Eser KARAKAŞ
Türkiye’de olan bitenleri yorumlama hem kolay hem de zor.
Kolay, çünkü, istemediğin kadar konu var, problemlerin arka planlarında da iyi bildiğiniz kurumsal hastalıklar var.
Zor, çünkü, bir süre sonra bir kısır döngüye giriyorsunuz, aynı konuları tekrarladığınızı görüyorsunuz, zira problemler adeta hiç değişmiyor.
Geçtiğimiz hafta sonu Bahçeşehir Üniversitesi’nde bir konferansa çağrılan MHP’li muhalif Sinan Oğan’a konuşması sırasında bir saldırı gerçekleşti.
Basında da, en az bu saldırı kadar, Anadolu Ajansı’nın bu saldırı üzerine yaptığı haber-yorum tartışıldı.
Tartışıldı ama kanımca yine mesele kurumsal boyutundan kopuk olarak ve yanlış bir eksende tartışıldı.
Anadolu Ajansı’nın yaptığı haber gerçekten çok çirkindi, böyle bir fiziksel saldırıyı protesto kelimesi ile ifade etmek kabul edilebilir bir şey olamaz.
Bir kendini bilmez aynı şekilde, aynı yerde mesela bir AKP’li bakana ya da bir AKP milletvekiline saldırsa idi, aynı muhabir bu haberi “AKP’li bakana protesto” biçiminde verebilir mi idi?
Zerre kadar izan, ahlak, insaf ve akıl sahibi iseniz bu soruya olumlu yanıt veremezsiniz.
Peki maaşını seksen milyon vatandaşın vergilerinden alan bir muhabirin yaptığı bu densizlik, bu açık taraflı davranış nereden kaynaklanıyor?
Bu sorunun yanıtı çok basit: Anadolu Ajansının kurumsal anlamda taraf oluşundan.
Peki tersi mümkün mü?
Bence mümkün de değil, AA çok büyük ölçüde kamu parası ile finanse ediliyor, başına tayin edilen kişiyi siyasi iktidar belirliyor ve “tarafsızlık ilkesi” de anlamsızlaşıyor.
Bu tür bir kurumu da zaten tarafsız hale getirmek hem tanımsız hem de olanaksız bir çaba olurdu.
Yapılması gereken en iyi iş, AA’yı ya kapatmak ya da en kısa sürede, yabancı yatırımcının da katılacağı bir ihale ile tamamen özelleştirmek.
Bu da pratikte mümkün olmuyor zira her siyasi iktidar, dün başkası idi, bugün AKP, yarın yine başkası olacak, iktidarı sırasında bu büyük haber ağını kendi çıkarına göre kullanmak istiyor.
Muhalefet ise, ya, yarın ben de bu ağı kullanabilirim diye, ya da, biraz nostaljik, biraz ulusalcı kaygılarla AA’nın kapatılmasına, özelleştirilmesine karşı çıkıyor.
Yukarıda satırlarda Anadolu Ajansı yerine TRT’yi koyun, konunun mantık ve içeriği hiç değişmeyecektir.
Anadolu Ajansı ya da TRT’nin kamu kuruluşu olmadığı bir Türkiye’de vatandaşın haber alma hakkı ve özgürlüğünde bir azalma olacak mıdır?
Bu soruya da olumlu yanıt vermek olanaksızdır.
Günümüzde, bir haber ajansının ya da bir radyo-televizyon kurumunun kamu hizmeti üretmesinin ne anlama gelebileceğini bana dört başı mamur biçimde anlatabilecek kimse yoktur.
AA ya da TRT’nin ürettiği hizmet kamu hizmeti değilse, bunu söylemek hem güncel pratikte hem de teoride artık imkansızdır, peki öyleyse bu kurumların hala kamu kurumları olmasını, kamu parası ile finanse edilmesini savunmanın anlamı ne olabilir ki?
Kamu hizmeti yayıncılığı kavramının geçmişi İngiliz yayın Kurumu BBC (British Broadcasting Corporation) kuruluş yıllarına dayanır. Bu kavramı BBC’nin ilk Genel Müdürü John Reith ortaya atmıştır.
Peki neymiş kamu yayıncılığı: Kamu Hizmeti Yayıncılığı, “Halk için yapılan, halk tarafından finanse edilen ve halk tarafından kontrol edilen” yayıncılıktır deniyor.
Bu tanımın, şayet ön yargılarınız yoksa, bugün, teknolojinin geldiği bu aşamada ne kadar komik hale geldiğini görmeniz gerekir.
Bu tanımın ortaya atıldığı senelerde tek anlamlı konu kamu yayıncılığının nüfusun tümüne ulaşabilirliği idi ama bu konu da artık teknolojik gelişmeler sonunda anlamını adeta tümüyle yitirdi.
Kamu yayıncılığının bizdeki pratiği eskiden “Başbakan Genelkurmay Başkanı ile haftalık olağan görüşmesini yaptı” haberi idi; şimdi ise fiziki bir saldırıyı, saldırı muhalefete ise protesto, iktidara ise saldırı tabirleriyle vermek.
Mantıksızlığın özü değişmiyor yani, zaten de yapısal nedenlerden değişemez.
AA, TRT gibi kurumların statülerini değiştirmenin bizdeki temel zorluğu bu yayıncılık kurumlarının artık anlamsız varlığının başka saiklerle de olsa hem iktidar hem de muhalefet tarafından savunulması.
Diyanet meselesine, laiklik ve alevi konuları üzerinden, araya başka bir konu girmez ve Allah sağlık verirse Cumartesi yazımda gireceğim ama Diyanet konusu da AA ve TRT konularına çok benziyor, hem siyasi iktidar hem de muhalefet, farklı saiklerle bu kurumun da sürmesinden yanalar ama bu arada, AA, TRT, Diyanet İşleri Başkanlığı Türkiye’sinde sürmesi ciddi anlamda tehlikeye giren konular haber alma hakkı ve özgürlüğü, din özgürlüğü ve özgürlükçü hukuk devleti oluyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
18.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025