Orhan MİROĞLU
Çalıştay’a diğer Kürt siyasetçi ve aydınlarının davet edilmemesi bir eksiklikti. Kürtlerarası iç barış bugün ciddi manada risk altında. Çözüm süreci bu iç barışın nasıl tesis edileceğine cevap aramadan, başarıya ulaşamaz. Kürtler birbiriyle kavga edip dururken, daha doğrusu bir grup kendisi gibi düşünmeyen hemen herkese şiddet temelinde yaklaşırken, devlet Kürt barışı yaptım diyemez. Böyle bir barış ta olmaz zaten. PKK’yle alakalı sorunlar, silahsızlanma ve başka gruplara karşı şiddet kullanma salt PKK/BDP’yle konuşarak çözülecek bir sorun değildir. Federasyonu savunan Kürtler, gelin bizimle de federasyonu konuşalım demiyorlar zaten. Ama onlar Kürt toplumunun bir parçası. Çözüm sürecinde onların düşüncelerini de almak ve bu türden toplantılara davet etmek gerekir. Kürt toplumunun PKK/BDP’yle özleştirilmesi, ve çözüm deyince akla başka bir şeyin gelmemesinin doğurduğu sonuçlar, çözüm sürecini yürüten aktörleri yeniden düşündürmelidir. Nasıl olacak, ya da olacak mı, bilmiyorum ama, ama bugünkü anlayışlar korunacaksa, yarın çözüm olduğunda, PKK/BDP dışında kalan Kürt siyasetçi ve aydınlara ve hatta nüfusun önemli bir kesimine Batıda kalacakları yer aramak gerekebilir. Bölgeye giden herkes bu gerçeği görebilir. Barış, Kürtleri anahtar teslimi PKK/BDP’ye emanet etmek olmamalıdır. Tam tersine Kürtlerarası barışın inşa edileceği bir süreç olmalıdır. Kürtlerarası barış dendiğinde, Türkiye Cumhuriyeti devletine yakışan, ağabeylik yapmasıdır. HÜDA-PAR’a saldırılar devam ediyor. Mesut Barzani’nin bir CIA ajanı olduğunu ispat için yazılan yazılar tam sayfa çıkıyor. Kürt siyasetinin hedefinde Mesut Barzani ve Başbakan Erdoğan aynı oranda yer alıyorlar. Sertaç Bucak’ın başkanlığını yürüttüğü Kürt demokratlar platformuna saldırılar oldu. Kürtlerarası barış bugün ciddi bir sorun..
Çalıştayın en önemli vurgusu Beşir Atalay’dan geldi:
-Çözüm süreci İmralı’ya gidip gelmelerle devam edemez, siyaset kurumunun elini taşın altına koyması ve çözümün siyasi zeminde güçlenmesi gerekir.
-Hedef eve dönüşlerin sağlanması
-Devletten daha devletçi, örgütten( kastedilen PKK’dir) daha örgütçü anlayışlarla bu iş yürümez.
Çözüm süreciyle alakalı hem siyasal hem entelektüel zeminin zayıf olduğunu yazıp duruyorum. Bu zayıflığı bölgeye gittiğim her seferinde görüyorum.
-Türk aydınları ve özellikle PKK/BDP’nin periferisinde dolananlar iyi bir sınav vermediler. Bunların içinde bir ayağı Kürt siyasetinde bir ayağı hükümette olanlar var. Bunun yarattığı konforu kaybetmemek için, gerçek görüşlerini gizliyor ve olağanüstü bir maharet sergiliyorlar. Hükümete dönük yüzleri başka bir şey söylüyor, Kürt siyasetine dönük yüzleri başka bir şey.
Bazıları da Öcalan’ı caydırmak için çaba harcıyorlar. Öcalan’ı itibarsızlaştırma kampanyaları üç-dört ay önce başladığında, bu çevreler de kampanyalara yazı yazarak, açıklamalar yaparak katkıda bulundular. Öcalan, bu baskılar karşısında epey çaresiz kalmış gibi görünüyor. Diyarbakır’daki annelerin eylemi konusunda tek söz söylememesi çok manidar olsa gerektir. Eve dönüş konusu kendisiyle müzakere ediliyorsa-ki böyle bir intiba var-bu çocukları gönderin demesi, Kürt analara ödenmesi gereken bir borç ve çözümün taraflarına da önemli bir jest olmaz mıydı?
Çözüm sürecinin tecrübeleri şunu gösteriyor:
PKK, Öcalan’ın 21 Mart Mektubunda yazılanlara aykırı olarak, bugün silah bırakmaya hatta bırakmayacaksa bile, Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi ebediyen durdurduğunu açıklamaya dair bir ruh hali içinde değil, yani Öcalan’ın yol haritasına hazır değil. Çözümün en yumuşak karnı budur. Ağrımaya daha ne kadar devam edecek, hükümetin iyi niyetine ve çözüme dair kararlılığına rağmen bu konuda fazla bir şey söyleyemiyoruz maalesef.
Ortada devletten daha devletçi olmak istemeyen ve devletin Kürt sorununda geçmişte yarattığı vahametleri ortadan kaldırmak isteyen bir hükümet var, ama PKK’den daha fazla PKK’li olmanın yanlışlığına vurgu yapan bir Allahın kulu yok.
Bu gerçeği ifade etmek bile Sayın Atalay’a kalmışsa işimiz kolay değil demektir.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2016
13.04.2016
11.04.2016
10.04.2016
8.02.2016
6.02.2016
5.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
30.03.2016