Aydın ENGİN
İzindi, ardından depremdi filan derken mavra yazıları iki üç hafta boş geçti. Ama bu hafta mazeretim yok ve "N'oldu mavralara" diye tatlı-sert fırça atan okur sayısı artıyor. Anlaşılan benim somurtuk siyaset yazılarımdan okurlara gına gelmiş. "Madem T24 bu herife yazdıracak, bari sade suya tirit mavra yazsın da içimiz kararmasın" demekteler.
Peki. Buyrun öyleyse…
* * *
Bilenleriniz var, 12 Eylül generalleri beni yakalayamadılar. Çünkü 12 Eylül beni Berlin'de yakaladı.
Yani yakalayamadı. Ama Türkiye'ye dönme şansımız da kalmadı. Ben Askeri Yargıtay'da kesinleşmiş 7,5 yıl hapse mahkumdum. Sırada askeri mahkemelerde açılmış ve bitmek üzere olan ve cezası en az 70-80 yıl tutacak davalar vardı. Oya Baydar ise zaten "azılı terörist" olarak afişlerle aranıyordu.
Pasaportlarımızın süresi dolmuştu. Konsolosluğa gidip uzatılması için başvursak herhalde "Bunlar ruh hastası herhalde" diye bakacaklar. Mecburen "siyasal sığınma" için başvurduk. Başvuruya eklenmiş basın kartı, onlarca yıla mahkum olduğumuzu kanıtlayan Askeri Yargıtay kararlarının kopyaları filan derken kimilerinin aylarca hatta yıllarca beklediği siyasal sığınma başvurumuz iki hafta içinde kabul edildi.
Mavi kapaklı "mülteci pasaportları" ile Avrupa'da fink atmak artık mümkün. Ama her sınır kapısında da pasaportun kapağını görür görmez suratını ekşiten polislerden, hele Orta Doğu'dan gelmiş bir "mülteci" olduğumuz anlaşılınca "potansiyel terörist" muamelesi görmekten de bıktık, usandık.
Gel gör ki bir yıl sonra döneriz diye geldiğimiz siyasal göçmenlik uzadıkça uzuyor ve ufukta ülkeye dönüş için bir umut ışığı da görünmüyordu.
Kimi "yeşil", kimi "kızıl" Alman arkadaşların öğüdü ve baskısı ile vatandaşlık için başvurduk. Kısa sürede o da kabul edildi ve gıcır gıcır birer Alman (yani AB) pasaportumuz oldu.
Siyasal göçmenlikte 12. yılımız dolarken Turgut Özal "kısmi af" çıkardı. Önce ülkeye döndük. Ardından ben Cumhuriyet'te mesleğe döndüm. Onun da ardından süresi dolan TC pasaportlarını da yeniledik.
"Çifte pasaportlu gazeteci" oldum.
Yurt dışında göreve yollandığımda, başka gazetelerdeki meslektaşlar vize kuyruğunda beklerken çifte pasaport, özellikle AB pasaportu sayesinde "Vize mi? O da ne" diye sorup, uçak koltuğunda yerimi alıp, haberi öteki gazetecilerden 24 saat önce geçmenin keyfini çıkarıyor, fiyakasını yaşıyordum.
Sonra bir gün…
* * *
Sonra bir gün İlhan Selçuk yukarı çağırdı. Kendisine pek yakışan tilki gülüşü ile "kih kih" güldü ve ekledi:
- Seni telef etmeye karar verdim. Bağdat'a gidiyorsun.
Gazeteci tayfasının "Irak'ta bir buçukuncu körfez savaşı" dedikleri koşullarda Irak elçiliğinde iki gün bekleyip TC pasaportuna bir aylık vizeyi kopardım.
Ertesi gün de ABD uçakları kolgezdiği için kapalı olan Irak hava sahası yüzünden Ürdün'ün başkentine, Amman'a giden bir uçağa atladım.
Ürdün'de yabancılar vizeyi havalimanında alıyorlar. TC pasaportuna 20 dolar, Alman pasaportuna 12 dolar vize harcı ödeniyor. Yoksul Cumhuriyet'in cebime koyduğu yollukla doların değil centin bile hesabını yapmak zorundayım. Ürdün giriş vizem için damgayı Alman pasaportuna bastırdım.
Bağdat'a gidecek bizim pikap dediğimiz kocaman arabalar, daha havaalanında müşteri kapıyorlar. Çok ucuza bir pikap tuttum. Çok ucuza sahiden, çünkü pikabın arkasındaki kasaya dört kocaman bidon oturtmuşlar; Irak'ta sudan ucuz benzini, mazotu alıp, benzini, mazotu sudan çok pahalı Ürdün'e öyle dönüyorlar. Hani Irak'a gideceklere neredeyse üste para verecekler…
Akşamüstü inen uçaktan sonra vizeydi, araba kiralamaydı derken gece yarısına yaklaşıyoruz. Yola çıktık. Ay filan yok; ortalık zifiri karanlık. Kötü aydınlatılmış bir kulübeler yığının önünde durduk. Benim sevimli şoför bildiği tek İngilizce kelime ile seslendi:
- Pass…
Anlaşıldı. Ürdün bitti, çıkış kapısındayız. Sonra da Irak'a gireceğiz. Ürdün vizesi Alman pasaportumda. Çıkarıp memura uzattım. Bana baktı, damgaya baktı, bir damga da o vurdu, pasaportu geri verdi.
Tekrar yola çıktık. Zifiri karanlık sürüyor. On, on beş dakika sonra silahlı, üniformalı bir takım adamlar bizi durdurdu. Şoför yine "İngilizce" konuştu:
- Pass…
Eh, Irak sınır kapısına geldik anlaşılan. Irak vizesi TC pasaportumda. Çıkardım. Dört beş kişilik silahlı birliğin komutanı olduğu anlaşılan adama uzattım. Aldı. Baktı. Sayfaları çevirdi ve bir şeyler söyledi. Arapça anlamıyorum ama yine de "vize" dediğini çıkardım. Irak vizesini gösterdim.
- Yordani cevaz, Yordani cevaz?
Ulaaan, rezillik. Besbelli Ürdün sınır kapısından çıkmışız ama henüz Ürdün ile Irak arasındaki tampon bölgedeyiz ve bunlar devriye gezen Ürdün askerleri.
İyi de benim vize Alman pasaportunda. Adam ise elinde tuttuğu TC pasaportumu gösterip "Yordani cevaz, Yordani cevaz" diye soruyor.
"Yordani" dediği Ürdün, "cevaz"ı da daha Amman havalimanında öğrenmiştim, vize demek.
Çare yok. Alman pasaportunu çıkardım. Adama vermeden Ürdün vizesi olan sayfayı açıp gösterdim.
Dil bilmeye gerek yok. Adamın suratı "İki ayrı pasaport taşıyan bir casus yakaladım" demekte. Silahlar doğrultuldu. Aşağı inmemiz emredildi. Ben, ardımdan benim şoför indik. Silahlı muhafızlar eşliğinde, zifiri karanlıkta yürümeye başladık. Herhalde bir kilometre kadar yürüdük ve karanlıkta güçbela seçilen bir kulübeye geldi.
"Casus" ve "casusun şoförü" dışarıda bekletildi. Ekibin komutanı elinde iki pasaportla içeri girdi. Epey sonra çok daha yüksek rütbeli olduğu anlaşılan biriyle çıktı. Beni işaret etti. Komutan eliyle "Gir içeri" dedi. Girdim. Derme çatma bir masa, bir gaz lambası ve birkaç iskemle. Yine eliyle "Otur" dedi. Oturdum. İki pasaport masanın üstünde. Bütün dillerde aynı anlama gelen bir el işareti ile sordu:
- Bunlar ne? Anlat bakalım…
Haydi anlat bakalım.
- Ben Almanya'da mülteciydim de; dönme imkanı yok diye oranın vatandaşlığını da aldım da; sonra da Türkiye'ye döndüm de; böylece çifte pasaportum oldu da, çalıştığım gazete fakir de; cebimde az para var da; sizde Alman pasaportuna vize 12 dolar, TC pasaportuna 20 dolar da; o yüzden sizin vizeyi Alman pasaportuma aldım da…
* * *
Bu mavranın sonu nasıl gelir sizce?
Meselâ ve büyük olasılıkla şöyle:
- … Sonra bana kelepçe vurup hapse attılar. Pasaportlarıma da el koydular…
Hayır öyle olmadı. Onun yerine sahici bir mucize oldu.
Komutan çok sevimli ve her sözcüğünü anlayabildiğim bir "Türkmen Türkçesi" ile sordu. Ben onun her kelimeyi anlayabildiği "Türkiye Türkçesi" ile anlattım.
Sonra komutan bizim Urfa dolaylarındaki "mırra"ya benzer bir kahve ısmarladı, sonra da pasaportları uzattı:
- Gısmetli adamsan vesselam. İstedigün yire istedigün kimi gidiysen. Cevaz neyün ehteyaç degildir. Hemü Turkiya, hemü Allamani. Kısmetlisen vesselam…
Mırra kahveyi bitirip, bir de cigara tellendirip ardından pikaba atlayıp Bağdat'a giden 840 kilometrelik yola çıktık.
* * *
Benim çifte pasaport mavram bu kadarla bitmedi ama yazı da çok uzadı. Çifte pasaportun bir de Bağdat dönüşü gittiğim Israil'e giriş macerası var.
Ama o haftaya kalacak…
Yazarlar
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021