Mümtazer TÜRKÖNE
Geçen sene Ekim ayından bu yana, fırsat buldukça Güneydoğuya gidiyorum. Memleketin Doğusu ile Batısı arasında siyasî mesafe coğrafi mesafelerden daha büyük. Çözüm Süreci’nin yeni köprüler oluşturması, aradaki mesafeyi kısaltması lâzım. Güneydoğu ateşin yaktığı yer. Batı, yıllarca uzaktan bu ateşin sıcaklığını hissetti; bugün de kendi dünyasında, kendi öncelikleri arasında ömür tüketiyor.
Bize de bu mesafeyi kısaltmak düşüyor.
Geçmişin tortuları:
Hafta sonu Batman’da, Batman Barosu’nun davetlisi olarak, siyasetin ağır toplarından Hüseyin Çelik’le birlikte Çözüm Sürecini konuştuğumuz bir panele katıldım. Bu tür ortamlar, bir şeyler anlatmaktan ziyade insana, dinleyip anlama fırsatı sunuyor. Kafasında yığınla soruyla, dinleyici koltuğunda oturanlar endişelerini giderecek veya ifade edecek vesileler arıyorlar. Karşılaştığım manzaranın, bilhassa duygusal ortamın merkezinde hep güven meselesi duruyordu. İnsanlar güvenmek istiyor, zayıf da olsa güvenecekleri bahaneler arıyorlar. Geçmişin kötü hatıralarından kalan tortular o kadar güçlü ki, bir türlü ikna olmuyorlar.
Temel problemimiz güven. Toplum halinde yaşayabilmenin en temel sermayesi olan güven. Birbirimize güvenerek, birbirimize inanarak yaşamanın avantajlarını soluyarak yaşamak. Güven öyle bir sermaye ki, azalınca veya yok olunca paranın pulun da hayattan alacağınız tadın da hiçbir değeri kalmıyor. Güvenin olmadığı bir toplumu bir arada tutmak, ortak amaçlar için seferber etmek imkânsız. Sağındakini-solundakini kontrol ederek yaşayanlar önlerini göremez. Göremedikleri bir gelecek için ortak hedeflere yönelemezler.
Terör, Türkiye’nin Batısının Güneydoğusuna güvenini aşındırdı. Bir türlü çözülemeyen Kürt sorunu ve akamete uğrayan çözüm-barış arayışları, Kürtlerin devlete ve ülkenin geri kalanına güvenini yok etti. 1983’te Kenan Evren’in giderayak sadece Kürtlerin değil, memleketin tamamının sırtına yüklediği ağır yükü hatırlayın: Devlet Kürtçe rüya görmeyi bile yasakladı. Büyük yanlışlar yapıldı, konjonktürün sunduğu imkânların peşine düşen fırsatçılar ortalığı ele geçirdi. Terör tek başına devlet içinde güçlü bir oligarşi yarattı; öncelik halinde kaldığı süre boyunca geri kalan her şeyi, özellikle vicdanları ezip geçti. Güç oyunları için bol bol istismar edildi. Siyasî rekabetin, iktidar mücadelesinin en etkili malzemesi olarak 40 yıl boyunca saltanat sürdü.
Önümüzde kader birliği yaparak, birbirimize güvenerek, işbirliği içinde yol alacağımız parlak bir gelecek duruyor. Geçmişin acı hatıraları, ama en çok da tükettiğimiz güven duygusu önümüze aşılması güç bir engel olarak çıkıyor. Alışkanlıklar kolay değişmiyor. Kuvvetli rüzgârın kayadan kopardığı parçalar farkedilmiyor. Korkular hemen kaybolmuyor.
Kime güvenmemiz lâzım:
Alışkanlıklarla, geçmişin önyargıları ile gölgelenen böylesine girift süreçlerde insanlar bilmeceleri değil, bilmece soranları ve bilmecedeki aktörleri takip ediyor. Çözüm iradesinin bir insanda ete kemiğe bürünmesi gerekiyor. Hepsi bildiğiniz simalar.
Bahçeli’nin yüksek bir dağı patlatıp yol açması ve bu yolun İmralı’ya çıkması güven faslında yaşadığımız sürecin ana eksenini oluşturuyor. Yeteri kadar anlaşılmasa ve karşılık görülmese de Öcalan’ın 27 Şubat’ta verdiği karşılık bu güven köprüsünün diğer sağlam ayağını oluşturuyor.
Meclis Komisyonu, resmî ifadeyle Süreci toplumsallaştırmak, yani bir güven ortamı oluşturmak için oluşturuldu. Pozitif bir mesaj veremedi ama negatif duyguları ve düşünceleri izale etti. Çözümün mümkün olduğunu gösterdi.
Bunun dışında somut hiçbir adım atılmadı. İktidar ve irade sahipleri toplumdaki bu esaslı güven arayışına ve beklentisine küçük bir parantez açıp katkıda bulunmadı. Retoriğin üzerine çıkan bir teşebbüs bile gündeme oturmadı.
Aranan güven ortamının hızla oluşturulması lâzım. Devlet istikametini tayin etmiş, niyeti halis olanlar hemen Sürece katılmış, iktidarı olmayan ama iradesi sağlam olanlar üzerine düşeni yapmış. Aradan koskoca bir yıl geçmiş.
Bu iş daha fazla sürüncemede bırakılamaz. Somut adımların atılması, Sürecin üzerine inşa edileceği köşe kazıklarının çakılması lâzım. Kayyım meselesi, Eve Dönüş Yasası, AİHM ve AYM kararlarının uygulanması demokrasi ve hukuk çatısı altına yerleşmemiz ve güven ortamını tesis etmemiz için artık geciktirilemeyecek bir şart haline gelmiş durumda.
Batman’da Sürece bel bağlayanların, umutla umutsuzluk arasında mütereddit duranların ifade ettikleri temel problem işte buydu.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTPrusias ad Hypium’den Akçakoca cezaevine… 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni sürecin ilk büyük krizi: CHP’nin İmralı kararı 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDeepfake mi? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilDevlet Bahçeli, MHP ve Kürt Sorunu: Çelişkiler, strateji ve olasılıklar 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan artık masada 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÖcalan ziyaretinin kilitlediği çözüm 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolSıra Mansur Yavaş’ta mı? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAdaya da gidildi; peki bundan sonraki hamle ne? 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAİmralı’ya Gidiş; Tarihsel Bir Eşik ve Yeni Dönemin Habercisi... 25.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCHP’siz İmralı olur ama çözüm süreci olmaz 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİBB İDDİANAMESİ… 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciZindan yetmedi bir de ‘Açlık Cezası…’ 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEİmralı konusu 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye’nin toplumsal trendleri: Eriyen orta sınıf, sosyal gettolar, anlık tatmin ekonomisi ve gelec 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÖrgütüne silah bıraktırırken Öcalan’ın “teröristbaşı” olduğunu hatırlayanlar…. 24.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP'ye haksızlık ediliyor 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYDünya gündemi ve Türkiye'de barış sureci 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist stratejiye dair hayati tartışmalar 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANİmralı ziyareti fırtınası 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezİBB iddianamesi: İslamî kesimden örnek yorum 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBravo CHP’ye!!! 22.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanCHP’nin kendi geleceği ile büyük Kürt imtihanı 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen Çalıkuşuİmralı’ya gidilsin mi gidilmesin mi… 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMeclis komisyonu İmralı’ya gidecek ama nasıl… 21.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİthal eti kimler paylaşıyor? halktv.com.tr şirket şirket ortaya çıkardı 20.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDünya değişirken İBB İddianamesi! 20.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli’nin dediği olursa 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli neden “gerekirse ben giderim” dedi? 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.11.2025
25.11.2025
22.11.2025
19.11.2025
19.11.2025
16.11.2025
14.11.2025
11.11.2025
8.11.2025
7.11.2025