Sezin ÖNEY
"Modern Mübadele" başlıklı yazım ne yazık ki çok ilgi gördü. "Ne yazık ki" diyorum çünkü, normalde bir yazının ilgi görmesinin, birçok geri dönüşe sebep olmasının yazarını mutlu etmesi lazım. 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi ertesi, Türkiye'den göç etmek, uzaklaşmak isteyenler, Türkiye tarihinin büyük göç dalgaları üzerine kurulu bu yazı, meğer farkında olduğumdan da vahim bir toplumsal gerçekliğe parmak basıyormuş.
"Modern Mübadele" yazıma şöyle başlamıştım:
"Sessiz sedasız bir mübâdele yaşanıyor...
Türkiye Cumhuriyeti'nin bazı vatandaşları, Batı ülkeleri başta olmak üzere, ülkeleri dışına gidiyor... Ve Türkiye'ye de, Suriye, Irak ve İran gibi komşu ülkeler ile Katar gibi Körfez ülkeleri olmak üzere, yeni bir göç geliyor. Türkiye'ye gelen yeni göçün bir kısmı, yatırım ve farklı bir ülkede yaşama amaçlı. Bir kısmı da, hem çevre ülkelerden hem de Afganistan ve Orta Asya ülkelerinden sığınmacılarınki gibi "kaçma" amaçlı... Ve tabii, bir de, Suriye ve Türkiye'de bazı merkezlere doğru yönelen, "Selefi ideoloji" eksenli, dünyanın dört bir yanından bir başka göç var.
Türkiye olarak, yeni ve çok büyük bir demografik etkileşim ve dönüşüm içindeyiz...
Özetle, gözlerimizin önünde, tarih yazılıyor. Ve bizler de, o tarihin içinde yer alan aktörler, aktrisleriz: Gidenler, kalanlar, gidecekler, kalacaklar ve gidip gelecekler...
Türkiye'nin siyaseti her ne olursa olsun, gidenlerin büyük bir kısmı kolay kolay dönmeyecek. 1980 sonrasından 2016'ya kadar, en az 1 milyon kişinin zorunlu göçle, yani "sığınma hakkı edinmeye çalışarak" Türkiye dışındaki gelişmiş ülkelere gittiğini biliyoruz. Bu tabii, buzdağının bir ucu... Günümüz itibariyle, dünya genelinde, Türkiye kökenli 5 milyonluk bir diaspora var."
Bana kalırsa, 12 Eylül darbesi ertesinde yaşanan göç ve kaçış psikolojini fersah fersah aşan bir "toplumsal buhran" ile karşı karşıya olabiliriz. Benim tahmin ettiğimin çok ötesinde bir "kaçış psikolojisi" yayılmaya başlamış.
Bir kere "gitmek isteyenler" veya kendini, çocuklarının geleceğini "garantiye almak", yaşam kalitesi daha yüksek bir hayat için bir ayağını yurtdışına atmak isteyenler sadece "Beyaz Türkler" değil.
Anadolu'nun, orta ölçekli yatırımcıları ve üst-orta sınıfından da bir şekilde "uzaklaşmak" arzusunda olan meğer ne kadar çok insan varmış... Öyle herhangi bir suçlama veya tehdit altında olmayanlar da, "FETÖ" suçlaması tehdidi altında doğrudan olmayanlar da, bir bıkkınlık içinde belli ki...Türkiye dışına yatırım yapma veya mümkünse göç etme konusunda niyeti olan veya böyle adımlar zaten atmakta olan "Anadolu halkımızdan" yazıya yorum yapanlar, ekonomik olarak kendini güvende hissetmeme, ülkenin gidişatından şikayetçilik gibi nedenler sıralıyor.
Gelelim "Beyaz Türklere"....Seküler, büyük şehirlerde yaşayan, yüksek eğitimli ve varlıklı kesim zaten "kaçış planının" kitabını yazmışa benziyor. Yazımdan sonra bu kesimden gelen yorumlar öyle boyutta ki, birçok kişi "göçmen hukuku uzmanına" dönüşmüş adeta... Başka ülkelere yatırım yapma veya göç konusunun tüm inceliklerine hakimler...
Birçok büyük şirket de, kendini "uluslararası" olarak yeniden tanımlama çabasında...Dünyanın finans merkezlerindeki ziyaretlerinde,"Bize Türk şirketi olarak bakmayın artık" diyen çok büyük şirketlerin sayısı bir değil iki değil...
Tüm bu sıraladıklarım sadece izlenimler, izi sürülmesi gereken ipuçları.."Göç" ve "yurtdışına yatırım", yani insan ve sermaye kaçışı konusunun gerçek tablosunu anlayabilmek için kapsamlı saha araştırmaları, akademik çalışmalar yapılmalı...
Akademik çalışmaların da Türkiye'de altın çağı diyemeyiz...
KHK'lar, ihraçlar, boşalan kadrolara liyakat sahibi değil "hamili kart yakını" sahiplerinin getirilmesi derken, akademik olarak büyük bir kan kaybı söz konusu.
Türkiye'de akademik dünyanın durumu o halde ki, korkarım ilerleyen yıllarda, birkaç önde gelen üniversiteninkiler dışında verilen dereceler, yapılan çalışmalar uluslararası geçerliliğe sahip dahi olamayacak. Diğer bir deyişle, Türkiye üniversitelerinin dereceleri, çalışmaları sessiz sedasız "tanınmamaya" başlayacak.
OHAL ortamında, yurtdışına göçenler veya sermayesini yurtdışına çıkarma yolunu arayanlar konulu araştırma yapmak bile, araştırmayı yapan akademisyenin başını derde sokabilir. Bu mesele de, üzerine konuşmayınca yok oluyormuş farzettiğimiz konulardan biri olacağa benzer... Ta ki, toplumsal erozyonun; insan ve sermaye bakımından fakirleşmenin sonuçlarından kimsenin kaçamayacağı zaman gelene kadar...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024