Kemal CAN
Bu hafta hiç yapmadığım, muhtemelen daha sonra da pek tercih etmeyeceğim formda bir yazı kaleme alacağım. Gündemi ele geçiren ve bir süre daha bırakmayacak görünen “süreç” tartışmalarını, kendim için de bir izlek oluşturacak şekilde madde madde ele almak istiyorum.
1- Bazı şeylerin aynı kalmayacağı, sürerken ve bittiğinde, -iddia edilen çeşitli hedeflere yaklaşmasa bile şimdiden- önemli etkiler yaracak bir süreç yaşanıyor.
- Herkes dahil olmaya çalışıyor. Kimse, dışında ve tepkisiz duramıyor ya da kalamıyor. Şaşırtıcı çıkışlar ve aldığı karşılıklarla yürüyen bir gündem var.
- İç veya dış aktörler, -provokasyonlar dahil- her yolla dahil olmak için hareketlenmiş görünüyor. Ayrıca aktif aktörler ve fonksiyonları değişiyor.
- Pek çok aktör yeni pozisyonlar alıyor, bazıları pozisyon değiştiriyor, bir kısmı pozisyon tahkim ediyor ve boşa düşenler, ipe sarılanlar görülüyor.
- İp atma polemiğinde gördüğümüz gibi, mesela milliyetçilik zemininde belirgin pozisyon çalkalanmaları şimdiden başladı, aceleci çıkarımlar da.
- “Bir şey olmadığını, asla olamaması gerektiğini” söyleyen rehavet ya da endişe kaynaklı hezeyanlar var. Kaba çıkarımlar, komplo teorileri yarışta.
- Özetle, “duvara asılı tüfek” görünmekle kalmadı, artık patladı. “Bir süreç başlıyor mu” geç bir soru, sadece başını geç gördük ve artık içindeyiz.
2- İç ve dış dinamiklerin süreçteki ağırlığı tartışmaları sürüyor. Önceki süreçten de biliyoruz ki, bilgiler hiç güvenilir değil ve görünenle her şeyi açıklamak da çok sorunlu.
- Muhalefet kamuoyunda ikna edici bulunan, biraz tefekkürü gereksiz gören yaklaşım, kaba “pazarlık” etiketiyle rafına koydu, kafası rahat.
- İktidar cephesinde ise ağırlıklı olarak “dış tehdide” dikkat çekilerek, “devlet aklının” devrede olduğu “iç cepheyi güçlendirme” tezi işleniyor.
- Her iki yaklaşımın, “karşı mahallede” de -olumlu veya olumsuz anlamlar yüklenip, bağlamı değiştirilerek- destekçi bulabildiğini izliyoruz.
- İç ya da dış dinamik zorlamasıyla, iktidarın bu hamleye mecbur kaldığını düşünenler, farklı imalarla “pazarlık” yerine “fırsat” demeyi tercih ediyor.
- Sürecin zamanlaması ve ilerleme hızı konusunda birden fazla dinamiğin ve birbirleriyle ilişkilerinin etkili olduğunu düşünmek hiç yanlış olmaz.
- Meselenin güncel ve tarihsel özelliği nedeniyle ve başlatan aktörlerin öncelikleri itibarıyla, iç dinamiğin çok daha belirleyici olduğu fikrindeyim.
3- Hızı ve muhtemel hedefi açısından önceki süreçten hayli farklı. Fakat ilk reaksiyonlar, kullanılan semboller ise -aktörler değişse bile- fazlasıyla benzer.
- TUSAŞ saldırısı, önceki süreçteki provokasyonları fazlasıyla hatırlatıyor. (Paris saldırısı, tutanakların sızdırılması, MİT operasyonu ve Ceylanpınar)
- “Kürsüden ip atma”” meselesi de sembolik benzerlik olarak not edilebilir. 2007’de Bahçeli’nin attığı ip, şimdi ona döndü ve odasında sergileniyor.
- Öcalan yine önemli aktör ama daha önce AA’nın canlı yayın yaptığı Kandil’in süreç dışı gösterilmek istendiğini düşündüren güçlü bir ima var.
- CHP, ihtiyat payını aşan “kandırmaca” yorumuna ve “kimler kimlerle beraber” muhalefetine dayalı eski pozisyonuna bu kez mesafeli durdu.
- Biraz hızlı teşekkürler gelse, “amasız destek” açıklamaları yapılsa bile DEM ve Demirtaş, Bahçeli’nin ardına düşme görüntüsünden kaçınıyor.
- Önceki süreç de “çözüm” ön ekiyle kodlandı ama herhangi bir şeyi çözmedi, böyle hevesi olduğu da tartışmalı. Şimdi de aynı şüphe güçlü.
4- Bu sürecin başlatıcısının Bahçeli olması çok önemli farklardan biri elbette. Beklenmedik aktörden gelen hamle, sürecin ivmesini artıran en önemli unsur.
- 1987’de MHP’de göreve gelişi, 1997’de Genel Başkan olması, 1999 koalisyonu ve 2001, 2007 tutumu, 2015 hamlesinde bir süreklilik var.
- Bahçeli’nin ismiyle müsemma, “önce devletim” sözü, hamlelerinin önemli bir kısmının kişisel veya “siyasi” olmadığı imasını taşıyor.
- Beka tehdidi saydığı Erdoğan’ı desteklemeyi “beka gereği” olarak değiştirebilmesinin gerekçesi neyse, şimdi attığı adımın nedeni de o.
- 2015’de iktidarda kalmak için, Erdoğan’ı ideolojik aşı ve yeni rotaya razı (mecbur) eden süreçte, bir kanadın “siyasi komiserliğini” üstlendi.
- “Koltuk değneği olduğu için bitecek” iddiaları doğrulanmadığı gibi hem desteğini korudu hem etkisini genişletti. Ciddi bir kopmayı bile atlattı.
- 2017 referandumunun getirdiği 50+1 mecburiyeti, aritmetik; Erdoğan’ın yalnızlaşması, siyasi; Kürt sorunu, ideolojik patronajını sağlamlaştırdı.
5- “Devlet” tek ve mutlak bir hiyerarşiye bağlı gizemli bir aygıt değil. Devlet başka hükümet başka -hele şimdi- hiç değil. Hegemonya mücadelesi ve rejim terkibi rekabeti ise süreklik arz eden bir fıtrat.
- Son hamle, ister Erdoğan’ı kurtarmak, isterse sıkıştırmak için yapılmış olsun, iktidardaki hakim blok mücadelesiyle ilgili bir boyutu var.
- Bundan birkaç ay önce pek rağbet gören kulisler, MHP’nin iktidardan tasfiyesi üzerine inşa ediliyordu. Buna bağlı stratejiler bile kurulmuştu.
- Bahçeli’nin DEM Parti konusunda kısa süre önce söylediklerini herkes hatırlıyor ama beş ay önceki “normalleşme” resti çabuk unutulmuş gibi.
- Şimdi, hiç varlık gösteremeyeceği varsayılan bir zeminde, kendisine ve Erdoğan’a manevra alanı açıyor, hem de aktörleri ve sınırları belirleyerek.
- 2015’teki gibi Erdoğan’a belki kurtuluş yolu açıyor ama sürecin dışında kalmayıp, bu hamlenin kendisine mecburiyetinin altını çiziyor.
- Erdoğan’ın haberdar olmadığı veya hevesli görünmediği yorumlarını ve suskunluğunu biraz da bu pencereden okumak mümkün.
6- Bütün süreçler, başlatanın niyetinden veya beklediği sonuçtan ibaret veya ona mahkum değil. Hele toplumsal ve siyasal süreçler asla doğrusal ilerlemiyor.
- Süreçler, bazen başlatanın, bazen başlayan yerin, bazen de sonucun işaret edildiği ön ekle isimlendirilir. Annan Süreci, Oslo Süreci, Çözüm Süreci gibi.
- Süreç ilerlediğinde, başlangıçta pek titizlenilen ismin yarattığı çağrışımının pek bir önemi kalmaz. Çoğu zaman tezat oluşturan bir içeriğe evrilebilir.
- Sürece dahil olacak veya müdahale edecek aktörlerin tutumları, tamamen başka bir sonuca varabilir veya beklenen amacın akim kalmasını sağlayabilir.
- Bazen de sürecin görünen amacı gibi algılanan veya sunulanlar, nihai hedefi perdeleyen bir fonksiyon kazanır. Süreç, belki başka bir sürecin öncülüdür.
- Mevcut veya süreçte dahil olan aktörler, oluşan zemini bambaşka bir sonuç veya pozisyon için değerlendirebilir, kullanabilirler veya değiştirebilirler.
- Dolayısıyla, bir süreçle karşı karşıya olunduğunu görmekle, bu süreci amaç odaklı olarak isimlendirmek arasında ciddi bir mesafe olmalı ve korunmalı.
7- Sürecin nereye varacağı sorusunun cevabı çeşitli başlıklar için farklı olabilir. Geçen sefer de pek yaklaşılmamış sahici “çözüm”, bu sefer de en uzak ihtimal.
- Bahçeli’nin esneme sınırları sanılandan çok daha geniş. İdam meselesi, her dönemdeki tokalaşmalar ve 2019 Öcalan mektubu eski örnekler.
- Bahçeli, önceki süreçte de -potansiyeli dikkate alınırsa- çekimser sayılırdı. “İp atmanın” (2007) karikatür etkisi de caydırıcı değil cesaretlendiriciydi.
- İç veya dış gerekçeli ama kesinlikle pragmatik olan yeni arayış, esnemeyi aktöre özel tarif ediyor ve sorunla yüzleşmeyi yine pas geçiyor.
- Dış dinamik ve iç dinamik ağırlıklarına göre farklı çıkarımlar yapılıyor. Aktörlerin çözüm öncelikleri başka ve karşıdakini de tam bilmiyorlar.
- Hem PKK’nın en güçlü döneminde olduğunu söyleyenler (Mehmet Yılmaz) hem devletin en avantajlı konumda olduğunu söyleyenler (Mümtazer Türköne) var.
- Aktörlerin pozisyonları kadar kapasiteleri de netleşmiş değil. Hatta çoğu, kendi kapasitesini dahi bilmiyor, yoklamalarla ölçmeye çalışıyor.
8- Süreç, iç politikada önemli değişiklikler yaratmaya aday. Daha şimdiden ciddi etkiler yarattı ve burada kalsa bile bu etkilerin bazıları daha ileriye taşınacak.
- Dört işlem siyaseti veya siyasi aritmetik yaklaşımı hala çok popüler hatta başka ihtimalleri tartışmayı lüzumsuz ve kötü niyet sayacak kadar agresif.
- Oysa “Erdoğan’ı tekrar seçtirmek” hukuki (anayasa) bir mesele olmaktan ziyade siyasi bir müşkül ve meclis aritmetiğinin pek yetemediği bir alan.
- Anayasa değişikliğiyle Erdoğan’a adaylık yolu açılması epeydir gündemde. Saklayan da yok. Bu indirgeme, bir keşif değil zaten olması istenen bir şey.
- Kürtlerin küçük lütuf ve vaatlerle oyalanarak ya da “ihanet sayılacak” tavizler verilerek ikna edilebileceği iddiasına hevesliler şimdiden atakta.
- Epeydir pozisyon sıkıntısı çeken ve “milliyetçi muhalefete” yeni kulvar açıldığına hükmedenler hamasete erken sarıldı. Anketçilik öne çıktı.
- Benzer bir kırılma, “tarihin doğru tarafında yer almalıyız” diyen Özgür Özel’in, bu sözlerine verilen tepkilerde kendisini gösterdi.
9- Sürpriz bir aktör tarafından, beklenmedik bir zamanda ve fazla hızlı başlayan süreç, çok sağlam görünen veya zannedilen bazı pozisyonların tartışılmasına ve elbette tepkilere neden oldu.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
16.02.2025
19.11.2024
11.11.2024
7.11.2024
2.11.2024
3.09.2024
14.06.2024
20.04.2024