Alper GÖRMÜŞ
Seçim sonuçları henüz belli olmadan kaleme aldığım son yazım (“Siyasetin şeytanlaştırılıp alanının daraltılması: Tamam mı devam mı?”, 1 Nisan 2019), cevabını seçim sonrasında vereceğimi söylediğim bir soruyla bitiyordu. Şöyleydi yazının sonundaki soru:
“AK Parti iktidarının otoriter döneminin ‘başarı’larından biri de siyaset alanını yeniden tarif edip, bunu destekçilerine de kabul ettirebilmesi oldu. Bu kesim günümüzde artık siyaseti iktidarın yapıp ettiklerinden, moda deyişle ‘icraat’tan ibaret bir şeymiş gibi algılıyor ve muhalefeti bu anlamdaki ‘siyaset’in düşmanı sayıyor. Bu algı değişecek mi, yoksa tam tersine derinleşip kökleşecek mi?”
Yazının son cümleleri de şöyleymiş:
“Kanaatimce siz bu yazıyı okurken artık sonuçları belli olmuş olan seçim, birçok kritik sorunun yanı sıra bu sorunun da cevabını vermiş olacak. Ben bu yazıyı sonuçları görmeden, sadece kafamdaki bir soruyu sizlerle paylaşmak için yazdım. Perşembe günkü yazımda seçim sonuçlarının bu soru açısıdan anlamını irdelemeye çalışacağım.”
Sözünü ettiğim yazıyı okumamış olabilecek okurlar için, AK Parti’nin “Siyaseti şeytanlaştırıp alanını daraltma” faaliyetinden neyi kast ettiğimi, bu iddiamı temellendirebilmek için hangi olgusal durumlara baş vurduğumu burada kısaca özetleyeceğim. Böylece yazıyı okumuş okurlar için de bir hatırlatma yapmış olacağım...
Sivil toplum faailyetlerinin ve her türlü gösterinin ‘mekruh’ sayılması
Yazıda verdiğim üç örnekten birincisi siyasi alanda faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin sürekli olarak karalanması, özellikle de onların uluslararası bağlantılarının “hainlik” olarak nitelenip kodlanmasıydı. Oysa bir zamanlar, Türkiye’deki bir sivil toplum örgütünün başka ülkelerdeki sivil toplum örgütleriyle konuşması, işbirliği yapması ve bu yolla kendi ülkesindeki iktidarı etkilemeye gayret etmesi sadece dar bir milliyetçi-ulusalcı çevrenin tepkisini çekiyordu.
İktidarın siyaset alanını daraltma çabalarının bir başka göstergesi de toplumsal taleplerin dile getirilmesinin meşru araçlarının adım adım “suç” kategorisine sokulmasıydı... İktidar, her türlü toplumsal gösteriyi “mekruh” sayıp şeytanlaştırmaya çalışıyor, bu çabası, “Türkiye’yi bölmek, parçalamak istiyorlar” propagandası eşliğinde taraftarları arasında önemli ölçüde destek bulabiliyordu.
AK Parti’yi desteklemeyen Kürdün başına gelenler
İktidarın, meşru siyasi faaliyetleri suçmuş gibi bir algı yaratma stratejisiyle hareket ettiğine dair iddiamı temellendirebilmek için verdiğim olgusal örneklerden üçüncüsü ise iktidarın Kürt siyasetine dair tavrıydı:
“Siyasetin şeytanlaştırılıp alanının daraltılması faaliyetinin önemli yapı taşlarından biri de Kürt siyasetinin külliyen şeytanlaştırılması oldu.
“Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) PKK’dan hiçbir özerkliğinin bulunmadığı iddiasıyla başlatılan süreç, çok sayıda HDP yöneticisinin cezaevlerine konmasıyla sürdürüldü.
“HDP ile bırakın ittifak yapmayı, HDP’li yöneticilerle konuşmak bile ‘hain’ ilan edilmek için yetmeye başladı. Ülkenin ana muhalefet partisinin başkanı, önemli bir HDP yöneticisiyle oturup konuştuğunu gizlemek zorunda kaldı.
“İktidar tarafından şimdilik sadece ‘hainlerle işbirliği’ yapmakla suçlanan öbür partilerin bu türden temasları gizli kapaklı sürdürmeleri ilkesel açıdan yanlış olsa bile pragmatik açıdan ne yazık ki doğruydu. Çünkü iktidar, altı milyon insanın oy verdiği bir partiyi taraftarlarının gözünde ‘hain’ kılabilmeyi becermişti ve dolayısıyla o partiyle temas edenlere de hiç iyi gözle bakılmıyordu.”
Seçim sonuçları ve Kürt siyasetinin şeytanlaştırılması
Seçim sonuçları, seçimden önceki son yazımda sorduğum soruya özellikle sivil toplum faaliyetleri ile gösteri ve protesto hakkı bağlamında net cevaplar veremedi. Bu bağlamda umutlanabilmemiz için iktidar blokunun hatırı sayılır bir seçim yenilgisi alması gerekirdi. Büyük şehirleri ölçü olarak aldığımızda bunun gerçekleştiğini söyleyebiliriz, fakat iktidar blokunun oy oranını koruduğunu düşündüğümüzde, sonuçlardan net bir umut üretebilmek mümkün görünmüyor.
Fakat iktidar, “siyaset alanını daraltma” hedefi doğrultusunda sivil toplum faaliyetleri ile gösteri hakkını şeytanlaştırma girişimlerini seçim sonrasında da sürdürse bile aynı şeyi Kürt siyaseti bakımından yapması o kadar kolay olmayacak. Çünkü Kürtler, oylarının nasıl kilit bir rolünün olduğunu bu seçimde gördüler ve iktidarın bu gerçeğe gözünü kapaması bundan sonrasında artık çok zor olacak.
Sezai Temelli: “Türkiye’yi değiştirdik”
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Sezai Temelli’ye göre partisinin 31 Mart yerel seçimlerinde uyguladığı taktikler Türkiye siyasetinin aksını değiştirmiş durumda. Temelli, Gazeteduvar’dan Nergis Demirkaya’ya verdiği söyleşide, başka iddialı sözler de sarf etti:
“Türkiye’yi değiştirebilirdik, üzerimize düşen sorumluluğu taşıdık, Türkiye değişti. Kimse bunu kabul etmese de değişti. Siyasetin aksı yeni bir hatta geçmiştir.”
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) Türkiye’nin en büyük iki ilinin yanı sıra sanayi ve turizm merkezlerinde kazandığı başarının, oralarda yaşayan Kürtlerin kilit karakterdeki oylarıyla mümkün olduğunu herkes kabul ediyor. Bu ölçüyle bakıldığında, Sezai Temelli’nin sözlerinin içi boş bir parti hamasetini yansıttığını kimse iddia edemez.
Kürt oylarının, Türkiye’yi yönetmek için yüzde 50 artı 1’in şart olduğu yeni sistem koşullarında kazandığı bu kilit konum, Kürt’lerin siyasi temsilcileri ve Kürt partileri konusunda iktidarı bundan sonra yeni değerlendirmeler yapmak zorunda bırakacak. Bu kilit konum, iktidarın Kürt siyasetine ve Kürtlere dair üslubunu da gözden geçirmesi sonucunu doğuracak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025