Gülay GÖKTÜRK
2010 yılının Haziran ayında Mavi Marmara katliamına yönelik protestoların en yoğun olduğu günlerde yazmışım şu satırları:
“İlerici ve laik kamuoyumuzun Taksim’den yükselen her ‘Allahüekber’ feryadıyla birlikte tüylerinin diken diken olduğunu; televizyonlarında yurda getirilen yaralıların görüntülerini izlerken, her çember sakallı yaralı görüntüsüyle birlikte yüzlerinin ekşidiğini, bu eylemde Müslüman duyarlılığını hatırlatan her şey karşısında derin bir antipati duygusuyla sarsıldıklarını adım gibi biliyorum. Onlar bu tablodan nefret ediyor; uluslararası basında böyle bir resmin çıkması, Türkiye’nin böyle bir tablo içinde yer alması karşısında paniğe kapılıyor ve bu panik içinde, eyleme ne kulp takacaklarını bilemiyor, resmen saçmalıyorlar.
Ama çok basit bir şeyi düşünmüyorlar:
Eğer ortaya çıkan ‘İslami’ tablodan rahatsızsanız neden bu tabloyu değiştirmiyorsunuz? Neden o gemide yoksunuz? Neden Taksim’e çıkmadınız? Neden Gazze’de işlenen insanlık suçunu protesto edenlere, göğsünü siper ederek ablukayı kırmaya çalışanlara katılmadınız?
Neden aynı şeyi Sırp katliamı sırasında yapmadınız? Sarajevo top atışları altında inlerken, yüzbinlerce Müslüman katledilirken oraya koşanların arasına katılmadınız?
Neden Filistinliler’i on yıllardır haydut bir devletle baş başa, yapayalnız ve çaresiz bıraktınız?
Eğer gemideki 800 yolcunun büyük çoğunluğu dindar insanlarsa ve bu katılımcı profili, eyleme doğal olarak dini bir renk veriyorsa, bu onların kabahati mi yoksa orada olmayan sizin kabahatiniz mi?
Zulüm altındaki Filistinliler için şu anda sadece dindar insanlar gözyaşı döküyor, sadece onlar bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ama bu onların tercihi değil. Onlar yıllardır uluslararası bir ittifak cephesi oluşturmaya çalışıyor. Onları yalnız bırakan sizlersiniz; ‘bu Müslümanlar’ın meselesi’ diye kenara çekilen, onları kendi başına bırakan sizsiniz. Sonra da ortaya çıkan ‘manzarayı’” beğenmiyor; bütün dünyanın vicdanlı insanlarının takdir ettiği, belki de Gazze’nin ablukadan kurtulmasıyla sonuçlanacak kahramanca bir eyleme riyakârca kulp takmaya çalışıyorsunuz.”
DİSK’e teşekkür
Açık söyleyeyim, son Gazze saldırısına karşı yapılan protestolara baktığımda 2010’daki manzaranın tekrarlandığını görüyor ve üzülüyordum. Oysa Filistin davası 70’li yıllarda Türkiye’de en fazla solculardan, sol kamuoyundan destek bulmuştu. Mazlum Filistinliler’e yardım etmek için oralara giden ve İsrail saldırılarıyla hayatını kaybeden nice arkadaşımı hatırlıyor ve bu manzarayı bir türlü hazmedemiyordum.
Ama şu anda, bu çarpık tablonun değişmekte olduğunu görüyorum.
Tek tek çıkan seslerin ötesinde, ilk defa geniş tabanlı, önemli bir sivil toplum kuruluşu, aktif bir biçimde Gazze’ye sahip çıkıyor; oraya gitmekten, Gazze halkına omuz vermekten söz ediyor.
Hümanist aşı
DİSK’in yıllardır süren bu yanlış saflaşmayı kırarak yaptığı işin önemli bir iş olduğunu görmeli ve takdir etmeliyiz. Sadece Filistin’e sahip çıkmanın sadece dini duyarlılıkla ilgili bir mesele olmadığını, insanlıkla ilgili bir mesele olduğunu göstermesi bakımından değil. Aynı zamanda,Gazze eylemlerine çoğulcu bir karakter kazandırarak, protesto hareketleri içinde gelişen hatalı eğilimlere karşı uyarıcı bir faktör; ortaya çıkabilecek sapmalara karşı “düzeltici” bir etki yaratabileceği için…
Bu noktayı neden vurguladığımı anlamışsınızdır sanırım.
Zira esas olarak İslami duyarlılığa sahip olan örgütler tarafından organize edilen bu protestolarınhümanist bir aşıya ihtiyacı olduğu, İHH Başkanı Bülent Yıldırım’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı konuşmayla çıktı ortaya.
Hem de çok vahim bir biçimde çıktı…
Bilelim ki, Gazze protestolarının iklimi, Yıldırım’ın Türkiyeli Yahudiler’i tehdit mahiyetindeki o sözleriyle şekillenirse İsrail’in Filistin topraklarına ektiği düşmanlık tohumlarını temizlemeye çalışırken, bu ülkenin topraklarına nefret ve düşmanlık tohumları ekmiş oluruz.
Buna müsaade edilemez, edilmemelidir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015