Elif ÇAKIR
Ancak Türkiye’nin 2011’de açtığı “kapı” ile gelinen süreçte açtığı “kapı” aynı değil. Değişmeyen tek şey kapıların “açık” olması.
***
Biliyorsunuz AK Parti Suriye’de daha insanlıkdışı dram başlar başlamaz, coğrafi yakınlık, inanç ve kültür yakınlığı gibi nedenlerle “Açık Kapı Politikası” uygulayacağını ilan etti.
Nitekim iç savaşın birinci ayında, 29 Nisan 2011 tarihinde 252 Suriyeli sığınmacı Türkiye’ye giriş yaptı.
Hakkını teslim etmek gerekir ki Türkiye’nin Suriye’de yaşanan insanlık dışı drama yönelik ortaya koyduğu en anlamlı yaklaşımdı “açık kapı” politikası. Bu insani ve vicdanı tavır dünyanın karşısında Türkiye’yi daha ilk günden itibaren apayrı bir yere koymuştu.
Tabii AK Parti iktidarının Nisan 2011’de uygulamaya başladığı “açık kapı politikası” 12 Haziran genel seçimlerinin en önemli iki propaganda argümanından biriydi. Hem muhalefet partileri hem de AK Parti için. Hatırlayacaksınız 2011 seçimlerinde AK Parti için bir diğer güçlü propaganda da “Mavi Marmara’ya biz izin verdik” söylemiydi.
Dönemin başbakanı Erdoğan Hatay Mitingi’nde şöyle demişti:
“Suriye’den göç etmek durumunda kalan kardeşlerimize kapılarımızı açtık, burada Hatay’da kucak açtık, onlara yardım elimizi uzattık… Kapılarımızı açmaya, kardeşlerimizi bağrımıza basmaya devam edeceğiz.” (28 Mayıs 2011)
Bir ay içerisinde sınırdan geçenlerin sayıları bini bulmuş, ortaya çıkan tablo bu sayının en kısa sürede on binleri bulacağını gösteriyordu.
Kapılar kapanmayacak mıydı peki? Bir gazeteci bu konuyu, “160 kişilik bir grup daha Türkiye’ye sığındı, ne olacak?” sorusu eşliğinde gündeme getirdi. Bir gece önce sınırdan 160 kişilik bir grubun geçtiği bilgisini doğrulayan Sayın Erdoğan şöyle dedi:
“Bu noktada bizim kapıları kapama gibi bir durumumuz söz konusu değil. Kapılarımız açık kalacak. Suriye’deki gelişmeler, üzüntü vericidir, endişeyle kaygıyla izliyoruz.” (8 Haziran 2011)
***
Artan ve artmaya başlayan sığınmacı sayısı ile yavaş yavaş AK Parti’nin açık kapı politikası ve mülteci tartışmaları gündemde daha fazla yer tutmaya başladı.
Sayın Erdoğan şöyle dedi:
“Suriye’de zulme seyirci kalamayız. Hatay’da misafir olarak ağırladığımız Suriyeli kardeşlerimizin sayısı 7500 oldu. Yakın zamanda kampı ziyaret edeceğim. Adım atmaya kapılarımızı açmaya mecburuz, seyirci kalamayız.” (25 Eylül 2011)
***
2012 yılının ortalarında geldiğimizde Suriyeli mültecilerin sayısı 40 bin sınırını aştı, kamuoyunun bir bölümünde “Suriyeliler gitsin” söylemi yükselmeye başladı. Kilis’te Suriyelilerin kaldığı Öncüpınar konteyner kentini ziyaret eden Erdoğan sığınmacılara şöyle seslendi:
“Sizler şu anda kardeşlerinizin yurdunda, kendi evinizdesiniz. Suriye’de güvenlik sağlanıncaya kadar, sizler kendiniz gönüllü olarak dönmek isteyinceye kadar başımızın ve gözümüzün üstündesiniz. Kapılarımız size sonuna kadar açık kalacak.” (6 Mayıs 2012)
5 Eylül 2012 tarihinde AK Parti Genel Merkez’indeki toplantıda konuşan Erdoğan şöyle dedi:
“Batılının yapmadığını biz yaptık. Osmanlı’nın çatısı altına sığınan mültecilere bizim ecdadımız kapısını açmış, onlarla ekmeğini paylaşmıştır. İşte biz böyle bir ecdadın torunlarıyız. Bizim ecdadımız nasıl ki mazlumlara kucak açmanın gururunu yüzyıllar boyu yaşadığıysa biz de kardeşlerimize kucak açmanın gururunu yaşayacağız.”
Şimdi sıkın durun. Bu konuşmada Erdoğan başka bir şey daha söyledi. Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’na mal edilen meşhur “Emevi Camii” meselesi işte bu konuşmada gündeme geldi. CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu ve CHP’yi hedef alan Erdoğan şöyle dedi:
“CHP yarın Şam’a gidecek yüz bulamayacak, göreceksiniz. Ama inşallah biz en kısa zamanda Şam’a gidecek, oradaki kardeşlerimizle kucaklaşacak, Emevi Camii’nde namazımızı da kılacağız.”
***
Hızlıca hatırlamaya devam edelim:
22 Nisan 2014 yılında AK Parti Grup toplantısında Suriyeli mültecilerin sayısının 1 milyona yaklaştığını açıklayan Erdoğan şöyle dedi:
“Şimdi biz Suriye’den bizi sığınan kardeşlerimize kapılarımızı kapatıp, ‘Suriye’de ölün mü’ diyeceğiz. Bunu diyebilir miyiz?”
8 Ekim 2014 tarihinde Gaziantep’te mültecilere seslendi:
“Dikkatinizi çekiyorum Avrupa şu ana kadar sadece 130 bin mülteci kabul etti şimdi de kapılarını kapattı. Ama bizim kapılarımız açık. Sizler Muhacir oldunuz, bizler de Ensar olduk sizin için.”
AFAD lojistik depolarının açılış töreninde yaptığı konuşmada şöyle dedi:
“Suriyeli kardeşlerimizi zorla geri göndermekten, zorla kapı dışarı etmekten bahsediyorlar. Onların ne söylediğine bakmayın onlar Ensar, Muhacir ne demektir bilmezler. Bunları bilmedikleri için de asla başbakan olamazlar, hiçbir şey olamazlar ve asla sizleri siz gönüllü olarak istemediğiniz müddetçe geri gönderemezler.” (18 Şubat 2015)
Son bir hatırlama daha yapalım. 21 Ekim 2018 tarihinde Sayın Erdoğan şöyle söyledi:
“Türkiye’deki Suriyeli kardeşlerimizi ülkelerine geri göndermekten söz ediyorlar. Bunların insanlıktan nasibi var mı? Bunlar Muhacir, biz ise Ensarız. Kimse kapı dışarı edemez Suriyeli kardeşlerimizi.”
***
Esad’ın zulmünden kaçanlara kapılarımızı açarak bütün dünyaya insanlık dersi verdik. Evet, bir mülteci politikamız olmadı, Suriye politikalarımızda yanlışlıklar vardı. Bunların hepsi ayrı bir tartışma konusu ancak artısı eksileri bir kenara, tekrar söylemeliyim ki AK Parti iktidarları dönemindeki en gurur duyulacak politikalardan birisiydi “açık kapı” politikası.
Geçen haftaya kadar yani İdlip’de 36 askerimiz şehit edildiği geceye kadar böyleydi. AK Parti hükümeti o gece olağanüstü toplandı. Biz oradan 36 canımızı şehit edenlere karşı bir kınama bir tepki beklerken o toplantıdan çıka çıka “Ey Avrupa kapıları açıyoruz” kararı çıktı.
Ve akabinde de insanlık adına utanç verici o görüntüler…
Daha düne kadar Batı’nın acımazsızlığına, merhametsizliğine Aylan bebek aynasını tutan Türkiye bugün başka Aylan bebekleri botlara bindiren durumda. Hem de kameralar eşliğinde… Dün Avrupa’ya “Siz yardım etmeseniz de biz ekmeğimizi, ocağımızı paylaşırız” diyorduk bugün “Mültecilere bakmak zorunda değiliz” diyoruz.
***
Politikadır dönemin şartlarına göre değişkenlik gösterebilir. Politikadır dünün ihtiyacına göre hazırlanır bugünün ihtiyacına göre revize edilir. Devlettir dünkü sert politikasını bugünün konjonktürüne göre esnetebilir, yumuşatabilir. Ancak bir devlet politikasında dün ve bugün arasında böylesi uçurumlar olmaz. Bir devletin dış politikasında dün ve bugün arasında uçurumların ortaya çıkması devletlerarası ilişkilerdeki en önemli unsur olan güven duygusunu zedeler. Bu aynı zamanda o devletin ‘a’, ‘b’, ‘c’ meselesindeki politikasızlığının da bir göstergesidir. Daha da önemlisi aynı siyasi parti kendi iktidarları döneminde dün ‘a’ dediğine bugün ‘b’ dememelidir. Çelişkiler yumağına dönmemelidir. Ensar Muhacir diye çıktığı yolda, geldiği yer bu olmamalıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024