Mustafa ARMAGAN
Süleyman Demirel siyasî hayatımızda nev'i şahsına münhasır insanların son örneklerindendi. Karizması, sertliğinden değil, kitlelerle kolayca buluşmasından, örgütünü bir arada tutma becerisinden, kıvraklık ve esnekliğinden ve sertleşmeden süreci yönetebilme becerisinden ve nüktedanlığından geliyordu. Her şeyden önemlisi de etrafına bir vizyon çiziyordu. Ancak bu vizyon Özal sonrası Türkiye için yeterli olmayacak, onu bir zamanlar oy aldığı kitlelerden uzaklaştıracak ve devlete yaklaştıracaktı.
Gerçi gerektiğinde sert çıkışlar yapamayışı, tereddütlü davranması olumlu bir puandır ama olumsuz tarafları da vardır. 1969 yılında ordu içindeki krize müdahale etmeyince askerin bu diş gösterme hakkını müktesep hakkı kabul etmesine ve sonraki yıllarda gemi iyice azıya almasına yol açmıştı. 28 Şubat döneminde ise bu defa da asker+sivil dikta özlemcilerinin taleplerine karşı çıkmayarak ve anayasal yetkisini yıllardır oy kaynağı olan muhafazakâr seçmeni karşısına alarak Mesut Yılmaz'dan yana kullanması, Refahyol hükümetinin önünü keserek darbenin postmodern bir çehreye bürünmesini sağlayacaktır.
İstanbul İl İdaresi'ndeki bir toplantıda (1972)
Böylece geldiği çizgiden saparak seçkinlerle anlaşacak ve Menderes'in tabii devamı şeklindeki müspet imajı ağır bir darbe yiyecektir. Bu, ‘şahane' bir hatadır ve bugün ona küskün milyonların, adı anıldığında belki iç yüzünü çok iyi bilmeden gösterdikleri tepkide bu kritik hatanın payı muhakkaktır.
TC'nin İsmet İnönü'den sonra en genç başbakanıydı. TBMM kürsüsünde milletvekili olmadığı halde Başbakan Yardımcılığı döneminde konuşan ilk genel başkandı (1964-65). İki kere askeri darbeye maruz kalmış, “6 defa gidip 7 defa gelmiş”, yani 7 kez Başbakanlık koltuğuna oturmuş lideriydi. 9. Cumhurbaşkanı'ydı (1993-2000). 28 Şubat'ın tartışmalı aktörlerindendi. Lakapları ise Çoban Sülü, Barajlar Kralı, Baba, Bir Bilen diye sıralanır gider.
Demirel'in 91 yaşında vefatıyla birlikte fark edildi ki, o yaşayan bir tarihmiş. Adalet Partisi'nin Genel Başkanlığı'na seçildiği 27 Kasım 1964 tarihli Büyük Kongre'den -yasaklı olduğu 12 Eylül dönemi hariç- Cumhurbaşkanlığını devrettiği 2000 yılına kadar 36 yıl bilfiil siyasetin içindedir ve bu dönem, etkisi şimdilerde kısmen kırılmakta olan askerin baskısının, sol basının, sokak hareketlerinin ve darbeciliğin siyaset meydanında kol kola gezdiği yıllara denk gelir. Onun için çetin yıllardır.
Demirel'i değerlendirmek
Bir insanı veya olayı değerlendirirken tarihçiler en az 50 yıl geçmesini şart koşarlar. Kimilerine lüzumsuz bir gayretkeşlik, hatta manasız bir tavır gibi gelebilir ama işin aslına vâkıf olanlar için son derece yerinde bir tespittir.
Biz bugünkü olayları ve kişileri iyi tanıdığımızı zannederiz. Olaylar gözümüzün önünde cereyan etmekte değil midir? Niye 50 yıl beklemek gereksin? Bunu sorarlar ve gazete malumatıyla balıklama dalarlar yorumların içine.
Ne var ki, güncel olaylar karşısında gözümüzün bağlı olduğunu unuturlar. “Günümüzün mağarası” bize böyle bir gerçeklik takdimini altın tepsiyle yapmayacaktır. Biz malumat akışıyla konuşuyoruzdur. “Enformatik cehalet” taşmaktadır sözlerimizden. İşte 28 Şubat'ı, içinde yaşadığımız halde çözebildik mi? Çözdüğümüzü zannettiğimiz noktalarda nasıl çuvalladığımızı her yıl biraz daha iyi görüyoruz. Olaylar bizden uzaklaşırken netleşir, unutmayalım.
Merhum Demirel için de hüküm vermekte acele etmeyelim. Henüz cenazesi kaldırıldı, dolayısıyla arkasından konuşacak uzun bir zamanımız olacak. Olayların gözümüzü bağladığı noktalar yavaş yavaş aydınlanınca ve önümüzdeki on yıllarda yaşayacaklarımız ve göreceklerimiz ona bakışımızı nasıl etkileyecek, hep beraber göreceğiz. Ancak erken hükümler siyasî olacak ve kaçınılmaz olarak tarafgirliğimizin mührünü taşıyacaktır.
Süleyman Demirel kamuoyu önünde namaza giden ilk başbakandı. Bir bayram namazında.
Bu tuzağa dikkat çekerek vefatı vesilesiyle Demirel'in hayatında önemli bir yeri olan Boğaz Köprüsü konusundaki tavrındaki farklılığı ele alacağım.
Ama önce bir tespit: Demirel'in en başarılı olduğu dönem, 1965-71 arasındaki 6 yıllık tek başına iktidarıdır ve bu dönemdeki performansı hakikaten ışıltılıdır. Mesela 1950 yılında CHP, 100 bin ton demir potansiyeli devretmiştir Menderes'e. 1960 darbesi olduğu yıl bu 400 bin tona çıkmış, 1965'e kadar yerinde saymış ama 1971'de tam 2 milyon tona çıkmıştır. Diğer alanlarda da Demirel'in bu ‘altın devri'nde benzeri bir hızlı kalkınma tablosu çıkar karşımızda.
Ama öte yandan asker haricinde bir de kıyasıya mücadele verdiği İnönü ve Ecevit CHP'si vardır karşısında ve baraj yaptırırken de, Boğaz Köprüsü'nü yaptırırken de aleyhte kampanyalar açarak köşeye sıkıştırmak için ellerinden geleni esirgemezler. Mesela Boğaz Köprüsü için ne demişlerdi? Bakalım.
Boğaz Köprüsü'ne karşı çıkanlara
Yazar İlhan Selçuk, Boğaz Köprüsü için “İşte milyarları aşan bir yemlik daha” derken Mimarlar Odası yabancı firmaların Sultan II. Abdülhamid'e pazarlayamadıkları köprü projesini TC'ye yutturduklarını ilan ediyordu. Ecevit ise şunları söylüyordu:
“AP iktidarı, İstanbul'a 3,5 milyar liralık asma köprü yapmaya, bunun için yabancılardan para almaya kalkıyor. CHP iktidara geldiği vakit köprüyü kendi gücüyle yapabilir duruma ulaşıncaya kadar bu projeyi erteleyecektir.”
Buna karşılık Demirel soğukkanlılığını muhafaza ederek şunları ifade ediyordu:
“Birtakım ucuz polemiklere sapmak, İstanbul düşmanlığının ta kendisidir ve Türkiye'ye fayda sağlamaz. Çevreyolu ve Boğaziçi Köprüsü lüks değildir. Bunu yapmayın, onu yapmayın. Peki Türkiye'yi nasıl büyüteceğiz? Artan nüfusa nasıl iş vereceğiz? Köprü devlete yük olmadan inşa edilecek ve kısa zamanda kendi kendisini ödeyecektir.” (Nazlı Ilıcak'tan aktaran: Hulusi Turgut, Demirel'in Dünyası, 1992, s. 398.)
Edirne Selimiye Camii önündeki bir mitingde konuşurken (24 Ağustos 1976).
Tabii buna inanmayacaklardı. Ancak “istemezükçülere” 1976 Şubatı'nda Meclis'te verdiği bir cevap vardır ki, Demirel tarzı polemiğe çarpıcı bir örnektir. Şöyle der özetle:
“Boğaz Köprüsü çevreyollarıyla beraber 1 milyar 500 milyon liraya çıkmıştır. Köprünün sadece 1975 yılındaki geliri ise 267 milyon liradır. Bununla 1000 tane okul yapmak mümkündür, hastane, başka tesisler yapmak mümkündür. Bugün burada konuşan CHP sayın mensubu köprünün lüzumsuzluğunu vaktiyle savunmuştur. 500 milyon liraya çıkacak bir tesisin bir senede 267 milyon lira getireceği orta yerde iken bunun ekonomik olmadığını savunmuştur. Bugün burada söylediği ekonomiyle ilgili sözlerini bu ölçü ile değerlendirin.”
“Köprü yerine okul yapın, ne gerek var!” diyenlere “Köprüyü yaparsın, para sağlarsın, hem köprüyü hem de çok sayıda okulu yapmış olursun!” mealindeki yumuşak ama susturucu cevabı tarihe geçmiştir.
1960'lardan 70'lerin ortalarına kadar ufkunun rakiplerinden ileride olduğu açıktı. Ancak Türkiye'nin yeni bir dönemece girdiği Özal sonrası Türkiye açısından bakarsak bir zamanlar ileri bir duruşu temsil eden Demirel, artık devletçi bir tutuma yönelecek ve bu da 28 Şubat'ta onu gelişen değil, durağan Türkiye'nin başına geçmek gibi bir garipliğe sürükleyecektir.
Dedim ya, Demirel bir kitap gibidir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2017
9.02.2017
26.03.2017
19.03.2017
12.03.2017
26.02.2017
5.02.2017
29.01.2017
22.01.2017
15.01.2017