Neşe Düzel

“O askerleri Hazro’dan aldılar, Silvan bölgesine getirdiler. Orası PKK’nin etki alanıdır. Bunu herkes, vali, komutan, er, jandarma bilir. Askerleri oraya niye getirdiler? Şaibeli olan budur! O askerleri PKK’lilerin önüne niye attınız?”
“PKK, üç yıl süren müzakereler sonucunda hazırlanan ortak protokolün görüşülmesini istiyor. Bu protokol görüşülmediği ve Öcalan da o görüşmelere katılmadığı sürece hiçbir şey değişmeyecek! Gerçek olan budur!”
“Kış boyunca yüzlerce uçakla Kandil’i dövdükleri halde, PKK’nin eylemleriyle ortaya çıktı ki, PKK öyle bitirilecek, beli kırılacak bir örgüt değil. İşte Başbakan bunu gördü. Uyguladığı Sri Lanka modelinin bir model olmadığını anladı.”
***
NEDEN SELAHATTİN DEMİRTAŞ
Türkiye aslında Kürt meselesinde ve PKK sorununda çok kritik bir dönemeçten geçiyor. PKK’nın silahlı eylemlerinde ve ordunun operasyonlarında otuz yıldır olduğu gibi gençlerimiz ve çocuklarımız gene ölmeye devam ediyor, yaşanan bu kan banyosu geçmişin tekrarı gibi geliyor ama öyle değil. Artık çok farklı sesler çıkıyor. Bugüne dek her PKK eyleminden sonra intikam yeminleri yapan devlet, PKK’nın Dağlıca’daki son karakol baskınından sonra, her zamanki gibi “akan kan yerde durmayacak” demek yerine daha çözüme yatkın bir ses çıkarıyor. Başbakan, “PKK silahı bırakırsa biz operasyon yapma heveslisi değiliz” diyor. Bu arada Kürt sokağının en saygın isimlerinden biri olan ve son seçimde BDP blokundan milletvekili seçilen Leyla Zana, çekinmeden konuşuyor ve bu sorunu AKP’nin çözebileceğini ve çözüm için AKP’nin desteklenmesi gerektiğini söylüyor. Bu arada KCK’nın ve Kandil’in başı olan Murat Karayılan, PKK’da bazı kontrol dışı unsurların derin devletle işbirliği yaparak İmralı’da ve Oslo’da yapılan barış müzakerelerini sabote etmiş olabileceği ihtimalini dile getiriyor. PKK’nın politikasını, “biz artık karakol baskınları yapmıyoruz. Sadece devletin operasyonlarına cevap veriyoruz” diye özetlediği bir dönemde PKK, Karayılan’ı yalanlarcasına Dağlıca’da karakol baskını yapıyor. Kürt siyasetinin temsilcisi BDP, “PKK bütün silahlı faaliyetlerini durdursun” diyerek PKK’ya çağrıda bulunuyor. Bu arada Amerika ve Irak Kürdistan’ı da hareketleniyor ve Barzani, Erdoğan’a destek veriyor. Suriye’de Esed’e karşı muhalefetin başına Türkiye’nin de onayıyla bir Kürt lider getiriliyor. Bütün bunlar ne anlama geliyor, hangi sürecin habercisi oluyor? Bu süreci, Kürt sorununun çözümünde muhataplardan biri olan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’a sorduk. Tartışılması gereken cevaplar aldık.
***
NEŞE DÜZEL: Siz Dağlıca baskınından sonra ordunun operasyonları durdurmasını isterken PKK’ya da bir çağrıda bulundunuz ve “PKK bütün silahlı faaliyetlerini durdursun” dediniz. Tam olarak kastınız ne, silahlı faaliyetlerini durdursun derken?
SELAHATTİN DEMİRTAŞ: Bu bizim aslında ilk defa yaptığımız bir çağrı değil. Ama Dağlıca gibi bir olayın arkasından yapılınca belki daha dikkat çekti. Bir barış çağrısı bu.
PKK silahlı faaliyetlerini durdursun derken, ne yapmalarını istiyorsunuz?
Sadece PKK değil, “Ordu da operasyonlarını durdursun, PKK’lilere karşı operasyon yapmasın” dedik biz. Aslında bizim istediğimiz, karşılıklı olarak ateşkes ilan edilmesidir. Dağda, şehirde her türlü silahlı faaliyet durdurulmalıdır. Biliyorsunuz PKK, geçmiş yıllarda beş altı defa süreli ve süresiz ateşkes ilan etti.
Evet...
İşte bu defa hükümet ve PKK, karşılıklı olarak ateşkes durumuna geçmeli. Artık hükümetin, “Evet, biz de PKK’ye karşı operasyon yapmayacağız” diyebildiği bir ateşkes pozisyonuna geçilmeli.
Devletin, karakolu basıldıktan sonra PKK’ya karşı ateşkes ilan edebileceğini düşünmek sizce gerçekçi bir öneri mi?
Başbakan’ın, “PKK silahları bıraksın, gelsin teslim olsun” çağrısından daha gerçekçi bence. Üstelik bizim önerimiz de siyasal bir projeyle birleştirilirse gerçekçi olur zaten. Biz bu önerimizle birlikte bir siyasi çözüm projesi de öneriyoruz. Çağrıyı yapıp oturmuyoruz. Yani sadece vicdanlarımızı rahatlatmıyoruz. Biz, yaptığımız çağrının altını dolduruyoruz.
Hangi önerilerle dolduruyorsunuz?
Eğer İmralı’da tecrit kaldırılırsa, müzakere ve diyalog süreci yeniden başlarsa, PKK silahlı eylemlerine son verebilir. Ordu da bu durumda operasyonlarını durdurabilir. Çünkü Başbakan, Meksika’dan yaptığı açıklamada “Evet biz de operasyon meraklısı değiliz. PKK silahlı faaliyetlerini durdurursa, silahı bırakırsa biz niye operasyon yapalım” dedi.
Başbakan, “PKK silahlı faaliyetlerini durdurursa” mı dedi? Yoksa “silahı bırakırsa mı” dedi?
Başbakan, silahı bırakırsa diyor ama ateşkesi kastediyor gibi geldi bana.
Aslında PKK’nın böylesine büyük bir saldırısından sonra ilk kez devlet sert bir dil kullanmadı. Aksine barışa yatkın bir dil kullandı. Siz de bu tesbite katılıyor musunuz?
İşin doğrusu, bu kez intikam naralarından ziyade meseleye daha serinkanlı bir yaklaşım sezinledim ben. Fakat bu tavır beraberinde güçlü bir barış arayışı getirir mi, onu kestiremiyorum, bilemiyorum. Hükümet çevreleri, özellikle son altı yedi aydır, PKK’nin altı aylık ömrünün kaldığına, Sri Lanka modeliyle PKK’nin bitirileceğine inandırılmıştı. Bunu, milletvekili danışmanı da dâhil olmak üzere Başbakan’ın danışmanları, analistler, stratejistler bizzat gazetelerde yazdılar. Hatta bizim görüştüğümüz bazı bakanlar da bunu söylediler.
Siz hükümetle en son ne zaman ve kimlerle görüştünüz?
En son mart ayı başında BDP’nin eşbaşkanları olarak Gültan Kışanak’la ikimiz bir bakanla görüştük. Ona, “AKP ve BDP heyetleri masada otursunlar, neler yapılabileceğini tartışsınlar” dedik. Bakan bize, “Devletin verilmiş kararları var. Biz yürüttüğümüz konseptin doğru olduğunu düşünüyoruz ve kararlıyız. Askerî operasyonlar devam edecek” dedi.
Konsept neymiş?
Askerî operasyonlar, KCK operasyonları, medya üzerinden psikolojik savaş! Bir bütün olarak örgüte nefes aldırmama politikası kısacası. Bakan, “Devletin içinde bu güvenlik politikasının başarılı olduğu düşünülüyor. Gene de sizin bu teklifinizi Başbakan’a ileteceğim ve sıcak karşılanırsa size hemen geri döneceğim” dedi. O bakan hâlâ bize geri dönmedi. Aslında kendisi kişisel olarak bizim önerimize soğuk bakmıyordu.
Kim bu bakan?
Adını vermeyeceğim. Biz ona şöyle demiştik: “Aradan aylar geçecek. Gene yüzlerce, binlerce genç ölecek. Biz geriye bakacağız ve bu görüşmede niye sonuç almadık? Bu kadar genç niye öldü diye vicdan azabı çekeceğiz” dedik. Bakan, “Katılıyorum. Siyasetçi olarak bu kadar genç niye öldü diye vicdan azabı çekebiliriz. Fakat devletteki kararlılık maalesef bu. Esneyebileceğini sanmıyorum” dedi. PKK’nin bitme noktasına geldiği ve bu bahar-yaz döneminde kökünün kazınacağı anlayışıyla hareket ediyorlardı. Çünkü “eskisinden daha farklı bir yöntem kullanıyoruz” diyorlardı.
Hangi yöntemler bunlar?
“Eskiler sadece askerî yöntem kullanıyorlardı. Şimdi biz birçok yöntemi birlikte kullanıyoruz” diyorlardı. “Diplomatik yöntemleri, ekonomik açılımları ve demokratikleşmeyi eş zamanlı olarak yapıyoruz. Sosyolojik ve psikolojik araştırmalar gerçekleştiriyoruz. Toplumu daha iyi yönetiyoruz. Medya gücü arkamızda. Uluslararası destek de hiç olmadığı kadar güçlü. Dolayısıyla PKK bitecek” diyorlardı. Fakat bahar ve yazla birlikte bu senaryonun tutmadığını gördüler.
Sizce hükümet tam olarak ne gördü?
Kış boyunca yüzlerce uçakla Kandil’i dövdükleri halde, PKK’nin eylemleriyle ortaya çıktı ki, PKK öyle bitirilecek, beli kırılacak bir örgüt değil. İşte Başbakan bunu gördü. Sri Lanka modelinin bir model olmadığını anladı. Belki de Dağlıca olayından sonra ilk anda bu yüzden kısmen yumuşak bir tepki verdi. Yeni bir arayış mı düşünüyor diye benim de aklıma geldi doğrusu.
Peki, siz, “PKK bütün silahlı faaliyetlerini durdursun” derken tam ne öneriyorsunuz? PKK’nın sınır dışına çekilmesini mi öneriyorsunuz?
Ben şunu öneriyorum. On bir aydır Sayın Öcalan’la temas yok. PKK ile Öcalan arasında kesinlikle sağlıklı bir temas sağlanmalı. Bakın, Öcalan’la avukatları arasında temas sağlanmalı demiyorum. Öcalan’la PKK arasında bir temas sağlanmalı. Ve, bunun mekanizması yaratılmalı. Bu mekanizmanın İmralı’da işlemeyeceği açık.
Öcalan’ın ev hapsine mi çıkarılmasını istiyorsunuz?
Ev hapsi demiyorum. Öcalan İmralı’dan çıkarılmalı ve örgütüyle ilişki kurabilecek pozisyona getirilmeli diyorum. Ki böylece süreci yönetebilsin Öcalan. Hükümet Sayın Öcalan’a böyle pozitif bir yaklaşım gösterdiği takdirde, PKK de buna mutlaka pozitif bir cevap vermeli ve barış sürecine katkı sunmalı.
Bütün yaşananlardan sonra Öcalan’ın silahların susmasını sağlayabileceğini, Kandil’in Öcalan’ın sözünü dinleyeceğini düşünüyor musunuz gerçekten?
Hiç şüphem yok. Reel durum şudur. PKK 30 yıldır devletle savaşıyor, çatışıyor. O örgütün bir lideri var. O da İmralı’dadır. Bu örgüt o liderinin sözünü dinler. Devlet, provokasyonları boşa çıkarmak istiyorsa, örgütün lideriyle konuşacak ve savaşı durduracak. Provokasyon vs. tartışması da ancak ondan sonra olabilir.
Bugüne gelirsek... PKK’nın en tepe ismi bugün Murat Karayılan. KCK’nın da, Kandil’in de başı o. Yani bugün barışın konuşulabileceği bir isim o. Karayılan tam, “Karakol baskınları gibi eylemler yapmıyoruz. Biz sadece saldırı olursa cevap veriyoruz” dediği bir zamanda, PKK, Dağlıca’da karakol bastı. Bunu nasıl açıklıyorsunuz?
Dağlıca eyleminin Karayılan’a karşı yapıldığı düşünülmemeli. Karakol baskını yapılmamasını, içinde bulunulan sürecin bir politikası olarak anlatıyordu o. Belki de o süreç üç gün sonra bitti Ama şu var. Karayılan çıkar da “bu eylem bana karşı, bize karşı yapıldı” derse, o zaman anlarız. Ama bugün Dağlıca, örgütü bağlayan bir eylemdir. Bakın... PKK nasıl bölünecek, BDP kaça ayrılacak, inisiyatif kimde tartışmaları şu anda Türkiye’de çok revaçta. Bu tartışmalar çok yanlış. Kürt sorununda muhataplar bellidir. Öcalan bir muhataptır. Zaten devlet de onu öyle gördü ve kendisiyle görüştü.
Karayılan, Kürt sorununda muhatap mıdır peki?
KCK muhataptır. KCK’nin bir yürütme konseyi var ve bugün Karayılan başındadır. Yarın başkası başında olur. KCK bir kurumdur ve kurum muhataptır. BDP’nin başında da bugün biz varız ama yarın olmayabiliriz. Ama BDP de bir kurum olarak Kürt sorununda muhataptır. Bu yüzden PKK’yle ilgili “iç çatışma, birbirini boşa çıkarma, bölünme” tartışmalarından, “yok mağaralarını ayırdılar” gibi magazin laflarından bir şey çıkmaz. Bu bir Brezilya dizisi değil. Gerçek bir savaş yaşanıyor burada.
Hükümetin PKK ile barışı müzakere ettiği Oslo görüşmeleri, PKK’nın Silvan eylemiyle berhava oldu. Karayılan, Avni Özgürel’e verdiği röportajda, Silvan eyleminin barışı provoke etmiş olabileceği ihtimaline “evet” cevabını veriyor. Bu açıklama önemli değil mi sizce?
Silvan sıradan bir olay değildir. Demokratik Toplum Kongresi’nin özerklik açıklamasını yapacağı saatlerde Silvan’ın olması zaten başlı başına bir şüphedir. Yalnız Avni Özgürel kendi görüşlerini, yorumlarını da dile getiriyor. Karayılan, “Silvan bizim içimizden açık bir provokasyon” demiyor ki!
Ne diyor?
Karayılan, “Silvan, doğurduğu siyasi sonuçlar itibarıyla baktığınızda şüpheli bir olay” diyor. Silvan’la ilgili kuşkularını böyle dile getiriyor. Neşe Hanım lütfen şu anda arkanıza bir bakın. Size gerçeği göstereceğim. Solunuzdaki tepenin arkası Hazro denen tepedir. Sağınızdaki tepenin arkasında da Silvan bölgesi var. O askerleri Hazro’dan aldılar, Silvan bölgesine getirdiler. Orası artık PKK’nin etki alanıdır. Bunu herkes bilir. Vali de bilir, komutan da bilir, er de bilir, jandarma da bilir. Askerleri oraya niye getirdiler? Şaibeli olan budur! “O askerleri PKK’lilerin önüne niye attınız” diye onlara sormak lazım.
Silvan’ı iki tarafa da sormak gerekmiyor mu?
PKK de sorsun Silvan’ı. O da araştırsın. Kendi içinde bir provokasyon varsa bunu kamuoyuyla paylaşsın. Çünkü Silvan olayını hükümet kötüye kullandı. Barış sürecini bitirmek için kullandı. Silvan, tarihe bir kırılma noktası olarak geçti. Bu kırılmayı yaratan güçler ve kişiler kimler? İki taraf da araştırsın ve çıplak gerçek ortaya çıksın. Eğer devlet bugün PKK’nin silahları susturmasını istiyorsa...
Ne yapmalı sizce?
Eğer devlet bugün PKK’nin silahları susturmasını istiyorsa, PKK’de hâkimiyet sorunu yoktur. PKK’nin sınır dışına çekilmesini gerçekleştirecek olan şey, hükümet ile Öcalan’ın görüşmesidir. Ancak bu görüşme böyle bir sonucu verebilir. Aslında ortada yarım kalmış bir protokol var. İmralı ve Oslo görüşmeleri sonrasında hazırlanmış olan bu protokolün yürürlüğe girmesini isteriz biz. Ama o protokol hükümetin reddetmesi sonucunda yürürlüğe girmedi.
O protokolde neler vardı?
İşin doğrusu ben protokolün yazılı metnini görmedim.
Şerafettin Elçi’nin gördüğü, okuduğu belgeyi siz parti başkanı olarak görmediniz mi?
Şerafettin Elçi’nin gördüğü şey bizim yazdığımız metindir. BDP olarak bütün bu süreçte yapılan açıklamalardan, görüşme tutanaklarından çıkardığımız sonuçlardır. Tahminî olarak yazıya döktüğümüz şeylerdir bu metin. Yoksa bizim o protokolü görme şansımız ve yetkimiz yok. Protokolü bize ne hükümet ne de PKK gösterir. Kendi aralarında yaptıkları bir şey o.
Protokolde neler var?
Anayasa sürecine nasıl destek sunulacağından, silahsızlanmaya, sınır dışına çekilmeye kadar hepsi yazılmış o protokolde. Çok iyi bir yol haritası o protokol. Hükümet bunu yeniden güncelleyebilir. İtirazları varsa da tartışabilir. Sürecin yeniden kesilmemesi, İmralı ve Oslo müzakerelerini yürütenlerin birbirlerini daha iyi anlamaları ve karşılıklı güvensizliklerin ortadan kaldırılması için bu kez biz de destek olabiliriz, görüşmelere katılabiliriz.
Bu müzakereleri Karayılan yapamaz mı?
“Yürütebiliriz ama önderliğimiz tecrit altındayken hiçbir konuda karar veremeyiz” diyor. Sürecin yeniden başlayabilmesi için Öcalan’ın durumunun kesinlikle değişmesi lazım.
Siz, PKK’ya silahlı faaliyetlerini durdurması için çağrıda bulundunuz. PKK’dan sizin çağrınıza bir cevap geldi mi?
Yok.
Bir cevap gelmesini bekliyor musunuz?
Süreç karşılıklı gelişmedikçe, çağrılara somut bir cevap verebileceklerini düşünmüyorum.
Peki, bu çağrınızı Kürt halkı nasıl karşıladı?
Kürt halkı zaten çift taraflı ateşkes istiyor. Çünkü tek taraflı ateşkes sonuç vermiyor. Geçmişte hep yaşadık bunu. Mesela PKK ateşkes ilan ediyor ama operasyonlar sürüyor ve bir süre sonra ateşkes bitiyor. O yüzden biz, çift taraflı ateşkesle birlikte siyasi müzakere öneriyoruz şimdi. Ortada bir protokol var ve bu protokoller acilen yeniden müzakere edilmeli. Yoksa gerisi hayaldir!
Hayal olan nedir?
“Çağrılarla PKK sıkışır, Barzani şunu yapar, öteki bunu yapar” diye düşünmek hayaldir. Şu anda PKK, üç yıldır yürütülen müzakerelerin sonucunda ortak hazırlanan protokolün görüşülmesini istiyor. Bu protokol görüşülmediği ve Öcalan o görüşmelere katılmadığı müddetçe hiçbir şey değişmeyecek! Gerçek olan budur!
Bu protokolün görüşülmesi PKK’nın Silvan eylemiyle engellendi ve devlet tamamen güvenlik odaklı politikalara geri döndü. Bu protokolün görüşülmesini çok isteyen PKK, niye barışı sabote eden Silvan eylemini yaptı?
Ben PKK’nin her eylemini, hareketini açıklamak durumunda değilim. Ben sadece BDP’nin yaptığı işlerden ve eylemlerden sorumluyum ama şunu da net olarak biliyorum. Silvan olayı olduğunda, hükümet, protokolü çoktan reddetmişti.
Nasıl?
Çünkü ben bunu İmralı’da görüşme yapan, Oslo heyetinde bulunan biriyle konuştum. Kendisi, protokollerin hükümet tarafından kabul edilmediğini bize söyledi. Bize söylemişse, zaten PKK’ye de söylemişti, Öcalan’ın kendisine de söylemişti. Zamanlama olarak Silvan olayı protokolün reddedilmesinden sonradır. Dolayısıyla “protokoller, Silvan olayı sonrasında ortadan kalktı ya da reddedildi” bilgisi ve tesbiti yanlıştır. Tarihî bir yanılgıdır.
Eğer PKK protokol sürecini tekrar başlatmayı ve protokolleri kabul ettirmeyi çok istiyorsa, silahlı eylemlerle, karakol baskınlarıyla bunu yapması, protokolleri kabul ettirmesi mümkün mü?
Değil tabii ki. Silahlı eylemlerle veya öldürmekle hiç kimse, hiç kimseye bir şey kabul ettiremez. Silahlı eylemlerin çare olmadığını, sorunların çözümünde işimizi kolaylaştırmadığını hep söylüyoruz.
Kürt halkı da PKK’nın bütün silahlı faaliyetlerini durdurmasını istiyor mu?
Bunu istiyor ama Kürt halkı ordunun da operasyon yapmamasını istiyor. Karşılıklı silahların susması Kürt halkının genel talebi. Bakın... PKK silahı susturmuşken, tek bir gerillanın öldürülmesine dahi Kürt halkının tahammülü yok. Buna, sadece BDP’li Kürtlerin değil, AKP’li Kürdün de tahammülü yok. Ateşkes dönemlerinde PKK’li gerillaların öldürülmesine hiç kimsenin tahammülü yok. O yüzden ateşkes olacaksa çift taraflı olmalı ve beraberinde müzakere başlamalı. Hep şu yaşanıyor Neşe Hanım.
Ne yaşanıyor?
Ateşkese bir sonuç olarak bakılıyor ve herkes yerinde oturuyor. Oysa ateşkes bir ara aşamadır. Ateşkes aşaması doğru değerlendirilmezse, peşinden daha büyük bir savaş başlıyor. Hep böyle oldu.
Siz daha sonraki bir çağrınızda da, “Barış için Türkler AKP’den, Kürtler de PKK’dan bir şey beklemesin” dediniz. Ne demek istediniz?
“Türkler AKP’den, Kürtler de PKK’den barışı beklemesinler” derken, “Türkler ve Kürtler barış için oturup beklemesinler, barış için bir şeyler yapsınlar. Barış beklemekle gelmez” demek istedim. PKK ve AKP nasıl olsa barışı getirirler diye düşünülmesin. Din adamları, analar, sivil toplum örgütleri barış için mücadele etsinler.
Barış konusunda AKP’den tümüyle ümidinizi mi kestiniz?
Evet. Ben AKP’den 2008’den beri hiç ümitli değilim. AKP bu ülkeye durup dururken barışı getirmeyecek. Barış ve özgürlükler ancak toplumsal muhalefet güçlü olursa gelebilir.
AKP’nin çözümü sağlayamayacağını mı düşünüyorsunuz?
Çözümü sağlayabilecek gücü var ama niyeti yok. AKP istese bugün Kürt sorunu çözebilir ama AKP’nin özgürlük, demokrasi inancı bizim anladığımız gibi değil. Gerçek şu ki, AKP’nin bugün Kürt sorununun çözümünde kendisinden başka önünde bir engel yok. AKP’nin önündeki engel sadece kendi zihniyetidir.
AKP çözüm istemiyor mu?
İstiyor ama ideolojik temelleri, demokrasi anlayışları uygun değil. Kadının bedenine, kadının ruhuna müdahale eden bir insanın 20 milyonluk Kürt halkıyla ilgili özgürlükçü düşünmesini bekleyebilir misiniz siz? AKP’nin kafasındaki çözüm, diğer özgürlüklerde olduğu gibi kendi sığ ideolojik yaklaşımlarından ibarettir. Kürtajdan basın özgürlüğüne, milli eğitimden güvenliğe varıncaya kadar her konuya AKP ideolojik yaklaşıyor. Bu ideolojiye İslami de demiyorum.
Peki, ne diyorsunuz?
Keşke İslamiyet’in özüyle, sözüyle uygulayıcısı olsalar. Kürt sorunu herhalde bu aşamalara gelmezdi. Sonuçta İslamiyet bir barış, kardeşlik dinidir. İslamiyet’te tek dil, tek ırk, tek millet, tek bayrak yoktur. Bunlar biraz milliyetçi, biraz da İslami bir sosla hazırladıkları bir şeyi bize demokrasi diye yutturmaya çalışıyorlar. O yüzden, bu ülkenin ilericileri, demokratları AKP’yi zorlamalılar. Sadece Kürt meselesi değil, Türkiye’nin bütün meseleleri ancak demokrasi çıtası yükseltilerek çözülebilir. Başka türlü çözülmez.
YARIN... BU SAVAŞ NASIL BİTECEK?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.12.2013
15.09.2013
23.04.2013
22.04.2013
15.04.2013
25.03.2013
18.03.2013
11.03.2013
10.12.2012
4.12.2012