Kerem ALTAN
Bu ülkede o ya da bu nedenle yazı gününü kaçırdığın zaman başına büyük bir dert alıyorsun.
Her biri, normal bir ülkede ortalığı sarsacak gelişmeler “olan oldu artık” yaklaşımıyla gündemin gerisinde kalıyor ve gündeme en az onlar kadar önemli başka konular hakim oluyor.
İpin ucunu bir defa kaçırınca da gündemi yeniden toparlamak başlı başına bir sorun haline geliyor.
O yüzden ben de bugün Cem Yılmaz’ın yakalayıp hepimize gösterdiği milli özelliğimiz “little little in the middle” “felsefesiyle” bu sorunun altından kalkmaya çalışacağım.
Aslında başlangıç olarak ağır bir konu olacak, diğer konular için bünyede fazla bir yer bırakmayacak ama son bir ayda iktidarın ya da kısaca Başbakan’ın diyelim, işlediği anayasal suçlara bir yenisi daha eklendi.
Tabii ki yine herkesin gözü önünde, yine herkesin gözünün içine baka baka.
Bütçe görüşmelerinden bahsediyorum.
Her ne kadar bütçe görüşmelerinin içeriğinden çok milletvekillerinin küfürlü ve yumruklu kavgalarıyla ilgilenilse de haberiniz olsun tıpkı geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da hükümet yaptığı harcamaların hesabının sorulmasına izin vermeden, Sayıştay raporlarını sansürleyerek, yani suç işleyerek yoluna devam ediyor.
Başka bir ülkede bu suç karşısında yer yerinden oynardı ama burada Sayıştay raporlarıyla ilgili konuşmak istediğiniz zaman Erdoğan düşmanı ya da vatan haini oluyorsunuz, ki ikisi de uzun zamandır aynı anlama geliyor, bu da başka bir konu.
Yani Başbakan diyor ki; benim başında olduğum hükümet kimseye -buna o dillerinden düşürmedikleri milli irade de dahil- hesap vermeyecek.
Garip… Oysa Başbakan Erdoğan Bütçe Kanun Tasarısı’yla ilgili mecliste yaptığı konuşmada şöyle diyor: “Milli iradeye korumak ve güçlendirmek, altını çizerek ifade ediyorum, sadece iktidar partisi vekillerinin değil, bu salondaki her vekilin birinci vazifesidir.”
Devletin harcadığı paraların, yani insanların ödediği vergilerin nereye harcandığının hesabını vermiyorsunuz ama iş lafa gelince milli iradeyi korumanın altını da çiziyorsunuz, oralara buralara milli iradeye saygı fidanları da dikiyorsunuz.
Devam ediyor Başbakan: “Bu salonun dışında (Meclis’ten bahsediyor), bu salondaki vekillerin dışında hiç kimse, hiçbir kurum, Allah’tan başka hiçbir güç, bu ülkeye ve bu millete istikamet veremez. Hiçbir vekil, hiçbir siyasi parti milli iradeyi hedef alan, milli iradeyi, Meclis iradesini zayıflatmaya çalışan saldırılar karşısında kayıtsız kalamaz.”
Öyleyse soralım: Sayıştay raporlarını sansürlemek milli iradeyi ya da Meclis iradesini zayıflatmaya çalışan saldırılardan sayılmıyor mu?
Milletin, devlet kendilerine adam gibi hizmet etsin diye verdiği paraları denetlenmeden harcamak milli iradeye saygı mı saygısızlık mı?
Eskiden de böyleydi… Vatan, bayrak, şu veya bu diyerek milletin gözünü boyarlardı.
Şimdilerde ise milli irade laflarıyla insanları kandırmaya çalışıyorlar.
Peki dediğiniz gibi olsun, hükümet bizim paralarımızı nereye harcadığının hesabını vermesin. Daha öncekiler de vermiyordu, düzeni bozmayalım, bu suç zinciri kim gelirse gelsin devam etsin.
Hem konuyu uzatıp da iştahımızı kapamayalım. Zaten suç da suçlu da ortada, gerisi sadece zamana kalıyor.
Kandırılmaya çok alışmış “milli iradeyi” daha yakından ilgilendirecek başka bir konu var karşımızda bu defa; elektrik kesintileri.
Övünmeye bayılan Başbakan’a göre bizden iyisi yok. Herkesin kıskandığı, bu yüzden de durmadan karıştırmaya çalıştıkları bir devletiz ama gelin görün ki 2013 yılını geride bırakmaya yaklaştığımız günlerde bir anda elektrik kesintisiyle karşı karşıya kalabiliyoruz.
Biliyorum, “Yıl 2013, hala elektrikler kesiliyor” sıkıcı bir klişe ama bu klişe bu zamana kadar hala tedavülden kalkmamışsa ben değil, bu geri kalmış klişeyi halen yaşatanlar utanmalı.
Ülke genelinde elektrik kısıtlamasına gidilmesinin sebebi gerekli miktarda doğalgazı sağlama konusundaki yetersizliğimiz. Elektrik üretimi için doğalgaza ihtiyaç duyuluyor ama yerli yersiz övmekten çekinmediğimiz devletimiz elektrik için gereken doğalgazı sağlayacak hazırlığı anlaşılan o ki yapamamış.
Sorsan Suriye’ye de gireriz, İran zaten cepte, Rusya da kim, Obama zaten bir “zavallı”, AB önce kendine baksın. Dünyanın imrenerek izlediği bir ülkeyiz. Diğer ülkelerin gözlerini kamaştırıyoruz.
Lakin millet karanlıkta titreşiyor.
Kürsülerde atılan palavralardan “enerji” elde edebilseydik bizdeki ışık dünyanın gözlerini kamaştırırdı gerçekten ama ne yaparsın ki palavralardan enerji üretme işini henüz insanlık keşfedemedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’a göre ise bu sıkıntıların nedeni doğa koşulları ve doğalgaz talebindeki artış.
Yani diyor ki Yıldız; ah kış aylarında şu soğuklar olmasa, biraz da insanlar az şey talep etse hiçbir sorunumuz kalmayacak.
Eh siz de yazları bakanlık yapın, kışları tatile çıkın... Madem soğukta sizin bakanlığın yapacağı bir şey yok, boşuna oralarda oyalanmayın. Biz havalar ısınana kadar bekleriz. Havalar soğuyunca sizin varlığınızla yokluğunuz pek fark etmiyor nasılsa.
Peki sizin göreviniz her türlü problemi ortadan kaldırarak vatandaşlarına hak ettikleri hizmeti sunmak değil mi? Bu ister doğalgaz olsun, ister elektrik olsun, ister su olsun, ister yol olsun, isterse eğitim olsun.
“Problem var, sunamıyoruz” demek bizim imrenilecek bir ülke olduğumuzu mu gösterir yoksa yetersiz insanlar tarafından yönetilen geri kalmış bir ülke olduğumuzu mu?
Üstelik geri kalmış bir ülke olmaktan daha kötüsü tam tersine bizden iyisi yokmuş gibi davranmak, geri kaldığının bile farkında olamamak.
Tabii bir de Van konusu var. Biz oturduğumuz yerden birkaç saatlik elektrik kesintisi için veryansın ediyoruz ama orada insanlar hem soğukla, hem karanlıkla, hem de açlıkla mücadele etmeye çalışıyorlar.
Devletin kendilerine başlarını sokacak bir yer bulabilmesi için ölüm orucundalar. 100 günü geçti eylemleri.
Başbakan, “Suriye’de çocuklar soğuktan donuyorlar” diyor ama Van’daki çocuklardan ve onların çektikleri zorluklardan bihabermiş gibi davranmaya devam ediyor.
Buz tutan eşeklere kaloriferli ahır tedarik eden devletimiz, bir ev için hayatından vazgeçmeyi göze almış insanlarının sesini duymamakta direniyor.
Sorsanız milli iradeye saygı, sorsanız Başbakan’dan iyisi gelmedi, sorsanız ileri demokrasinin en ihtişamlı örneğiyiz.
Ama ne devletin harcamalarının hesabı sorulabiliyor, ne devlet vatandaşına hak ettiği hizmeti sunabiliyor, ne de soğuktan ölsek bile devletin umurunda olabiliyoruz.
Bir tek buz tutmuş eşeklere kaloriferli ahır bulabiliyoruz.
Eh bu da bir şey... Dünyanın gözünü kamaştıran iktidarımız sayesinde iki eşeği kurtaracak düzeye ulaştık, zamanla yetmiş beş milyon insanın derdine de çare buluruz.
Sabırsızlığa ne gerek var?
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.01.2015
7.01.2015
30.12.2014
24.12.2014
16.12.2014
28.11.2014
18.11.2014
11.11.2014
4.11.2014
21.10.2014