Aydın ENGİN
Nazım Hikmet'in ölümsüz dizeleridir değil mi?
"Henüz vakit varken gülüm / Paris yanıp yıkılmadan"
Benim ki öyle değil. "Henüz vakit varken ey okur / gazetecilik açıkça yasaklanmadan" gibi takur tukur bir sözcükler dizisi…
Son dört günde önce sabahleyin, beceremeyince bir de akşamleyin yazıya oturdum.
Sonra?
Sonra neredeyse bitmiş yazıları bilgisayarın çöp kutusuna attım. Hukuk devletinden geçtim, "kanun devleti" olmaktan bile neredeyse vazgeçmiş Türkiye'de o yazılar bitse, yayımlansa T24'e ne olurdu bilemeyeceğim ama ben kesinlikle Osman Kavala'nın ya da Selçuk Kozağaçlı'nın bitişiğindeki hücrede volta atıyor olurdum.
(Şu anda da ilk çeyreğini tamam ettiğim bu Tırmık bitirilir mi, bitirilirse T24'e yollanır mı bilemiyorum. Hele bir sonuna gelelim…)
* * *
Üç gün önce, yani 3 şehit verildiği gün o yine konuşmuş, "…İdlib'de de gelişmeler şu anda lehe döndü. Üç tane şehidimiz var. Fakat onun yanında tabii rejim güçlerini kaybı çok büyük…" buyurmuştu.
Savaşı ticaret sanan, ölümlerde kâr-zarar hesabı yapan bu bezirgân zihniyete bakmış, öfkemi zor da olsa bastırmış, mizaha sığınmış ve tepeye "Bizden üç, onlardan çok. Kârlıyız" başlığını oturtup yazıya başlamıştım…
Yazıyı akşamüstü T24'e yolladım, sanırım yayına da alındı ama akşam saatlerinde haber geldi: 33 şehit, bir o kadar da yaralı.
Benim üç şehit üstüne kurulu, mizah limanından ses veren Tırmık geride kalmıştı. Yayından çektik.
Korkudan değil, saygıdan…
33 ana ağlarken, 33 sevgili yas tutarken, 33 baba gözyaşlarını tutmaya çabalarken, 33 çocuk babalarının, ağabeylerinin yokluğunu bilince çıkarmaya çabalarken şehitleri tane ile sayan O'na lâf yetiştirmek saygısızlık olurdu.
* * *
Bu ülkenin 33 delikanlısını "21. Yüzyılda fetih" gibi sapkın bir tutku ile yabancı topraklar üstünde ölüme göndermenin utancını ve bence suçunu örtbas edebilmek için çıta yükseltildi. "Tamam bizden 33 şehit ama…" diye başlayan cümlelerle AKP medyasında öldürülen Suriyeli asker sayısı açık artırmaya çıkarıldı. Parti organı "Sabah" artırmayı 309'la açtı; partinin görsel organı "A Haber" 2 bin 100'de karar kıldı; bir başka görsel organ, "Haber 7" küsuratlı olursa inandırıcı olur hilesine başvurdu, 1.709 dedi. Sonunda AKP'nin Reisi ortalamayı buldu, "2 binin üzerinde rejim askeri etkisiz hale getirildi" buyurdu.
"Rejim askeri" dedikleri ne? Kim onlar?
Kendi toprağını çapulcu, cihatçı çetelerden temizlemek için savaşan Suriye ordusu. Onlardan öldürülen pek çok olmuş.
"Ne yapalım? Sevinelim mi? Övünelim mi? O'na alkış mı tutalım" gibi cümleler tasarladım. Sonra Terörle Mücadele Kanunu'nun ezberlerimize oturmuş maddeleri, ardından "Halkı askerlikten soğutma" suçunun cezası, ardından kaşları çatılmış bazı savcılar gözümün önünde geçit töreni düzenlediler ve o yazı da çöp sepetini boyladı…
* * *
Sonra her şey çok hızlandı.
Haber geldi: Rejim bir SİHA'mızı düşürdü.
Habere düzeltme geldi: SİHA'yı rejim güçleri değil eski adıyla "Özgür Suriye Ordusu", yeni adıyla Milli Özgür Suriye Ordusu yanlışlıkla düşürmüş…
Bu satırlar yazılırken devletin resmi haber ajansı AA (Anadolu Ajansı dendiği de oluyor) açıkladı: TSK, Halep'teki askeri hava alanını vurdu, kullanılamaz hale getirdi".
AA devam etti: İki rejim uçağı düşürüldü…
AA devam etti: Serakib'te çatışmalar şiddetlendi.
Reuters haber verdi: Suriye İdlib'i uçuşa yasak bölge ilan etti.
* * *
Tartışılacak, "Acaba" filan denecek yanı kalmadı. Bu savaş demektir. Çatışma, sıcak temas, gözlem, önlem filan gibi sözcükler artık lâf ebeliğidinden ibarettir.
Suriye'nin kuzeyinde Türkiye Cumhuriyeti ordusu, yanına ÖSO denen cihatçı çeteleri de almış savaşıyor…
Savaş varsa ya resmen ya fiilen savaş hukuku işlemeye başlar. Savaş hukukunda Anayasa askıya asılır. Savaş hukukunda düşünce özgürlüğü de buzdolabının derin dondurucusuna kaldırılır.
İşte bu yüzden, tam da bu yüzden "henüz vakit varken bir Tırmık daha yazayım. Belki sonra yazmak mümkün olmaz" dedim.
İşte o yüzden yazının başlığı "Henüz vakit varken" oldu.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021