Yaşar YAKIŞ
Suudi veliaht prensi Muhammed bin Salman (MBS), PBS’e verdiği röportajda, Cemal Kaşıkçı cinayetinin sorumluluğunu taşıdığını itiraf etti. Röportaj geçen yıl Aralık ayında PBS’ten Martin Smith tarafından yapılmıştı ve bu hafta içinde yayınlanması bekleniyor. Bu röportajda MBS’nin “Benim gözetimim altında, tüm sorumluluğu alıyorum” dediği bildirildi.
Bu açıklama Türk medyası tarafından cinayet emri verdiğini itiraf etmiş gibi algılanırken, MBS veliaht prens olduğu ülkede meydana gelen her şeyin genel olarak kendi sorumluluğunda olduğunu kabul etti. Bu açıklamayı, ABD Başkanı Donald Trump'ın simüle edilmiş desteğine sahip olduğu sonucuna vardıktan sonra yaptı. Başkan Trump aslında muğlak bir ifade kullanmıştı ve muğlaklık MBS’nin cinayet emrini verip vermediğinden emin olmadığı anlamına geliyordu.
Her şey, eskiden Arab News Channel’in genel müdürü ve genel yayın yönetmeni olan Suudi gazeteci Kaşıkçı’nın Suudi hükümetini eleştiren makaleler yayınlamasıyla başladı. Sözlerinin Suudi yetkilileri rahatsız ettiğini hissettiğinde, Amerika Birleşik Devletleri'ne taşındı ve Washington Post'ta yazmayı sürdürdü.
Eylül 2018'de, Türk nişanlısı Hatice Cengiz ile olan evlilik formalitelerini tamamlamak için Londra'daki Suudi Büyükelçiliği'ne başvurdu. Büyükelçilik, nişanlısının Türk vatandaşı olduğu gerekçesiyle onu İstanbul'daki Suudi Konsolosluğu'na yönlendirdi, oysa formaliteler Londra'da da tamamlanabilirdi. Bu da, onu öldürmekle görevlendirilen ekibin görevini İstanbul'da daha az şiddetle yerine getirebileceği için, kasıtlı olarak İstanbul'a yönlendirildiği yönünde spekülasyonlara yol açtı.
2 Ekim'de Kaşıkçı, İstanbul'daki Suudi Konsolosluğu'na girdi ve orada öldürüldü. Suikast haberinin güvenlik makamlarına ulaşmasından hemen sonra Türkiye'nin atabileceği birkaç adım vardı.
Cinayet ekibinde yer alan bir grup, cinayet haberi Türk güvenlik yetkililerine ulaştıktan on beş dakika sonra Türkiye'yi terk etti.
Yani Türk güvenlik güçleri, konsolosluğa girip başkonsolosluğun resmi ikametgahında bulunan tüm konsolosluk personelini tutuklayabilirlerdi. Suudi ekibinin ilk bölümünü taşıyan özel uçağın Türkiye'den ayrılmasını önleyebilirlerdi. Suudi suikast ekibinin geri kalanını taşıyan ikinci bir uçak, altı saat sonra Türkiye'den ayrılmıştı. Uçağın Ankara yakınlarındaki Nallıhan ilçesinin üstünde tur atması emredildi, ancak daha sonra yolculuğuna devam etmesine izin verildi.
Viyana Konsolosluk İlişkileri Sözleşmesinin 41. Maddesi “konsolosluk görevlilerinin ağır bir suç dışında tutukluluk veya tutukluluktan sorumlu olmayacağını” öngörmektedir. Cinayetten daha ağır bir suç olamayacağı için konsolosluk görevlileri tutuklanabilirdi. Aynı Sözleşmenin 42. Maddesi “Bir konsolosluk görevlisinin gözaltına alınması veya tutuklanması durumunda, gözaltına alan devletin bunu konsolosluğun üst düzey yetkilisine ve daha sonra bağlı olduğu devlete diplomatik kanallarla bildirmek zorunda olduğunu” içeriyor.
Madde 43’e göre ise “Konsolosluk görevlileri, yalnızca konsolosluk işlevlerinin kullanılmasında hukuki dokunulmazlığa sahiptir.”
Türk makamları, yukarıdaki maddelere göre izin verilen hiçbir işlemi yapmadılar. Bu önlemlere neden başvurmadıklarını da henüz açıklamadılar.
Şimdi MBS her şeyin kendi kontrolü altında gerçekleştiğini ve sorumluluğu üstlendiğini kabul ettiğine göre, ifadesi meselenin bir bölümünü kapatıyor, ama yeni bir sayfa açıyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 29 Eylül'de Washington Post gazetesinde yayınlanan makalesinde; Kaşıkçı cinayetini, 11 Eylül 2011 saldırıları hariç “21. Yüzyılın en etkili ve tartışmalı olayı” olarak niteledi.
ABD ve İngiltere'de kamuoyunun tepkisine rağmen, Amerikan ve İngiliz hükümetleri herhangi bir eylemde bulunmaktan kaçınmıştı. Türk hükümetinin MBS'nin açıklaması sonrasında Suudi makamlarını harekete geçirip geçiremeyeceği henüz belli değil.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.04.2020
3.04.2020
29.03.2020
6.03.2020
28.02.2020
23.02.2020
16.02.2020
9.02.2020
26.01.2020
13.01.2020