Mehmet Ocaktan
Suriye’de Baas diktatörlüğünün yıkılması hayaldi ama gerçek oldu. Bundan sonra Suriye’yi artık Esad ve ailesi değil, sahada gerçek anlamda bir başarı hikayesi yazan başta HTŞ olmak üzere bütün muhalif unsurların oluşturacağı koalisyon yönetecek.
Muhalif güçlerin sahada yenmesi gereken bir diktatör vardı, güçlerini birleştirdiler ve diktatörü yendiler. Şimdi şekilsel olarak daha kolay ama hayata geçirilmesi açısından çok daha zor bir görevleri var, ülkeyi yönetmek…
Zafer görüntüleri üzerinden Suriye muhalefetini okuduğumuzda, pozitif bir görüntü vermeleri gelecek açısından umut işaretleri taşıdığı muhakkak. Mesela, Irak’ta Saddam’ın devrilmesiyle yaşanan yakıp-yıkan görüntüler Suriye’de yoktu.
Tam aksine HTŞ lideri Golani, sürekli makuliyet ve uzlaşma çağrıları yapıyor. HTŞ, özellikle de kadınların giyim görünüşlerine yönelik herhangi bir müdahaleyi veya talebi, iffet talepleri de dahil olmak üzere, kesin bir şekilde yasakladığını duyurdu ki bu umutları daha da güçlendiriyor.
Geçiş hükümeti kurma konusunda tam yetkiye sahip olan Suriye Ulusal Koalisyonu (SUK) da son derece pozitif bir yaklaşım içinde. SUK’un şu ifadeleri, muhaliflerin hedeflerini net olarak ortaya koyuyor: "Ulusal Koalisyon, tam yürütme yetkisine sahip bir geçiş hükümeti kurmak için çalışmalarını sürdürüyor. Bu süreç, tüm ulusal güçlerin dışlanmadan katılacağı bir yapıyı amaçlamaktadır. Hedefimiz, özgür, demokratik ve çoğulcu bir Suriye’ye ulaşmaktır."
Özgür, demokratik ve çoğulcu Suriye hayali elbette güzel… Ancak söylem düzeyinde dillendirilen bu hedeflerin hayata geçirilmesi mümkün olabilecek mi, bunu yeni yönetimin uygulamaları gösterecek. Evet bütün bunlar, muhalif güçlerin geçmişten ders aldıklarını ve ayaklarını yere sağlam basmaya çalıştıklarını gösteren önemli emareler.
Ama bu kadar karışık bir tablodan Suriye’nin normalleşmesini sağlamak ve bir başarı hikayesi yazmak hiç de kolay değil. Zira süreç kendi içinde riskler barındırıyor, ayrıca yollar da tuzaklarla dolu…
Eğer yolun bir yerinde muhalif gruplar arasında bir güç mücadelesi yaşanırsa ya da grupların örgütsel asabiyetleri ön plana çıkarsa, işte o zaman ülke kaotik bir duruma sürüklenir ki herhalde hiçbir grup böyle bir akılsızlığa izin vermeyecektir.
Zorluklar var elbette ama şu cümleyi net bir şekilde kuralım; bu başarı, bizzat Suriye’nin kendi muhalif güçleri ve Suriye halkının başarısıdır.
Suriye’de 60 yıldır süren zulmü görmeyen, son 13 yıldır diktatörün katlettiği bir milyon insanın acısını bir kez olsun yüreğinde hissetmeyen, evlerini, barklarını terk ederek başka ülkelere sığınan milyonlarla empati yapamayan birileri şimdi bu başarıyı karalamaya çalışıyor.
Yok efendim BOP projesi işliyormuş, Amerika ve İsrail olmadan bunlar başarılamazmış, bunlar emperyalizmin oyunlarıymış… Böyle bir zırva olabilir mi?
Elbette Amerika’nın, Türkiye’nin bilgisi mutlaka vardır. Muhtemelen Rusya ve İran gidişatı gördüğü için, özellikle de içinde bulundukları şartlar yüzünden Esad’a yardıma gidemediler.
Ayrıca Amerika, Türkiye ve Avrupa’nın özel bir destek vermesine gerek yok, bir diktatörün sahneden çekilmesi herkesin hayrınadır. Ama şöyle bir gerçek var ki Suriye ile yakından ilgilenen Türkiye dahil, hiçbir ülkenin bu kadar hızlı bir başarıyı öngöremedikleri muhakkak.
En azından Türkiye istihbaratı, Esad rejiminin bu kadar kof olduğunu analiz edebilmeliydi ama görünen o ki Türkiye bile rejimin içine düştüğü zaafı görememiş.
Sadece Türkiye değil elbette, bütün bir Batı dünyasının da Suriye’deki gidişatı anlamaktan aciz olduğu ortaya çıkmış oldu. Amerika zaten sofistike planlar yapma özelliği olmayan bir ülke… O sadece züccaciyeci dükkanına giren fil benzeri yakıp-yıkar o kadar… Vietnam, Irak ve Afganistan’da sergilediği tablo Amerika’nın yapmaya değil, daha çok yıkmaya ayarlı olduğunu gösteren örneklerdir.
Yeni süreçte Türkiye’ye önemli görevler düşüyor. Bir kere bu geçiş sürecini doğru yönetebilmek için hem HTŞ ile ilişkilerini hem de HTŞ içinde yer alan gruplara güven telkin eden bir diyalog geliştirebilmesi gerekiyor.
En önemlisi de Amerika’nın açık desteği süren YPG ile daha rasyonel temele dayalı bir ilişkiyi yönetebilmesi şart. Her ne kadar yeni Başkan Trump, "Suriye darmadağın ve bizim dostumuz değil. ABD'nin hiç bulaşmaması gerekir. Suriye bizim sorunumuz değil. Akışına bırakın ve dahil olmayın" dese de bu kadar yatırım yaptığı YPG’ye olan desteğini yakın vadede çekmesi pek mümkün gözükmüyor. Yeni dönemde eli güçlenen Türkiye, bu süreci nasıl yönetecek bekleyip göreceğiz…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025
24.03.2025
10.03.2025
11.02.2025
5.02.2025
23.01.2025