Markar ESAYAN
Eski Taraf gazetesinde yazarken geliştirdiğim bir kavram vardı. AK Parti'yi tüm o mücadeleleri verirken 'Eski Türkiye'nin Yeni Partisi', statükoyu savunan CHP ve MHP'yi ise 'Eski Türkiye'nin Eski Partileri' olarak tanımlamıştım. Erdoğan ve partisi eski Türkiye'nin kalın zırhında gedikler açmak için olağanüstü bir siyasi kavga veriyor, bürokratik-oligarşik devletin yargı, ordu, sermaye, STK'lar, sendikalar, üniversiteler gibi kurumları da bu değişim iradesi karşısında inanılmaz bir gerici direnç gösteriyorlardı.
AK Parti eski Türkiye'nin içinden çıkmış, değişime inanmış ve bu konudaki zihinsel safralarını Milli Görüş içindeki yenilikçiler-gelenekçiler mücadelesinde atma kararlılığını göstermişti. Bu kararlılığı göstermiş olmak AK Parti'yi aniden yeni yapmıyordu ama önünde yep- yeni bir paradigma açıyordu. Bu alana girme ve orada ilerleme basiretinin kendisi bizzatihi devrimci bir durumdu. Olağanüstü heyecanlı, sürprizli, yaratıcı bir dönemdi ve Erdoğan bu dönemin eşsizliğini derinden kavrayan, kavradığı için de rakiplerini sürekli ters köşeye yatıran siyasi özgünlükler sergiledi. Eski zihniyet bir kez kırılmıştı ve bu yeni zihniyet dünyasında rakipler eskisinde kaldığı için yaratıcı stratejiler kurmak olimpik bir havuzda tek başına yüzmek gibiydi.
Eski Türkiye'nin havuzu dar, küçük ve pislik içindeydi. Rakipleri Erdoğan ile aynı havuzda yarıştıkları yanılgısında olduklarından, kazanabilmeleri için en azından aynı sahada olmaları gerektiğini anlamadılar. Ya da o havuza girmenin kendisinin zaten onların sonu olacağını hissettiler ve bundan imtina ettiler.
Bu yeni niyet süzgecinden geçen birçok siyasi kavga verildi ve yıllar geçtikçe bu kavganın kendisi devrimci durumu güçlendirdi, Erdoğan'ı da nevi şahsına münhasır bir lider haline getirdi. Ülkenin demokratikleşmesi, oligarşik devletten kurtulma gibi amaçlar en başta da vardı ama, bu adımları engellemeye çalışan gerici saldırıların enerjisini kendisine itici güç olarak geri döndüren siyasi özgünlük yeniydi. Yani Erdoğan eski Türkiye'nin gerici güçlerinin saldırılarını siyasetle boşa çıkarmakla, onları geri dönüşüme, arıtmaya tabi tuttu. CHP ve tüm vesayet parçaları, her siyasi yenilgiden sonra biraz daha değişime teslim oldular. Başörtüsüne, Çözüm Süreci'ne eskisi gibi yekten karşı çıkamamak, uyduruk da olsa dindar bir adayı ulusalcı bir partiden aday göstermek hep bu nedenle zorunlu oldu. Bu değişimin yüzeysel, taktiksel ve içe sinmemiş olması bir şeyi değiştirmiyor; çünkü artık geriye dönmeleri ancak yüzde 1'lik marjinal bir hareket olmayı göze almaları halinde mümkün. İşte yavaş devrimin etkileri böyle oldu.
Lakin hala eski Türkiye'deydik. Ejderhanın dişlerini tek tek sökmek bir başarıydı ama ejderhanın varlığını ortadan kaldırmıyordu. 12 Eylül 2010 referandumu eski Türkiye konseptinde kalarak yapılabilecek restorasyonların limitine gelindiğini gösterdi. Nitekim tehlike sürpriz bir yerden geldi. Tabanından farklılaşan cemaatsel bir yapının elitleri, restorasyondan kendisine pay kapmaya çalıştı. Bu durum, Yeni Türkiye'ye geçişin artık ertelenemez olduğunu, ülkenin bir kez daha paradigma değiştirmesi gerektiğini gösterdi.
Ve bunu anlayan ilk kişi de beklendiği gibi Erdoğan oldu. Bu nedenle 17-25 Aralık darbesi sırasında '17-25 Aralık AK Parti'nin ikinci kuruluş tarihi olabilir mi' diye yazmıştım.
Ama önemli bir şey daha olmuştu.
AK Parti'nin artık kurulduğu tarihteki AK Parti olmadığını fark ettik. Köprünün altından çok sular akmıştı. Partinin gençleşmesinin, metal yorgunluğunu atmaktan veya bir yaş meselesinden öte bir durumu ima ettiğini anladık. Temel mesele uzlaşmalarla Eski Türkiye'nin yeni partisi kalmanın konforu ile Yeni Türkiye'yi kurma azmi, derinliği ve cesaretini gösterecek zihniyetin karşı karşıya gelme olasılığıydı. Burada isimlerin kimler olacağından ziyade hangi zihniyetin partide kumandanın başına geçeceği daha önemliydi.
Şimdi yeni başbakan, dışişleri ve ekonomi bakanlarının da içinde yer aldığı kabine tahminleri yapılıyor. 27 Ağustos'a kadar bu türden kulislerin bizzatihi bir ön alma, isimleri yıpratma riski mevcut. Medya dahil her etkili alanın eski ve yeni Türkiye'den yana melezlikler içerdiği ortada. Erdoğan müthiş bir beceriyle olimpik havuzda öncü bir grupla yüzmeye devam ediyor. Hızlı bir adaptasyonla yanına dürüst ve Yeni Türkiye'den yana insanların katılmaya başladığını göreceğiz. Bir zihniyet ayrışması üzerinden Erdoğan Yeni Türkiye'nin Yeni AK Partisi'ni kuruyor. Partisi de gerçekten basiret gösteriyor. Bu aşamayı Erdoğan'a yanlış yapmadan geçirenleri ve katkıda bulunanları tarih yazacaktır. Çünkü bu geçiş AK Parti'den de fazla bir şeyi ima ediyor ve halk her şeyin farkında, elinde kırmızı kart bekliyor.
Havuzun suyunu bulandırmak isteyenlere karşı temkinli olmak şart.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları













































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019