Kemal ÖZTÜRK
Toplumların kırılgan fay hatları vardır. Deprem kuşakları gibi. Yüksek basınçta ilk o noktalar kırılır. Buna fay hattı denir. Sosyoloji bu fay hattı tabirini çok sever.
Devletler, hasım gördükleri ülkelerde bu fay hatlarını tetiklemeye çalışırlar. Her devletin istihbaratı diğer ülkelerin sosyolojisinde nerelerin kırılgan olduğunu bilir ve buraya basınç yapar. Amaç, hasım devlet güçlenmesin, güçlü bir toplum yapısına sahip olmasın ve kendisine bağımlı kalsın.
TOPLUMUN FAY HATLARI NELERDİR?
Küçük değişiklikler gösterse de, genelde toplumların tümünde fay hatları dini azınlıklar, enik azınlıklar, mezhep azınlıkları, aşırı uç ideolojiler, fanatik dini gruplar, aşırı fakirlik, gelir dağılımındaki adaletsizlik… gibi konular olur.
Toplumun bu ve benzeri alanları, diğer yerlere görece daha ince, hassas ve duyarlı olduğundan kırılgandır.
İsyanlar, darbeler, kaos, terör, bölünmeler, ayrılıklar, iç savaşlar bu fay hatlarının kırılması sonucu oluşur.
İspanya’da ayrılıkçı Katalanlar, Amerika’da siyahi ve Latin azınlık, Almanya’da faşist eğilimli aşırı uçlar, Suudi Arabistan’da mezhebi azınlık, İran’da Kürt azınlık bu ülkelerin fay hatlarıdır mesela.
TÜRKİYE’NİN FAY HATLARI
Türkiye bir imparatorluk bakiyesi olduğu için toplum yapısı homojen değil, kozmopolittir. Yani her milletten, her dinden, her kimlikten insanın yaşadığı bir ülkeyiz. Kırılgan fay hatlarının olması doğal. Mesele bunu yönetebilmektedir.
Osmanlıdan beri batılı ülkelerin kırmaya çalıştığı üç önemli fay hattımız vardır.
Azınlık milletler, Ermeniler.
Etnik azınlık, Kürtler
Mezhebi azınlık, Aleviler
Bu üç fay hattından biri olan Ermeni meselesi, artık kırılgan aktif bir fay değil ama artçı etkileri hala devam ediyor.
Diğer iki fay hattı ise hala birileri tarafından istismar edilmeye, kırılması için tetiklenmeye devam ediliyor.
Aslında Kürtler etnik bir azınlık değil, devletin ana kurucu milletlerinden biridir. Ancak ilk öce Ruslar, ardından İngilizler ve son olarak Amerika, Kürtler içinden ideolojik ayrıştırma çabalarında başarılı oldu. PKK bunun en tipik örneğidir. Örgüt bugüne kadar Rusya, İngiltere, Almanya ve Amerika ile işbirliği yaparak bugüne kadar geldi. Yabancı devletler PKK üzerinden etnik azınlık fay hattını tetikleyerek yıllardır Türkiye’nin büyük sıkıntılar çekmesine neden oldu.
Avrupa devletleri Alevi meselesini de uzun süre tahrik etti. DHKP-C, Alevi inancını, tarihsel küskünlüğünü ve azınlık hissini kullanarak gençleri terörize eden örgüttü. Tıpkı PKK gibi.
YENİ BİR FAY HATTI DOĞUYOR
Bu eski fay hatlarına bir yenisi daha eklendi bana göre: Dini topluluklar.
Son yaşadığımız olaylar tarikat, cemaat ve gurupların gittikçe kırılgan bir fay hattı olmaya doğru gittiğini gösterdi bize.
‘Kutsallaştırdıkları’ dini liderleri, cemaatleri, kuralları, yaptıkları ve hedefleri eleştirildiğinde son derece agresif bir tepki ile karşılaşılıyor.
Aslında FETÖ, kutsallaştırılmış lider ve cemaat algısıyla, sonunda kendine özgü bir din haline gelebileceğini ispatladı. Bu ‘üretilmiş din’ ölmek ve öldürmek üzerine kurgulanmış binlerce ‘intihar robotu’ yetiştirme kabiliyeti de geliştirdi.
Benzer durum IŞİD için de geçerlidir. IŞİD’in din anlayışı, inanç algısı ve uygulamaları, eşi benzeri olmayan bir İslam anlayışını gösterdi herkese. IŞİD de, ölmeye ve öldürmeye kurgulanmış binlerce ‘intihar robotu’ yetiştirdi.
İki örgütün temel benzerliği, adanmış hayatlar, kutsanmış lider/cemaat, sorgusuz itaat ve şüphesiz inanç üzerine, kapalı devre bir sistem kurmalarıdır.
İslam dünyasında böyle bir sistem üzerine inşa olmuş başka yapılar var mı? Evet var.
Bu yapılardan örgüt doğması da, yabancı devletlerin kontrolüne girmesi de, son derece kolaydır. İşte üzerinde düşülmesi gereken konu budur.
Buna karşın son derece sağlıklı zeminler üzerine oturmuş tarikatlar, cemaatler, gruplar da var. Onların varlığını da toplum için faydalı görüyorum.
Lakin tartışma ciddi. Bu konuyu devlet de, tarikatlar, cemaatler de ciddiye almalı.
Zira dini gruplar, inanç dünyası, tarikatlar, cemaatler kırılgan bir fay hattı olmaya aday gözüküyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.05.2024
20.04.2024
20.04.2024
12.04.2024
25.01.2024
9.05.2022
7.04.2021
26.03.2021
19.03.2021
11.03.2021