Yasemin ÇONGAR
O gün yaklaşıyor. Kanlı fetvası askerî karargâhlarda, polis müdürlüklerinde, istihbarat merkezlerinde, milli güvenlik kurullarında verilen ölümlerle kaçınılmaz bir şekilde yüzleşecek bu devlet. Yerine getirilmesi de, üzerinin kapatılması da “görev icabı” olan cinayetler tek tek gün yüzüne çıktıkça, o cinayetlerin faillerinin hiçbir zaman devletin meçhulü olmadığı artık herkes tarafından anlaşılacak ve işte o zaman kaçınılmaz bir şekilde değişecek bu düzen.
Bizim gazetenin dünkü nüshasını aldıysanız saklayın, o nüsha her şeyden ziyade yaklaşan günün havadisini veriyor çünkü. İşlevi öldürmek değil yaşatmak olan, yöntemi gizlilik değil şeffaflık esasına dayanan yeni bir devletin, yeni bir düzenin yolları, dünkü birinci sayfamızdakine benzer haberlerle döşeniyor biraz da. Bu memleket, bu toplum “faili meşhur” bir vahşeti kendisine reva gören devleti ve düzeni nihayet değiştirdiğinde, Taraf ’ın soyadıyla müsemma muhabiri Arzu Yıldız gibi gazetecilerin inatla gerçeği talep eden haberlerinin bu değişimde çok büyük bir payı olacak; buna inanıyorum.
Arzu Yıldız’ın aylardır bıkmadan usanmadan üzerine gittiği ve hem gelişimini hem de önündeki engelleri belgelere, tutanaklara, birinci ağızdan ifadelere dayanarak aktardığı faili meçhuller soruşturmasında yeni bir aşamadayız şimdi. Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Özel Harekâtçı Ayhan Çarkın’ın avukatı aracılığıyla Arzu’nun sorularına verdiği cevaplar, devlete saklanacak yer bırakmıyor. Bu ülkede gerçek bir “yargı” kurumu varsa ve, evet, bu ülkede “temiz” devletten yana bir siyasi irade hâlâ varsa, derhal Çarkın’ın çağrısına uymalı; onun, “Nereye gömdüklerini biliyorum” dediği Tarık Ümit’in ve “Ellerimle gömdüm” dediği Ayhan Efeoğlu’nun mezarlarını göstermesine imkân vermeli. Çarkın’ın sözlerinin bu yolla fiilen teyit edilmesi halinde, 1990’ların kanlı sırlarıyla aramızdaki duvar da yıkılmaya başlayacaktır.
O duvardaki tuğlalardan, hem de en yenilerinden biri, Behçet Oktay’ın ölümü mâlum. Eski Özel Harekât Daire Başkanı Oktay, çok değil üç yıl kadar önce, 25 Şubat 2009’da başına isabet eden bir kurşunla hayatını kaybetti. Devletin elinin karıştığı nice cinayet gibi, Oktay’ın ölümü için de “intihar” deyip geçmek istediler ama olmadı; uydurdukları hikâye hakikate bir türlü uymadı, uymuyor.
Ayhan Çarkın, Arzu Yıldız’a itiraflarında faili meçhul cinayetlerden mesul ya da en azından haberdar özel harekâtçı ekipten dört kişinin “ecelleriyle ölmediğini” söylerken, Behçet Oktay’ın adını da saymış. Oktay’ın ailesi ve avukatları, bu haber üzerine yeniden harekete geçip, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Çarkın’ın yeniden dinlenmesi talebinde bulundular.
Aslında savcılara düşen görev, Çarkın’ın Oktay’ın ölümüne ilişkin kanaatlerini dinlemekten de öte, dosyayı tekrar açıp, “intihar” diye geçiştirilmek istenen hadisenin enine boyuna soruşturulmasını sağlamak. Cevap bekleyen sorular belli:
» Solak olan Behçet Oktay kendini nasıl oldu da kafasının sağ tarafından vurdu?
» Tek kurşunla intihar etti denen Oktay’ın niye iki elinde de barut izi vardı?
» Otopsi raporuna göre, Oktay’ın kaburgalarında şiddetli ve hedefli darbeden kaynaklı kırıklar vardı. Öldüğü sırada bir eğlence yerinden yeni ayrıldığı söylenen Oktay’ın kemiklerini kim kırdı?
» Oktay’ın ölümünün tek görgü tanığı olan Halil Kesici’nin, “Araba kara saplandı, kızdı, çıkıp kendini vurdu” şeklindeki ifadesi ne otopsi raporundaki, ne de olay yerindeki bulgularla birebir örtüşürken, Kesici’nin tanıklığı niye muteber sayıldı?
» Oktay’ın olay gecesi polis tarafından el konan cep telefonundan yapılan görüşmelerin üzerine niye gidilmiyor? Oktay’ın telefonunun ölümünden sonra üç kez arandığı, bu görüşmelerden birinin sinyalinin Ankara Emniyeti’nin civarından geldiği bilinirken, bugüne dek verdiği ifadelerde bu konuşmalardan hiç bahsetmeyen Kesici niye sorgulanmıyor?
» Ve Kesici’nin de iki elinde barut izi bulunmasına rağmen, bunun nedeni nasıl olup da açıklanmadı, açıklanamadı?
Listeyi uzatmak; ölüm ânına ya da Oktay’ın faili meçhuller konusunda bildiklerini anlatma niyetine ilişkin duyumları farklı sorularla da deşmek mümkün. Yeter ki, bu cevapsız soruların, cevaplanması imkânsız sorular olmadığını görelim. Yeter ki, bunu görüp, gerçeği inatla talep edecek bir yargı gücü ve siyasi irade bulunsun. Gerisi gelecektir.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.12.2013
24.09.2013
27.07.2013
29.05.2013
1.04.2013
8.12.2012
1.12.2012
17.11.2012
10.11.2012
3.11.2012