Kemal CAN
Gündemin en hareketli başlığı Sedat Peker videoları olduğu için, her gelişme, yaşanan her şey onun yaratığı etkiler üzerinden açıklanmaya çalışılıyor. Açıkçası bu popülerlikte ve bu dayanıklılıkta bir gündem uzun süredir yaşanmamıştı. (Bu belirleyiciliği gördükçe, dokunması gereken düğmeleri daha iyi fark eden Peker de bunu iyi köpürtüyor) Videolardaki bilgiler ve takiben ortaya çıkan tepkiler, doğrudan iktidarın karanlık yüzündeki ittifak çözülmesinin tezahürü olarak değerlendiriliyor. İktidar ve hatta muhalefet doğrudan muhatap almıyor gibi görünse de çözülme ve çatışmanın öncü-artçı sarsıntıları olarak -uzun süredir ortalıkta olmayan ve ancak “seyirlik” mevzularda tezahür eden- geniş bir kamuoyu tarafından kıymetlendiriliyor. Ancak iktidar ittifakının görünen ya da görünmeyen derinliklerde yaşanan bu kriz, içinde olduğumuz akut durumla sınırlı olmayan bir içerik ve maziye sahip. İktidarla sınırlı olmayan derinlikte bir toplumsal krizin dışa vurumu. Gördüklerimiz kadar, görülenlere verilen tepkiler de bunu gösteriyor.
Bu konuda, beş sene önce Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan söyleşiden bir pasaj: “Demokratik işleyişin, temel dinamiklerinin yapısal ve dönemsel krizlerinin yanına ağır bir ‘kamuoyu sorunu’ da eklenmiş görünüyor. Hem siyaset alanının kamuoyundan etkilenme biçimi bozuldu hem de kamuoyunun siyaseti izleme kriterleri. Bu, pek çok anormalliği normalleştiriyor, kanıksanır hale getiriyor. Kamu gücüyle yapılan sistematik eziyete, koca bir kalabalık gönüllü sağırlıkla cevap veriyor. 90’larla kurulan benzerliğin, pek çok uygulama açısından aşılmasının yanı sıra, çok daha yıkıcı bir süreç işliyor: Bu sefer her şey, herkesin gözünün önünde, gözünün içine bakarak ve hatta gözüne sokarak yapılıyor. Yıllar sonra, bundan üç beş yıl önce kalabalık korolarca seslendirilen ‘90’larda neler olmuş valla bilmiyorduk’ biçiminde bir yalan bahane dahi ileri sürülemeyecek. Dolayısıyla, toplumun siyaseti yeniden harekete geçirecek duyu organlarının kalıcı biçimde hasar görmeye başladığı bir bozulmanın eşiğinde değil göbeğindeyiz.”
“Derin devlet”, mafya-siyaset-para ilişkisi, çeteleşme ve alenileşmiş kanunsuzluk tarihi konusunda, geçmiş deneyimlerle ilişki kurularak farklı milatlar veriliyor. Bunların hiç yeni olmadığını, daha önceki kapışmalardan sızanlarla biliyoruz. Bu hafızaya dayanarak, sürecin nasıl işleyeceği hakkında da çeşitli kestirimler yapılıyor. “Yeni bir şey yok” veya “daha önce ne oldu ki?” benzeri karamsar yorumlarla sık karşılaşılıyor. Daha önceki örneklerde gayet açık izlediğimiz üzere, aktörleri değişse veya sık sık çok sert çatışmalar yaşasa da epey önce kurulmuş bir çıkar çarkı fazla sekteye uğramadan hep dönmeye devam ediyor. Kutsallaştırılmış güvenlik devleti algısı ve beka tehdidi üzerine inşa edilen olağanüstülük rejimi ile artık en yaygaracı sözcülerince ne kadar altı boş olduğu anlatılan hamaset ve düşmanlık, bu çarkı döndüren enerjiyi ve perdeyi temin ediyor. Siyaset ise hem iktidar hem muhalefet tarafında kendisini inkar ederek sürece katılıyor. Bu yaşananlar karşısındaki itiraz, etkili bir toplumsal talep halinde siyasete yönelmiyor, siyaset böyle bir talebin peşine düşmüyor.
2015 Haziran-Kasım seçimleri, 15 Temmuz ve ardından gelen sistem değişikliği referandumu, yıllardır süren siyasetsizleştirme (veya anti-siyaset) programının özel bir aşamasıydı. Beka tehdidi üzerinden meşruiyet temin etmeye yönelen çoğunluk hegemonyası, çok garantili ideolojik takviyelerle, kişiselleştirilmiş bir modele dönüştürülmek istendi. Bahçeli’nin “mevcut durumu hukukileştirmek” şeklinde tanımladığı bir ihtiyacın sonucuydu bu sistem değişikliği. Bu hamlenin siyasete yaptığı müdahale ise parlamentonun işlevsiz hale gelmesi, güçler ayrılığının ortadan kaldırılması, devlet kapasitesinin imhası, partilerin etkisizleşmesi ve ittifakları zorunlu kılmasından çok daha fazlasıydı. Özellikle “kişiselleştirme”, sadece “tek adamın” mutlak iktidarının önünü açmak için yapılmıyordu, toplumun siyasetle ilişki kurma pratiğinin anti-siyasete cılız direnişinin tabutuna son çivi çakılıyordu. İktidarın tepesine yerleşen siyasi elit, üzerinde yükseldiği toplumsal-siyasal taleplere ihanet ederken, kendi başında olduğu siyasi yapıyı da varlık gerekçesini inkara zorluyordu.
Dört yıl önce bu köşedeki “16 yıllık hikaye asılında bitti” yazısından bir pasaj daha: “Beştepe’nin siyasi işler dairesine dönüştürülmek istenen AKP’nin, bu yeni duruma uydurulması hiç kolay bir süreç olmayacak. Kolay olmayacağı gibi, Erdoğan açısından asla tatmin olunacak bir hale de gelemeyecek. Çünkü bu ölçüde kişiselleşmiş bir iktidarın ihtiyaç duyduğu aygıtları (elbette partiyi de) mevcut yapıları dönüştürerek oluşturmak çok zor. İstendiği kadar ‘yeni devlet kurmaktan’ bahsedilsin, istendiği kadar ‘sessizce’ veya açık açık yeni rejim inşası adımları atılmaya çalışılsın”. Daha sonra çeşitli yayınlarda (mesela 28 Mart 2018 Medyascope) ve yazılarda, yeni sistemde imha olan ilk partinin AKP olacağını söyledim. Geçen hafta Halk TV’de Murat Sabuncu’ya konuk olan Murat Yetkin, AKP içindeki derin rahatsızlığı şöyle anlatıyordu: “Birkaç bakan dışında diğer bakanların çok etkisi yok. Bu AK Parti içinde belli bir gerilime yol açıyor. ‘Biz burada neciyiz’ duygusu hem parti kademelerinde hem milletvekilleri arasında giderek yaygınlaşıyor”. Hiçbir şey olmaya razı oldukları için şimdi, “neciyiz” diye sormak zorunda kalıyorlar.
Böyle göründüğünün farkındayım ama yukarıdaki üç alıntı, “ben demiştim” iddiasını ileri sürmek için değil. Bugün yaşanmakta olan tablonun, birdenbire ortaya çıkan, öngörülemeyen süreçlerin tetiklediği bir mesele olmadığını tekrar söylemek için. Üstelik konu, Peker videolarının açığa çıkarttığı karmaşık ve karanlık ilişkilerle de sınırlı değil. Dönmekte olan çarkı, o çarkı çeviren enerjiyi, o çarkın başına atanan iktidarları ve dağıtımı düzenleyen ortaklığı garanti altına almak için yaratılan sistemin zorunlu sonucu bütün olanlar. Bu ülkede yaklaşık 50 küsur senedir, hakim kılınan ekonomik modelin paralelinde inşa edilen anti-siyaset zemini yürürlükte. Siyasetin, hem ekonomik tercihler hem siyasi mühendislik alanını zorlayan direncinden üremiş krizler serisinin de, anti-siyaset için haklılık gerekçesine çevrildiğine şahit olduk. Son beş-altı senedir yaşananlar, bir iktidarın dönüşümü, değişimi veya başkalaşması değildi. Bir liyakat sorunu veya çetelere, mafyaya teslim olunması da değildi. Yaşanan şey, salgın yönetiminden MB krizine, dış politika saçmalıklarından kurumsal kapasitenin tam çöküşüne kadar yaygın bir dağılma. Siyaset, inkar ve ihanet serisini intiharla tamamlamaya zorlandı. Bundan kurtulabilmek, en başa dönüp siyasetin toplumla buluşması, toplumun siyaseti yeniden tanımlamasıyla mümkün.
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları

































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.11.2025
16.11.2025
3.11.2025
26.10.2025
12.10.2025
5.10.2025
28.09.2025
14.09.2025
17.08.2025
17.08.2025