Erol KATIRCIOĞLU
Son günlerde bütün ülkede olduğu gibi bizim sitede de “hükümet” ve “cemaat”arasındaki kavgayla ilgili bir çok tartışma yaşanıyor. Bu tartışmalardan biri de “Yetti Artık! Yolsuzluğu da Ergenekoncu’ları da AK’lama!” adlı bir imza kampanyası nedeniyle yaşanmakta. Bu kampanya metnindeki bazı ifade ve düşüncelere katılmayanların görüşleri aslında “hükümet” ve “cemaat” kavgasındaki tartışmaya da ışık tutan bir özellikte olduğundan üzerinde durmakta yarar var.
Bu tartışmada ortaya atılan karşı-görüşlerin aşağıdaki gibi özetlenmesi mümkün:
Siyasi alanda “seçilmiş ve meşru” bir hükümetle, devlet alanında “seçilmemiş”, “hesap sorulamaz” ve “konspiratif bir örgüt” arasında bir kavga var. Bu kavgaya bulaşılacaksa “bir miktar kirlenmeyi” göze alarak bu tartışmaya “hükümet” tarafından bulaşmak, yani bir yandan hükümetin “meşru” bir hükümet olduğu kabulünden giderek hükümeti savunmak”, diğer yandan da onu“ yolsuzluk iddialarını silikleştirme çabasından vazgeçmeye” çağırmak. Siyaseten alınması gereken tutum budur.
Doğrusu böyle özetlenebilecek bu karşı-görüşün bence en sorgulanabilir tarafı “seçilmiş” olmaktan dolayı “hükümete” atfedilen “meşruiyet” konusudur. İki nedenle. Birincisi AK Parti’nin seçilmişlikten gelen meşruiyeti, eylem ve söylemlerinin tümünü doğrulamaz ve sorgulanmaz kılmaz. İkincisi AK Parti’nin demokratik meşruiyeti tam olarak temsil ettiği söylenemez. Eğer toplum istediği partiyi ve kadroları seçebilmek imkanına sahip bir siyasi partiler ve seçim rejimi altında oy kullanmış olsaydı, seçilen partilerin de gerçekten demokratik bir “meşruiyete” sahip olduklarını iddia edebilirdik. Ama bu ülkede durum bu değil. Ayrıca yargının iktidara hedef alan eylemlerinin tümünü cemaat eylemi olarak tanımlamak, bu kez başka bir gayri meşru tutuma ya da yargının meşruiyetinin sorgulanmasına yol açmaz mı?
Bu nedenlerle ,“seçilmiş olmayı” ve bundan dolayı da “meşruiyet” konusunu abartmamak gerektiğine inanıyorum. Eğer bizdeki demokrasiyi bu çerçevede nitelemek gerekirse, bizdeki demokrasinin “eksik bir demokrasi”, demokratik meşruiyetin de“eksik bir meşruiyet” olduğunu kabul etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Yani “eksik bir demokraside, demokratik meşruiyet de eksiktir”. Bu bir.
İkincisi, bu hükümetin en son yaptıklarından giderek nasıl bir hükümet olduğunu yeniden düşünmemiz gerektiğine inanıyorum. Üç bin civarında, aralarında çoğu üst düzey olan polislerin, sayılarını bilememekle birlikte Ergenekon, Balyoz gibi davaları yürüten en önemli savcı ve hakimlerin görevden nasıl alındıklarını bir düşünün? Eğer bu insanlar gerçekten “cemaat” üyeleri iseler, bu aslında “cemaat”in, Hükümetin tanıdığı bir“örgüt” olduğu anlamına gelmez mi? Bu durumda Hükümetin, iktidara gelirken ve iktidardayken, gücünü, devletin her yerinde bir çeşit “gizli” çalıştığını bildiği bir“örgütle” paylaşmış olduğunu kabul etmemiz gerekir ki bu davranışı “demokratik” bir hükümet tasarrufu olarak nasıl kabul edebiliriz?
Eğer durum böyle değilse, yani hükümet salt kuşkulandığı için bu insanları görevden alıyor ve onları bu kuşkular üzerinden mağdur ediyorsa o zaman da bu hükümetin bu uygulamasını demokrasi bakımından nasıl değerlendirmemiz gerekecektir? “Seçilmiş”bir hükümetin “meşruiyet sınırları içinde yapılıyor” diyerek yapılan haksızlıkları onaylamamız mı gerekecektir?
Üçüncüsü, eğer yukarıda öne sürdüğüm gibi hükümetin meşruiyeti “eksik” bir meşruiyet ise, o zaman onun “dolaşıma soktuğu ya da sokabileceği enformasyonun yolsuzluğun gerçek boyutlarına ve gerçek suçlulara ilişkin güvenirliliğini” hiç mi zedelemeyecektir? Mesela ortaya hiçbir kanıtı konmamış “uluslararası bir komplodur” sözünü sakince sinemize mi çekeceğiz?
Bütün bu nedenlerle ben içine sürüklenmekte olduğumuz tartışma konularını iflas etmekte olan “eksik bir demokrasi”nin yarattığı konular olarak görüyorum. İmza metnine tabii ki itiraz edilebilir ve gerçekten de bu metinde tartışılması gereken ifadelerde vardır. Ama yine de bu metnin ne “cemaate” ve ne de “hükümete” bakan, aslında“üçüncü bir göz arayan” bir metin olması bakımından değerlendirilmesinin uygun olacağını düşünüyorum.
Kabul etmek gerekir ki hükümetin yarattığı hegemonik ortamda yapılan bu tartışma, hükümet çevrelerinin bizim de kendilerinin yanında yer almamızı sağlayacak bir hat üzerinde evrilmektedir. Oysa durum bir çok bakımdan açıktır. Seksen yıl bu sistemin cefasını çekmiş “Müslümanları” temsilen iktidara gelen bu siyasi elit bir çok olumlu iş yapmış olmasına rağmen sonunda iktidar işini yüzüne gözüne bulaştırmıştır. Bu bulaşıklıkta hükümetin yanında durup onu yalnızca yolsuzluk iddialarını silikleştirme çabasından vazgeçmeye çağırmak yeterli bir siyasi duruş değildir aynı zamanda toplumu (imza metninde de belirtildiği gibi) “Devlet yapılanması içindeki yasadışı tüm odakların açığa çıkartılması” için “daha fazla demokrasi ve daha fazla şeffaflık” talebine destek vermeye çağırmak da bir siyasettir.
İmza metnini bu çerçevede okumamız neden mümkün olmasın ki?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
16.01.2025