinde.
Mevcut haliyle bile anayasal düzen ve hukuk devleti güvenceleri işlemiyor. Mahkeme kararlarına rağmen Osman Kavala, Selahaddin Demirtaş, Can Atalay gibi isimler hâlâ içerde.
Birçok sebep var ama iç tutarlılığı olan ve güven veren bir Çözüm Süreci’ne dahil olmanın, güç ve kontrol kaybına yol açacağından endişe eden ve bu yüzden konuya mesafeli duran bir Hükümetimiz var. Kamuoyunun algıladığı başka gerekçe de “ben gitmem” inadının, Çözüm Süreci’nin aktörleri ile pazarlığa bağlanması.
Türkiye’nin elindeki yegâne koz, Bahçeli’nin Cumhur İttifakı içindeki yeri doldurulamaz pozisyonu ve devlet adamı olarak yüklendiği “jeopolitik sorumluluk”tan ibaret.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.11.2025
8.11.2025
7.11.2025
3.11.2025
1.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
21.10.2025
19.10.2025
16.10.2025